21 Aralık 2024 Cumartesi
İstanbul 10°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD’de yeni dönem ve Suriye

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Bu yazı hazırlandığı sırada ABD başkanlık seçimlerini resmi olmayan sonuçlara göre Donald Trump’ın kazandığı kesinleşmişti. 2017-2021 yıllarında başkanlık yapan Trump, 2020 seçimlerinde Biden’a karşı kaybetmişti. Trump, ilk açıklamasında “Savaş istemiyorum, savaş başlatmayacağım, savaşı bitireceğim.” dedi.

Kuşkusuz, Trump’ın başkanlığının ABD’de ve dünya genelinde bazı değişikliklere yol açacağı görülüyor. Bunların bazıları köklü değişiklikler olabilir.

Ya da, Trump’ın seçim kampanyalarında NATO, Rusya, Çin ve İran ile ilişkiler hakkındaki açıklamalarından yola çıkarak ABD’nin dünya siyasetindeki rolünde bazı temel değişiklikler için girişimlerin söz konusu olacağını öngörebiliriz.

Ancak bu da ABD içindeki farklı güç odakları arasındaki mücadelenin seyrine bağlı olarak şekillenecektir. Dolayısıyla, Trump’ın başkan oluşu aynı zamanda ABD’de (durumu tam tarif etmese de) kabaca “izolasyoncular” ve “küreselleşmeciler” arasında iç iktidar mücadelesinin şiddetlenmesine de neden olacaktır.

SEÇİM GÜNDEMİNDEKİ TARTIŞMALAR

Şunu saptamalıyız: Bu iç mücadele, ABD’nin dünya çapındaki askeri ve ekonomik gerilemesinin sonucunda ortaya çıkmaktadır. Seçim kampanyası düzlemindeki tartışmaların da bu durumu ortaya koyduğu söylenebilir.

Amerikan seçimlerinde çok sık tekrarlanır: İç politika belirleyicidir, dış politika konuları seçmenlerin gündeminde pek yer almaz. Ve başa güreşen iki rakibin dış politika programları da genellikle küçük farklara rağmen esas olarak aynıdır.

Ama Trump’ın kazandığı 2016’daki Hillary Clinton ile olan mücadelesinde ve 2020’deki Biden ile karşı karşıya olup kaybettiğinde olduğu gibi Harris ile seçim yarışı sırasında, Amerikan seçimlerinin klasik görünümünden farklı konular tartışıldı.

Yine iç politika konuları ağırlıkta olmakla birlikte, dışarıdaki gelişmelerin içerideki sorunlara yansıması bağlamında dış politika konularının seçim gündeminde öne çıktığı görüldü.

Trump’ın, içeride yapacağını belirttiği düzenlemeler değil, NATO ile ilişkiler, Ukrayna savaşı ve Çin ile ilişkiler hakkında Amerikan politikasında köklü değişiklik içeren programı en fazla tartışılan konular oldu.

TÜRKİYE VE GELİŞEN DÜNYA ÜLKELERİ İÇİN FIRSATLAR

ABD’de birbiriyle mücadele içindeki iki ana farklı odağın da önceliği, dünya çapındaki Amerikan hegemonyasının çöküşünü durdurmak, gelişen çok kutupluluğu baltalayarak, alternatif bir dünya düzeninin oluşmasını önlemektir.

Fakat, bu amaca ulaşmak için izlenecek yola ilişkin farklı programlar arasındaki makas giderek daha fazla ve şimdiye kadar olmadığı kadar açılmaktadır. İç mücadele sürecek ama Trump’ın başkan seçilmesi, “demokrasi ihracı”nı esas alan dış müdahaleci kesimlerin seçimleri kaybetmesi anlamına geliyor.

Bu durum, ABD’nin baş hedefinde yer alan Çin ve Rusya için olduğu kadar Türkiye açısından da önemli fırsatlar doğurmaktadır. Özellikle Suriye düzleminde öncekinden farklı Trump politikalarının söz konusu olacağı şimdiden görülüyor.

ABD’nin Suriye’de PKK/YPG’ye destek politikasından vazgeçmesini sağlamanın koşulları bulunmaktadır.

ABD Trump İran Çin Rusya