ABD’nin onurlu kadınları ve omurgasızlar
Ülkemizde genelde tüm siyasi partilerin, özelde kadın hakları, LGBT hürriyeti ve halkların demokrasi ve özgürlük savaşını sevenlerin partileri, örgütleri, dernekleri ile süslüman ve dinci kisveli tarikat, örgüt ve partilerin samimi mi yoksa münafık mı, yerli mi yoksa ithal tohum mu, milli mi yoksa işbirlikçi mi olduklarını şaşmaz netlikte gösteren sihirli ayna ABD’dir. Bu aynanın diğer sihirli imtihan yüzü sevin veya sevmeyin dediği hükümetler ve liderlere karşı takınılan tavırları deşifre eder. İsrail’i destekleyin, HAMAS’ı, Filistin direnişini kınayın ama İsrail’e karşı yaptırımda bulunmayın talimatı gelince imame ABD ve İsrail’in arkasına dizilen tespih habbelerin kim olduğunu net görürsünüz. Suriye dâhil tüm sahalarda bu tabloyu görebilirsiniz. Ateşkes, yardımların ulaştırılması, esir takası, işgalin kalıcı olup olmayacağı, İsrail’in ne derece vahşi ve hadsiz davranacağı ABD’nin tekelindedir.
UCM DİKKATE BİLE ALMIYOR
Maalesef, söz konusu İsrail katliamları ve Filistin hakları olunca Rusya da, Çin de, BRICS de, Arap Ligi (AL) de, İslam İşbirliği Teşkilatı (İTT) da kırmızıçizgiyi aşmaya cesaret bulamıyorlar. Holdinglerin ve Siyasetlerinin emir kulu meclisine dönüşen uluslararası mahkemelerin mide bulandıran durumuna bakın. “Rusya’nın Ukrayna’da yaptığı katliamlarından Putin sorumlu” diyerek konuyu Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) taşıdılar. İki hafta süren mahkeme Putin’i savaş suçlusu buldu ve tutuklanması için karar çıkardı. Netanyahu, savaş kabinesi ve ordusu söylem ve eylemleriyle katil, Neo-Nazi, ırkçı, soykırımcı, işgalci, talancı ve tüm âlemi yıkmaya ve yakmaya potansiyel suç makinesi teşkil ettiklerini yeterince ispatlamış olmalarına rağmen yapılan başvuruları UCM nazari dikkate bile almıyor.
NEREDE DUrACAĞIZ?
Ülkemizde ABD sihirli aynalarında görülen en bariz şahsi örnek Ertuğrul Özkök ve avenesidir. Bunların propaganda ettikleri şahıslar, hangi konuda nerede durdukları sizin nerede durmanız gerektiği noktasında önemli bir göstergedir. Hani Castro’nun, “ABD ağlıyorsa güleriz, gülüyorsa ağlarız” deyimine uygun olarak Ertuğrul Özkök Diyarbakır’da halay çekip İmamoğlu, HDP güzellemeleri yapıyorsa, çocuklarının terör örgütü PKK’dan kurtarılmasını, çocukların kandırılmasında aracı rol oynayan HDP (HEDEP)’ten isteyen Kürt annelerini ziyaret etmiyorlarsa bu tutum ABD siyasetleriyle uyumlu olduğu ve ona hizmet ettiği içindir. Özkök, zenginler kulübü “Türk- Amerikan Cemiyetinin” kadın eş-başkanları Akbank yönetim başkanı Suzan Sabancı’yı ve Ahmet Ertegün Vakfı Başkanı “Yahudi” Linda Wachner’i, 29 Ekim balosunun yapıldığı New York Plaza Otelini, yemeklerini, içkilerini ve katılımcılarını ballandırarak anlatıyor.
İSRAİL-ABD FELEĞİNDE KALMAK İÇİN MÜCADELE EDENLER
Nazarında hepsi Cumhuriyetçi ve Atatürkçüymüş. Türkiye’yi ABD’de temsil eden etkili modern yüzlermiş. Bu cemiyetin İsrail ve ABD’ye tek bir eleştirisi yok. Aksine Türkiye’nin İsrail ve ABD’nin feleğinde kalması için canı gönülden mücadele ediyor. İsrail ve ABD dostu Amerikan-Türk Cemiyetinin Eşbaşkanı iki kadının propagandasını yaparken, Filistin’e destek veren, İsrail’in katliamlarını kınayan, bu katliamlara destek veren ABD hükümetini eleştiren ABD Kongre üyesi iki Müslüman kadın Rashida Tlaib ve İlhan Ömer’i hatırlamıyor. Her iki kadının Kongrede maruz kaldıkları anti-demokratik, şoven ve aşağılayıcı uygulamalar umurunda olmuyor. Rashida Tlaib’in öldürülmesini teklif eden Siyonist Yahudi güruha karşı üç maymunu oynuyor.
Rashida’nın Kasım 2024’te yapılacak seçimlerde seçilmemesi için İsrail’in en önemli destekçisi Siyonist “Amerikan-İsrail kamu İşleri Komitesi (AIPAC)”ne milyonlarca dolar bağışta bulunan birisinin avukat, sanatçı ve tek sendikalı Senato adayı Frank “Hill” Harper’e, Rashida Tlaib’e karşı aday olması için 20 milyon dolar rüşvet teklif etmesi ve bunun ifşa olması haber değeri taşımıyor. En nihayet dünkü yazısında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a dâhiyane bir teklifte bulunmuş; CHP milletvekili, eski ABD ve İsrail Büyükelçisi Namık Tan’ın ABD’ye Coca-Cola’nın eski CEO’su Muhtar Kent’i önermesini müthiş bir teklif olarak görmüş. Oldu olacak, mesele Beyaz Saray ve ABD nüfuzlu çevrelerle iyi ilişkileri olan birisini Türkiye Cumhuriyeti’nin Büyükelçisi yapmak için Fethullah Gülen’i önersin. Zira bunun ABD ve İsrail ile münasebetleri Muhtar Kent’ten daha derin ve güçlüdür.
EMPERYALİSTLERİN CEPHESİNDE KALEMŞÖR
Yalçın Küçük “Türkiye’de İsrail, İsrail’den daha güçlüdür” demişti. Ertuğrul Özkök, 8 Haziran 2005’te kaleme aldığı “Evet Ben Bir Sabatayistim” yazısında, birçok ismi Sabatayist (saklı Yahudi) veya Siyonist olarak tanıtan, konu hakkında ölçüyü kaçırarak yaptığı değerli çalışmalara zarar veren Yalçın Küçük’ü “ti’ye aldığını” yazmıştı. Her Sabatayist Siyonist veya Netanyahu muhibbi değildir. Her Yahudi de Siyonist ve Netanyahu savaş kabinesinin işgaline, talanına, katliamlarına onay vermemektedir. Zenginler Kulübünün yağcısı, ABD ve İsrail muhibbi Ertuğrul Özkök hangi kökenden, ecdattan ve kaynaktan geliyor bunu araştırmak abesle iştigaldir. Ancak Siyonist-Emperyalist ABD ve İsrail’in cephesinde kalemşor olduğunu açıkça beyan etmektedir.