24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD'de sular tersine akıyor

Şule Perinçek

Şule Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

ABD'de ara seçimler oldu. Bir vatandaş “Coca Cola mı yoksa Pepsi Kolayı oylamak gibi…” diye tanımlamış. “Hiçbiri”… “Yeter artık!”…ABD halkının da giderek tercihi anlaşılan.

9-11 Kasım 2022 tarihleri ​​arasında rastgele bir örneklemle web tabanlı görüşmeler yoluyla yapılan bir anket cinsiyet, yaş, ırk, eğitim, 2020 seçimlerine katılım ve cumhurbaşkanlığı oyu, temel parti kimliği ve mevcut seçmen kayıt durumuna göre ağırlıklandırılmış. Hata payı ±2 olarak belirtiliyor.

Ankete göre 2024'te Cumhuriyetçi başkan adayı olarak seçmenlerin yüzde 23'ü DeSantis'i, yüzde 20'si Trump’ı görmek istiyor. Buna karşılık, seçmenlerin yüzde 41'i Cumhuriyetçi aday olarak ne DeSantis'i ne de Trump'ı tercih edeceklerini söylüyor.

Cumhuriyetçi seçmenlerin yüzde 41'i, Trump'ı tercih eden yüzde 39'a kıyasla DeSantis'i tercih ettiğini söylerken, yüzde 8'i hiçbiri diyor.

Ancak bizden farklılar. Bu mücadeleye doğru önderlik edecek siyasi örgütleri yok. Ufak gruplar var. Toplum “yönetilebilmek” için 70’lerden bu yana yayılmacılık arttıkça çok hırpalandı. Her türlü “araç” kullanılarak uyuşturuldu. Değiştirebilme umutları ve enerjileri yok edildi. Toplumsal alanda müthiş bir müdahale var.

HERKESİN ELİNDE SİLAH

Buna karşılık giderek eşitsizlik ve bölüşüm ilişkilerindeki şiddetli adaletsizlik, ırkçılık, ayrımcılık çok büyük öfke biriktirdi. Toplumun önemli bir özelliği de silahlı olması. Ruhsatlı ruhsatsız neredeyse her ABD vatandaşına bebeler de dahil bir ya da iki silah düşüyor.

Bir dostumuzun oğlu New York’tan kız arkadaşının yanına Montana’ya gitmiş.

O bile şaşkınlıkla anlatıyor.

Herkes silahla dolaşıyormuş. Hepsinde en son model silahlar.

Buraya kadar bir anlamda normal diyebilirsiniz.

Ama şu yeni.

NewYork’u düşman görüyorlar.

“Onlar küreselci, ABD’li değil diyorlarmış.

EKONOMİ DİBE VURDU

ABD büyük bir emperyalist devlet. Tek dişi de kalsa “deneyimli” bir devlet örgütü ve yapısı var. Daha salgının ikinci haftasında çekmeceden bir isyan karşısında devletin tepesini nasıl koruyacaklarına ilişkin projeyi çıkardıkları gazetelere sızmıştı.

ABD emperyalizminin gözünden vurmaya kalkıştığı karıncalardan dünyada aldığı yenilgiler kendi halkının ağzına sürdüğü bir parmak baldan da etti. Bu ABD orta sınıfını etkilemesi anlamına geliyor ki patlamanın şiddetini arttırmanın yollarını döşüyor.

Büyük gazetelerde bile şöyle başlıklar görür olduk.

Nihayet iki Parti bir konuda, ABD ekonomisinin dibe vurduğu konusunda anlaştılar…

Gerçekten de resesyonun kaçınılmaz olduğu en üst düzeyde artık kabul ediliyor.

Hatta Biden bir de geçenlerde ABD ekonomisini Çin’le karşılaştırdı. Ve yenilgilerini, aralarının ne kadar açıldığını rakamlarla açıkladı.

HOLLYWOOD ESKİSİ GİBİ DEĞİL

ABD vatandaşları kitleler halinde işsiz kalıyor.

