Abdurrahman Taşçı’nın bıraktığı miras
Erzurum’un taşı mısan Abdurrahman Yiğitlerin başı mısan Abdurrahman
O’na Mamak Cezaevi’nin Arka Hücreleri’nde Sümmani Ağzıyla söylediğim deyiş bu dizelerle başlardı.
DAHA BİTİRİLMEYEN İŞLER
Üç gün önce telefonu açtım, yine aynı dizelerle, aynı Sümmani Ağzıyla 50 yıl önceki gibi seslendim.
Gülüşü her zaman güzeldi. Ameliyattan kalkmıştı. Yine güldü.
“Apdurrahman bana bak, ölmek yok, söz mü” dedim.
Bir kez daha güldü, “Söz” dedi, “Daha bitirmediğimiz işler var.” diye ekledi.
29 Mayıs akşamı haber geldi, ilk kez sözünde durmamıştı.
ADANMIŞLARIN HAYATI
Adanmış bir hayat daha vatan toprağı oluyor.
Erzurum’un Oltu ilçesinde başlayan bir hayat, 1968 gençlik eylemlerinden, Ankara Dil Tarih Coğrafya gençlik önderliğinden, Söke köylerinde ve Beşparmak dağlarında köylü örgütlenmesinden, Mamak zindanlarından geçerek kendisini adadığı vatan toprağıyla buluşuyor.
Abdurrahman Taşçı, benim bildiğim 55 yıldır aynı kararla, aynı tempoyla, yorulmayan bir bilinçle, her baharda yeni çiçekler açan umutlarla, görevden göreve koşuyor.
Şaşırdığını görmedik, kenara çekildiğini kimse görmedi ve görmeyecek, karamsarlığa kapıldığını tarih yazmadı. Son nefesine kadar bir Öncünün yıkılmayan namusuyla, bir Parti önderinin çelik disipliniyle, Anadolu toplumundan aldığı erdemlerle, bir Aydınlıkçının sımsıcak yoldaşlık duygularıyla dimdik yaşadı.
Bütün varlığını, Türk milletinin bağımsızlığına ve Türkiye emekçilerinin esenliğine adadı, insanlığın sınıfsız dünya özlemlerine sundu. Arkasında bizlere güzellikler, umutlar, aydınlıklar bırakarak ve daha bitirilmeyen işleri emanet ederek uçmağa vardı.
EMANET EDİLEN YOL
Devran dönüyor.
İşler bitmiyor.
Bitmeyen işler, elden ele, güvenilir ellere emanet ediliyor.
Abdurrahman Taşçı’nın emanetleri bunlar.
Arkasında özel çıkarcılık adına, kin ve kibir adına bir miras bırakmadı. Yunus Emreler gibi bencilliklerden arınarak bir yola girdi ve o yolu miras bıraktı.
Abdurrahman Taşçı hayatıyla kanıtlamıştır: Dağ ne kadar yüce olsa, yol onun üstünden aşar. Üzerinden aşılmayacak bir dağ yoktur! Ancak o dağın üzerinden aşan yollar vardır.
İşte Abdurrahman Taşçı, o yolu miras bıraktı.
Sonsuza uzanan, bilinçten bilince emanet edilen yoldur o.
KARARIMIZIN YASLANDIĞI DAĞ
Devrimcinin bilincinde her zorlukta, her zorbalıkta sırtını yaslayacağı bir dağ vardır! Her durumda onurumuzu ve kararımızı sakladığımız dağdan söz ediyoruz.
İşte Abdurrahman Taşçı, bize o dağı miras bıraktı.
Sonsuza uzanan, bilinçten bilince emanet edilen dağdır o.
77. ATEŞİN GÖREVLERİ
Koşa koşa, vuruşa vuruşa, yana yana geçilen yollar…
Yedi ateşten geçerek ulaşılan menziller…
Abdurrahman Taşçı, arkasına bakmadı, kaçacak delikler aramadı, yedi ateşten geçerken, gözü sekizinci, dokuzuncu ateşteydi…
77 ateşin görevleri için hazırlamıştı bütün varlığını.
Ateşlerden geçen görevlerin adamı, bize 77 ateşin görevlerini bıraktı.
Selamlıyoruz O’nu.