19 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD'den İran'a karşı 400 milyon dolar itirafı

Hikmet Çiçek

Hikmet Çiçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Açıklama Washington’un ilk kez bu yönde kamuoyuna yaptığı bir itiraf olarak kabul edilse de yönetim, paranın “fidye” olarak ödendiği iddialarını hala reddediyor.

Obama yönetimi ocak ayında rehinelerin serbest bırakıldığı gün, İran’a nakit paranın gönderilmesinin iki ülke arasında gizli bir anlaşmaya işaret etmediğini savundu. Yönetim, zaten Amerika ve İran arasında varılan nükleer anlaşmanın ardından para transferinin yapılacağının önceden bildirildiğine dikkati çekiyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby de resmi söylemleri tekrarlayarak, paranın aslında 1970’li yıllarda Şah döneminde yapılmış silah anlaşmasında Amerika’ya ödendiğini, ancak Şah devrilip İslam Cumhuriyeti kurulunca silahların İran’a gönderilmediğini, paranın da Tahran’a yeni iade edildiğini hatırlattı. Kirby, para ödemesinin İran’daki tutuklu Amerikan vatandaşlarının iadesiyle bir bağlantısı olmadığını yineledi.

‘Parayı koz olarak kullanmasaydık budalaca davranmış olurduk’

İki ülke arasında hala karşılıklı güvensizlik olduğuna dikkati çeken Kirby, İran’ın tutukluları geri iade etmekten vazgeçebileceği yönünde kaygıları bulunduğunu, bundan dolayı da para iadesinin bu zamana denk getirilip İran’a karşı koz olarak kullanıldığını belirtti. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, “Azami kozu kullanmamak, bizim açımızdan budalaca, öngörüsüz ve sorumsuz olurdu” diye konuştu.

John Kirby, “En nihayetinde bir bağlantı olup olmadığını soracaksanız, bunu inkar etmeyeceğim” dedi.

İran tutuklu bulundurduğu Amerikan vatandaşları, Washington Post gazetesinin Tahran muhabiri Jason Rezaian, eski muharip asker Amir Hekmati, rahip Said Abidin ve Nusretullah Hüsrevi-Rudsari’yi 17 Ocak’ta serbest bırakmıştı. Serbest bırakılıncaya kadar Hüsrevi-Rudsari’nin kayıp olduğu da bilinmiyordu. Aynı gün İran’a farklı para birimlerinden oluşan, 400 milyon dolar tutarında nakit para işaretsiz bir askeri uçakla gönderildi.

Amerika’da İran’la yapılan nükleer anlaşmaya karşı olan kesimler, başta da Cumhuriyetçi Partili muhalefet, bu parayı İran’a fidye ödemesi olarak yorumluyor. Amerika rehine karşılığında fidye ödemeyi reddediyor, ama Cumhuriyetçiler bu politikanın ihlal edildiğini öne sürüyor.

Yerel medyaya konuşan İranlı liderler, bu paranın fidye olduğunu yalanlamıyor.

İran’ın son şahı Rıza Pehlevi, 1979 yılında bir silah anlaşması karşılığında Amerika’ya 1,7 milyar doların ilk taksiti olarak bu 400 milyon doları ödemişti. Ancak anlaşma Şah rejiminin yıkılmasının ardından yürürlüğe konmadı.

Para 37 yıl sonra İran’a Euro ve İsviçre Frangı gibi para birimleriyle ödendi. Amerikan yasaları İran’la dolar üzerinden iş yapılmasını da yasaklıyor. (VOA)