Son birkaç hafta hadi ay diyelim… art arda gelen haberler…

Apple, Amazon, Twitter, Netfliks

Binlerce işçi ve çalışan…

En son Starbucks çalışanları ABD'de 100'den fazla şubesinde greve gitti. Geçen yılın sonunda sendikalı olmuşlardı.

Ancak bizi bile en çok şaşırtan Hollywood’la ilgili haber oldu.

En katı kuralların geçerli olduğu alan.

Görünmez el kuş uçurtmaz.

Olağandışı.

Bir filmdeki uşağın repliğine bile CIA görevlilerinin müdahale ettiği bir alan…

Son dönemde ABD'de ırkçılık ve etnik ayrımcılık patlamalar halinde artıyor.

ABD sineması da bu ayrımcılığı yansıtıyor.

Ama nasıl?

İlginç olan son yıllarda Amerikalı sinemacılar ve yazarlar, farklı şekillerde ve Hollywood'daki film yapımı süreçlerine ters düşecek şekillerde Amerika'da siyahiler ve renkli derililerin çektiği zulüm ve gördükleri ayrımcılık konusunda filmler yapmışlar.

Bu etkileyici filmlerin ortak hikayesi, siyahilere, renkli derililere yönelik insanlık dışı tavırlar ve ayrımcı davranışlar ve Kızılderililere yönelik baskı ve şiddet.

Dağdaki kurtlar mı öldü, ne oluyor?

Devrimin ayak sesleri diyesimiz geliyor.

Olmaz mı olur…

ABD halkı daha çok yakın denebilecek bir tarihte, üstelik de silahla bağımsızlık mücadelesi verdi. Belleklerde taze.

Yeniden anımsamak bu kadar tahribata karşın zor olmayacaktır.

Şimdilik taşlar yerinden oynadı.

Çok kayıplar verdiler.

Bu sarsıntılar ve dünyadaki gelişmeler kuşkusuz ABD’lileri de etkiliyor.

Kendi örgütünü de yaratacaktır.

LEZBİYEN VALİLERİ VAR ARTIK GERİSİNİ BOŞ VEREBİLİRLER

Bir küçük “müjde” var mücadeleye kalkışacaklara.

Massachusetts’te MauraHealey (D) ABD'nin ilk açık lezbiyen valisi olmak üzere seçilmiş.

WesMoore (D), Maryland'in ilk siyah valisi olacakmış. 25 yaşındaki Afro-Latin kökenli Maxwell Frost (D) Z-kuşağının Kongre’deki ilk üyesi olacakmış.

Büyük zafer!

Oh akşam rahat uyuyabilirler.

ABD DEMOKRASİSİNİN İÇYÜZÜ

ABD'nin en büyük esrar üreticilerinden biri olan Green Thumb Industries Floridalılar’a müjdeyi veriyor. Yakında Circle K benzin istasyonlarında sigara ve atıştırmalıkların yanı sıra, marihuana ürünleri de satın alabilecekler.

Chicago merkezli Green Thumb geçen hafta yaptığı açıklamada, şirketler arasındaki yeni bir ortaklık kapsamında, önümüzdeki yıldan itibaren otların benzin istasyonlarından ayrı girişleri olan 10 "RISE Express"ten satılacağını duyurdu. Şirketin CEO'su Ben Kovler, CBS Money Watch Friday'de, tüketicilerin nasıl tepki verdiğine bağlı olarak, artabileceğini söylüyor.

Florida'da 47 eyalette 7.000'den fazla mağazaları var.

Kovler, Circle K ile yapılan anlaşmanın "ülkedeki en büyük market zincirlerinden birinde sunulan birinci sınıf esrar perakendeciliğinin ilk örneği" olduğunu belirtti. Bakkallar en hızlı büyüyen alışveriş sektörlerinden biri ve esrar tüketicileriyle bulundukları yerde buluşacağımız için heyecanlıyız."

Satışa sunulacak ürünler arasında bu yılın sonunda faaliyete geçmesi planlanan 28 dönümlük bir tesisten tedarik edilecek marihuana çiçeği, hazır rulolar, sakızlar vb yer alıyor.

