23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD'nin 'soykırım' yalanına verilecek en iyi yanıt

Ferit İlsever

Ferit İlsever

Gazete Yazarı

A+ A-

ABD 24 Nisan'da Türkiye'yi bir kez daha "soykırımcı" ilan etmeye hazırlanıyor. ABD Temsilciler Meclisi 24 Nisan toplantısında "Türkiye'nin 1915'te Ermenilere Soykırım yaptığı" yalanını eğitim müfredatına yerleştirme kararı alacakmış.

Hangi kararı alırlarsa alsınlar, artık bu kararlar yok hükmündedir. Talat Paşa Komitesi'nin Avrupa ülkelerindeki güçlü mücadelesiyle, Genel Başkanımız sayın Doğu Perinçek'in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) kazandığı zafer sonrasında, bu yalanın hukuki hiçbir değeri kalmamıştır. AİHM, 1915 Tehciri'nin Hitler'in Yahudi Soykırımı'na benzemediğini, yani soykırım olmadığını ve parlamentoların bu kararı alamayacağını kesin hükme bağlamıştır. AİHM'nin bu kararıyla, ABD ve bazı AB ülkelerinin, yıllarca süren "Ermenilere soykırım yaptınız" suçlamasına karşı Türkiye'nin eli güçlenmiştir. Çünkü bu sadece tarihi bir gerçeği aydınlatmak açısından değil, emperyalistlerin "soykırım" yalanını kullanarak bugünkü PKK-PYD bölücülüğü dayatmalarına da verilmiş en iyi cevaptır.

Önceki günkü Aydınlık Gazetesi'nde de belirtildiği gibi, ne yazık ki, hükümetimiz Türkiye'nin bu büyük başarısının farkında değildir. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı 'nın geçen gün düzenlediği Uluslararası Hukuk ve Tarih Perspektifinden 1915 Olayları Konferansı'nda konuşan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, bu olayı, "Bir çok Batılı devletin siyasi bir baskı aracı olarak kullandığını" belirtmiş ve "Bir çok ülke parlamentosunun Türkiye aleyhine almış olduğu 1915 olaylarına ilişkin kararların, bilimsel veriler ışığında da, uluslararası hukuk nezdinde de yok hükmünde olduğunu" vurgulamıştır. Bunlar doğru ve güzel değerlendirmeler. Ama bu değerlendirmelere temel teşkil eden AİHM kararları yok Altun'un konuşmasında. Partimizin ve Türkiye'mizin bu tarihi başarısını es geçiyor sayın Altun. O zaman bu değerlendirmeler de boş sözler olarak havada kalıyor.

Evet, ABD'nin "soykırım" yalanının önüne bu kapı gibi AİHM kararlarını koymalıyız. Ama çok haklı ve meşru da olsa, sadece savunma düzleminde kalamayız. ABD Temsilciler Meclisi'nin bu hazırlığına karşı verilecek en iyi cevap, Türkiye'nin derhal, bir kaç gün içinde, başta Suriye ve Rusya olmak üzere, bölge ülkeleriyle her alanda işbirliğini geliştireceğini ilan etmesidir. Evet, bu amaçla, Suriye ile hükümetler düzeyinde resmi görüşmelere başlıyoruz. Rusya Federasyonu'nu da Ukrayna müdahalesinde destekliyor ve Ona uygulanan yaptırımlara karşı her alanda işbirliğimizi geliştiriyoruz.

ABD'nin "soykırım" kararı hazırlığıyla, AB'nin "Türkiye'ye yaptırımlar" konusunu uygulamaya koyacağı açıklamasının aynı günlere denk gelmesi rastlantı değildir. Özetle; önümüzdeki birkaç gün içinde Atlantik Cephesi'nden kaynaklanan yeni bir saldırıyla karşı karşıyayız. Türkiye sağlam, net tutumuyla bu saldırıyı da püskürtmesini bilir ve üreticilerin milli hükümeti rotasında kararlılıkla ilerler.