29 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Açıklıktaki keramet -(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Son günlerde sorumluluk noktalarında bulunmuş devlet adamlarının, “devlet hayatında açıklıkta keramet olduğunu bilerek” yasallığı tartışılır konularda, tanık olduklarını bildiklerini anlatmalarını önerip duruyorum. Hele bunlar şu sıralarda görevlerinden dolayı aldıkları emirleri uygulamaktan mahkum edilmişlerse.

Çok takdir ettiğim, iki değerli komutandan biri olan TC’nin 26.Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un şimdiki Sayın Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e sitemiyle başlayan tartışma giderek büyüyeceğe benziyor. TC’nin Sayın Başbakan’ı Hürriyet gazetesinin asker kökenli muhabiri Metehan Demir’in sorularını yanıtlarken -öyle sanıyorum ki- bu konuya nokta koymak istiyor.

Başbakan şöyle diyor:

“Başbuğ, öyle bir açıklama yapmamalıydı. Genelkurmay Başkanım olarak beraber çalıştığımız ismi terör örgütü yöneticisi olarak kabul etmem mümkün değil. En kötü ihtimalle tutuksuz yargılanması mümkün iken... Diğerleri için de söylemiştim. Bu herhalde en yüksek tonda bir sestir. Riski olan da bir sesti.

“Genelkurmay Başkanımız (Necdet Özel) ne yapacak? Zaten bu tür açıklamaları yapma hakkına da sahip değil. Buna rağmen nasıl bir rahatsızlık içinde olduğunun en yakından ben şahidim. Hukukun dışına mı çıkacaktı? Herhalde bunu yapacak hali yoktu. Keşke o tür bir açıklamayı duygusallık içinde yapmasaydı. Çünkü daha süreç bitmedi. Bu tür açıklamalar yargıyı olumsuz istikamette tahrik de edebilir.” (Hürriyet gazetesi, 17 Ağustos 2013)

Bu demektir ki; İlker Başbuğ’un konuşmasında ve Genelkurmay Başkanı Org. Özel’i eski komutanına dolaylı da olsa adeta yanıt vermeye zorlamasında hayli önem taşıyan noktalar vardır.

İki komutan arasında...

Bir an Başbakan Erdoğan’ın bir konuşmasını hatırladım:

“Bir Genelkurmay Başkanı’nın terörist faaliyetlerde bulunduğunu iddia etmek ve onu tutuklamak olacak iş değildir. Bu büyük bir haksızlık sayılır” demişti.

İki konuşma arasında zaman farkı ve İlker Başbuğ’a verilen eski TCK’ya göre idam cezası bulunmakta ve Başbakan’ın eski konuşmasını unutarak mağdur bir insanın, haksızlığa uğramış bir komutanın feryadını hoş görmemek ve hiç değilse susmak ve beklemek yerine: “Bu tür açıklamalar yargıyı olumsuz istikamette tahrik de edebilir” demek ne kadar doğrudur düşünülmesi gerekiyor.

CIA şefi ne demişti

Belki de Silivri sakini, ömür boyu müebbet hapse mahkum Başbuğ Genelkurmay Başkanı olduğu sıralarda kendisine verilen bazı talimatlar TSK içinde rahatsızlıklar doğurmuştur ve belki de yeni Org. O sıralarda komutanının sıkıntılarına tanıktı! Örneğin Genelkurmay karargahındaki sivillere kapalı tutulan ve askeri kişilerin de özenle seçilerek girebildiği ve TSK’nin önemli plan ve evrakının bulunduğu gizli odaya mahkeme kararı olsa bile bir yargıcın girerek günlerce çalışmış olması Genelkurmay Başkanı’nın kendi başına yapacağı bir iş olabilir mi? Size yine bu sütunda yayınlanan CIA mensubu Henri Barkey’in 14 Haziran 2012 tarihinde Utah Üniversitesi’nde şunları söylediğini, itiraf ettiğini yazmıştım. İşte onlardan bazı satır başlıkları:

“Avrupa Birliği adaylık sürecinde müzakereler yoluyla Ordu’yu çok sıkı bir kafese kapattık. -İktidar ile anlaşarak TSK’yı kafesledik- TSK’nın Irak’a girmesi engellenirse bunun ABD için en iyi senaryo olacağını belirten Barkey, Türklerin başta çok kızacağını sonradan unutup ilişkilerin derinleşerek devam edeceğini söylüyor.”

İşte Ergenekon olayının perde arkası. Söyleyen belli, kararlar belli.

Bakın bir CIA şefi daha 2012’de konuşuyor; biz yeni öğreniyoruz.

O nedenle açıklıktaki kerameti görelim ve ilgililer, sorumlular herkes konuşsun. Tabii başta içeridekiler.