Kovler'e göre Circle K ile yapılan anlaşma, "hastaların günlük ihtiyaçlarının bir parçası olarak yerel marketlerine uğradıklarında yüksek kaliteli esrar satın almalarını daha kolay hale getirecek".

Florida Sağlık Bakanlığı'na göre, federal düzeyde hâlâ yasa dışı olan esrar, Florida'da tıbbi kullanım için yasal olarak satılıyor ve şu anda yaklaşık 560.000 Floridalı tıbbi esrar kartına sahip.

SÜRDÜRÜLEBİLİR YASAL ESRAR ENDÜSTRİSİ!

Ulusal Eyalet Yasama Meclisleri Konferansı'na göre, esrarın 37 eyalette tıbbi kullanımına ve diğer 19 eyalette yetişkinlerin eğlence amaçlı kullanımına izin verilmektedir.

Bir başka müjdeli haber daha var.

Newsom tarafından imzalanan yeni yasa uyarınca işçiler, mesai saatleri dışında esrar kullanımı için artık işten atılamaz.

Newsom, "Bu önlemler, devletimizin bu hedefe doğru attığı önemli adımlara dayanıyor, ancak adil, güvenli ve sürdürülebilir bir yasal esrar endüstrisi oluşturmak için çok iş var" demiş.

Bu arada ABD'li işçiler çok daha az üretken hale gelmiş. Kimse neden olduğunu bilmiyormuş.

İşverenler ve ekonomistler, 1947'den bu yana ABD işçi üretimindeki en kötü düşüşten çok rahatsızmış…

Neden acaba…

Haberler işte böyle.

Yazarken bile içim sıkışıyor.

Hani şeytan diyor ki gidiver de şu ABD’ye mücadeleye bir el at da örgütleyiver… :)

Hani yok Z-kuşağı yok doktorlar bilmem ne diyorlar ya… yol göstericilik kapsamında söylenen kadar yoksa da… ABD hayaline kapılanlar, tuzağa düşenler ve düşecekler bir okusunlar diye yazdım.

SİYASİ ŞİDDET KABUL EDİLEBİLİR DİYORLAR

Birkaç hafta önce bir kişi ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin evine girdi ve eşine çekiçle saldırarak yaraladı. Kafatasında ve kollarında kırıklar vardı. Son yıllarda milletvekilleri ve ailelerine karşı şiddet ve tehditler arttı.

Bu konuda ilginç anketler var. Amerikalıların bir bölümü siyasi şiddetin bazen haklı olduğunu düşünüyor. Değişik anketler yapılmış, farklı şekillerde ölçmüşler. Hemen hepsinde benzer sonuçlar çıkmış. Şiddet onaylanıyor. ABD’lilerin bir bölümü anlaşılan yönetimden ve düzenden memnun değil ve tepkisel.

Kaliforniya Üniversitesi’nin yaptığı iki araştırmada da “önemli siyasi bir hedefe hizmet etmek üzere güç ve şiddet kullanımını” her beş Amerikalıdan biri “bazen haklı” buluyor. Eylül ayındaki bir Reuters/Ipsos anketinde, Amerikalıların yüzde 17'si, aynı fikirde olmadıkları kişilere karşı az ya da yüksek derecede siyasi şiddetin kabul edilebilir olduğu konusunda hemfikir.

Anket tarihleri bir yıl içinde günümüze yaklaştıkça sanki hem şiddet taraftarları artıyor hem de şiddetin derecesi.

Kayıtlı seçmenlerin bir bölümü yakın zamanda yapılan bir New York Times/Siena anketinde “demokrasilerini düzeltmek için silaha sarılmanın veya bir iç savaşın gerekli olduğunu” söylüyor.

Gerçi anketleri değerlendiren yazarlar, anketlere katılanların yüzde 89’la yüzde 100’ünün bir biçimde bu tür siyasi şiddet olaylarına katılmış ya da şüpheli olduklarını saptamışlar.

Bir anlamda o da ayrı bir gösterge…

ABD CIA