22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD’nin saldırganlığı, AB’nin diyalog arayışları

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve NATO, Ukrayna krizi ve Rusya’ya karşı alacakları tutum, izleyecekleri politikalar konusunda telaş içinde. Geçen hafta başından bu yana bir koşuşturmaca yaşanıyor. Rusya ulusal güvenliğini savunmada kararlı. ABD tehditler savuruyor ve AB’yi arkasında sürüklemeye çalışıyor. AB bir bocalama içinde; Fransa ve Almanya Rusya ile sorunların özellikle de Ukrayna konusunda diyalogla çözülmesinden yana. Ama her ülkede de Atlantikçi kanadın bastırmasıyla “ABD ile birlikteyiz, NATO Avrupa’nın güvenliği açısından önemlidir.” açıklamasında bulunuyorlar.

Buna rağmen Almanya, Rusya ile diyalog konusunda daha çok çaba harcıyor. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, bu hafta "her düzeyde" görüşmeler yapmak için Moskova'ya gideceğini açıkladı. Alman Bakan, “Diplomasi, özellikle kriz zamanlarında, büyük bir azim, büyük sabır ve güçlü sinirlerle karakterize edilir.” ifadelerini kullandı.

TOPLANTI TRAFİĞİ

Çarşamba günü Brüksel’de toplanan NATO-Rusya Konseyi toplantısından bir sonuç çıkmadı. Aynı gün, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) da Viyana’da toplanmıştı. Perşembe ve cuma günleri ise AB Savunma ve Dışişleri Bakanları, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in başkanlığında Fransa’nın Atlas Okyanusu kıyısındaki Brest kentinde bir araya geldi.

BREST TOPLANTISI

Resmi bir niteliği olmayan, dolayısıyla bir kararın alınmadığı Brest toplantısına NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Avrupa Komisyonu ve Afrika Birliği (AfB)’nden yetkililer de katıldılar. Toplantıda Borrell’in hazırladığı ve Mart ayında yapılacak AB Zirvesi’ne sunulacak olan “Stratejik Pusula” taslağı ele alındı.

“Stratejik Pusula” taslağı yanında en sıcak konu olan AB’nin Ukrayna, Rusya ve Doğu Avrupa’ya yönelik politikaları görüşüldü. Aslında Avrupalı bakanları bir araya getiren esas neden de buydu. NATO-Rusya Konseyi toplantısında NATO uzlaşmaya yanaşmadı; tehdit ve yaptırım uygulama tutumunu devam ettirdi. Rusya’nın talepleri netti: “Doğuya doğru genişlemeyi durdur”, “NATO güçlerini Varşova Paktı’na bağlı ülkelerden geri çek”, ve “Ukrayna, ve Gürcistan’ın NATO’ya katılmasını engelle”.

MALİ’YE KARŞI AB YAPTIRIMLARI YOLDA

Peki Brest toplantısında, Afrika Birliği’nin ne işi vardı? Başta Fransa olmak üzere Batılı güçler Afrika’da zor durumdaydı. Özellikle geçen hafta Mali’de Fransa’ya ve Mali’ye yaptım kararı alan Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik İşbirliği Örgütü’ne karşı büyük protesto eylemleri yapılmıştı. AB’nin de Mali’ye karşı yaptırımlar hazırladığı açıklaması yapıldı. Josep Borrell “Mali’de kalmak istediklerini, ancak bunu ne pahasına olursa olsun yapmayacaklarını” ifade ederek, “Brüksel’in Bamako’ya sağladığı mali yardımı dondurduğunu” açıkladı.

ABD’DEN PUTİN’E YAPTIRIM TEHDİDİ

Gerçekten de geçen hafta ABD ve AB’nin gündemi yoğundu ve biraz da Rusya’ya karşı alacakları tavır konusunda bir çaresizlik içindeydiler. Klasik tehditler dışında bir tutum sergileyemiyorlar. NATO-Rusya Konseyi toplantısında Rusya’nın kararlı duruşu karşısında ABD Senatosu’nun Demokrat üyeleri, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması veya işgal etmesi halinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e ABD yaptırımlarının uygulanması konusunu gündeme getirdiler. Demokratların bu tutumuna karşı Moskova’nın cevabı gecikmedi. Rusya Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Dmitry Peskov, “Bir devlet başkanına yaptırım uygulanmasının, iki ülke arasındaki bağları koparmakla eşdeğer olacağını” ifade etti.

ABD’nin Rusya Devlet Başkanı Putin’e karşı yaptırım açıklaması Brest toplantısının ikinci gününe denk gelmesi ABD’nin Avrupa’yı etkileme amacı güttüğü şeklinde yorumlandı.

AB’DEN RUSYA’YI CAYDIRMA POLİTİKASI

Brest toplantısından sonra yapılan açıklamalarda AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ’den sonra Fransa Dişileri Bakanı Jean-Yves Le Drian öne çıktı. Le Drian: "Avrupalılar Rusya'ya karşı mükemmel bir birlik içinde" dedi. Bir taraftan “Ukrayna'daki krizden bir çıkış yolu bulmak için ‘Normandiya! formatını yeniden başlatmak için Almanya ile birlikte çalışıyoruz.” derken diğer taraftan “Rusya ile yürüttüğü tartışmaların özü konusunda Amerikalı ortağımızla çok yakın bir şekilde koordine ediyoruz.” dedi.

AFP'ye verdiği demeçte. "Yaptırımlar masada” diyen bir başka bakan, “Rusya'nın Ukrayna'ya müdahale riskinin gerçek olduğu ve tepki vermeye hazır olmamız gerektiği yönünde. 2014'te Kırım'ın ilhakında olduğu gibi anlaşmaya varmamız haftalar sürmemeli" uyarısında bulundu. İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde “Rusya'ya verdiğimiz yanıtta çok katı olmalıyız ve Ukrayna'ya yönelik saldırılar olursa çok sert, çok güçlü ve dayanıklı olacağımızı söylemeliyiz" diyerek bir bakıma AB’nin Rusya’ya karşı tavrını ortaya koydu. Fransa Dışişleri Bakanı Le Drian’nın da açıklaması bu yönde: “Rusya'yı caydırmak için irademiz, ortak hareket etme kararlılığımız ve AB'nin sesini duyurma isteğimiz var” şeklinde.

LE FİGARO’NUN YORUMU

Le Figaro gazetesinin değerlendirmesi AB’nin Rusya politikasını özetler nitelikte: “Avrupalılar, Washington ile Moskova arasında Avrupa'da güvenlik konusunda ikili bir anlaşma olan ‘yeni Yalta’dan korkuyorlar. Güvenilirlikleri tehlikede. Rus gazına ve Rusya ile olan ekonomik ilişkilerine bağlı olarak, bu ülke ile karşı karşıya kaldıklarında ABD'nin izinden gitmek konusunda her zaman isteksiz davranmışlardır. Brest'te, Amerikalılarla "kesinlikle mükemmel" koordinasyonu sürekli övdüler. Ancak misilleme korkusuyla Washington'un yaptırım seçenekleri konusunda takip etmekte zorlanıyorlar. Rusya’ya karşı enerji, finans, teknoloji hedefli ABD tarafından önerilen yaptırımlar geniş kapsamlı ve özellikle Almanya'da, Kuzey Akım 2 gaz boru hattının bir kaldıraç olarak kullanılmasının Başbakan Olaf Scholz tarafından reddedildiği Almanya'da bölünmelere yol açıyor.”