ABD'nin ölümcül borçlanma döngüsü
Türkiye’nin devasa borç krizi ve seçimler, asıl karşımızdaki büyük resmi görmemizi engelliyor.
Bu büyük resim öyle trollerin uydurduğu saçmalık ya da komplo teorisi değil.
“Dollars and cents”, tamamen.
Son birkaç yazımda, Amerikalı ekonomist ve analistlerden önemli bilgiler aktarıyorum.
Mesela FED-Pentagon ve CIA’nın danışmanlığını yapmış ekonomist Jim Rickards’ın “Yeni küresel borç krizi Türkiye’den çıkacak” ve “1 Temmuz 2018’de dolara alternatif gelecek” iddialarını yazdım.
Dünya Bankası ve Dünya Sağlık Örgütü eski yöneticisi ekonomist Peter Koenig’in ABD’nin karşılıksız borçlarının, sonuçta Çin parası Yuan’ı rezerv para birimi haline getireceğini söylediği yazısını da aktardım.
Ünlü uluslararası analist William Engdahl da üçlemenin sonuncusu olabilecek bir yazı kaleme almış.
Engdahl, Globalresearch’da 2 Haziran 2018 günü yayımlanan “America is In a Debt Trap Death Spiral” (Türkçesi: Amerika borç tuzağı ölüm döngüsünde”) başlıklı yazısında, doların karşılıksız olmasından kaynaklı Amerikan borç krizinin küresel finans sistemini de krize sokacağı ve 1944 sonrası doların rezerv para olması durumunu ortadan kaldıracağını iddia ediyor.
Endahl’ın yazısından satırbaşlarını aktarıyorum:
“1971’in 15 Ağustos günü Başkan Nixon, ABD Hazinesi’nden Paul Volcker’in tavsiyesiyle Bretton Woods kararı olan dolar-altın karşılığı sistemini bitiren açıklamasını yaptığında, Wall Street’teki bankerler, karşılıksız basabilecekleri bir dünya rezerv parasına sahip olduklarını anlayıp harasal bir cennette olduklarını düşündü.”
“ABD için borçlanmak artık sorun değildi. 1980’lerden itibaren, Bank of Japan (Japon Merkez Bankası), People’s Bank of China ve dünyanın tüm merkez bankaları, Amerikan AAA reytingli devlet tahvillerini alarak, ABD’nin Afganistan ve Irak işgallerini sıfır faizle finanse ettiler. George W. Bush zamanında ABD’nin bütçe açığı ilk kez 1 trilyon doları aştığında, Başkan Yardımcısı Dick Cheney, “Borç mühim değil, Reagan bunu ispatladı” demişti. Bir noktaya kadar bu doğruydu. Ancak artık o “nokta” fazlasıyla geçildi ve borçlar artık mühim bir hal aldı”
“ABD’nin 2007-2008 ekonomik krizinde, (ki 2008 itibarıyla küresel yapısal bir krize dönüştü) üç sektör, Federal kamu, Şirketler ve hane halkları, neredeyse sıfır faizlerle hiç yarın olmayacakmış gibi borçlanma yoluna gitti. 2008’deki krizden itibaren ABD’nin o dönem 10 trilyon dolar olan toplam Federal borçları 21 trilyon dolara yükseldi. Bu borçların sadece 500 milyar dolarını Amerikan Merkez Bankası FED sağladı. Geri kalan kısmı, Çin, Japonya, hatta Rusya ve Suudi Arabistan tarafından (ellerinde tuttukları Amerikan dolar rezervleri tahviller ile) finanse edildi.”
TRUMP’IN EKONOMİK FELAKETİ
“Trumponomics Disaster. (Trump’ın ekonomik felaketi) Trump’ın 2017’de çıkardığı vergi kesintisi yasası, büyük şirket vergilerinde yüzde 35’ten yüzde 21’e indirim sağladı. Bu ekonomide bir hareketlilik yaratmadığı gibi, ABD’nin vergi gelirlerinde önümüzdeki 10 yıl boyunca her yıl 1 trilyon dolarlık azalmaya yol açacak. 2028’de, yani bundan 10 yıl sonra ABD’nin federal borçları 34 trilyon dolara ulaşacak.”
ZOMBİ BORÇLULAR, ZAMAN AYARLI BOMBA
“ABD yönetimi, batık durumdaki Wall Street’i kurtarmak için, 2008’den itibaren 10 yıl boyunca faiz oranlarını sıfıra yakın tuttu. Bu da emlak, hisse ve tahvillerde önemli şişme yani enflasyon yarattı. Şimdi FED, yeni bir miktarsal daralmaya (quantitative tightening) gidiyor. Geçen yıldan beri faiz oranları yukarı doğru hareketleniyor. Şimdi FED fonları faizleri neredeyse 10 yıllık sıfıra yakın bir miktardan, 1.75’e yükseldi. Tarihin hiçbir döneminde FED, 10 yıl boyunca bu kadar düşük faiz uygulamadı. O yüzden bunun sonuçlarını kimse tahmin edemiyor. 2008’deki kriz öncesi faizler yüzde 5 düzeyindeydi.”
“Ünlü reyting kurumu Moody’s önemli bir uyarı yaptı. Bu uyarıya göre, 2008’den bu yana ABD şirketlerinin yüzde 22’si, son derece düşük faizlerle ayakta tutulmuştu. Bunlar “Zombi şirketler” olarak adlandırılıyor. Çünkü aslında batıklar, fakat sıfır faizlerle alınan borçla yüzdürülüyorlar. Moody’s’in raporunda önemli bir bilgi daha var. 2009’dan beri kredi reytingi çöp konumundaki şirketlerin oranı küresel çapta yüzde 58’e ulaşmış, ki bu rakamsal olarak 3,7 trilyon dolarlık bir büyüklüğe tekabül ediyor. Bunların 2 trilyon dolarlık yani yüzde 40’lık kısmı, B1 ya da daha düşük kredi notuna sahip. 2009’dan beri Amerikan şirketlerinin borçları yüzde 49 arttı. Bu da 8,8 trilyon dolara eş değer.”
FAİZ ARTIRIMI ZOMBİLERİ BATIRIR
“İşte bu kararsız ve istikrarsız durumda iken ABD, bütçe açıklarını kapatmak için gereksinim duyduğu Çin, Rusya ve hatta Japonya’yı ‘düşmanlaştırmak’ için elinden geleni yapıyor. Finansal yatırımcılar ABD açıklarını kapatmak için daha yüksek faiz talep ederken, bu yüksek faizler, ABD’nin zombi şirketlerini Moody’s’ın uyardığı gibi büyük bir iflas çığının altında bırakabilir. Trump yönetimindeki ABD, işte bu ekonomi- politik zeminde dış politikada çok tehlikeli manevralar yapıyor. Ve Washington’daki kimse bunu umursuyor gibi görünmüyor ve bu da alarm zillerini çaldıran bir durum”
Engdahl’ın yazısı böyle.
Bu yazı, önceki ikisi gibi, aynı zamanda ABD doları için de rezerv para olma günlerinin, yani parasal cennetin sonuna geldiğini haber veriyor.
Ben de yeni bir haberle buna ek yapayım.
Çin’den sonra Hindistan da İran petrolünü kendi parasıyla yani Rupi ile satın almak üzere bir anlaşma yaptı.
Çin ve Hindistan’ın yıllık petrol için harcadığı para 200 milyar doları aşıyor.
Son gelişmeler, AB’nin de petro doları terkedip, kendi parasıyla petrol alımına başlayacağı yönünde.
Waşington’daki Tarzan epey bir zor durumda yani.