05 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Adaletin bu mu dünya?’

Cengiz Çakır

Cengiz Çakır

Gazete Yazarı

A+ A-

Yazının başlığı bir türkünün ve ona dayanan bir filmin adından ödünç alınmıştır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından  yayınlanan bir raporda yer alan bazı çarpıcı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. 2019 yılında yayınlanmış olan rapor 179 ülke veya bölgesel egemenlik alanında yapılan tarım sayımı sonuçlarını bildiren raporlara ve diğer kaynaklardan derlenen güncellenmiş verilere  dayanmaktadır. (Bkz.1)

İŞLETME TANIMI

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından tarımsal işletme aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır. Tek yönetim altında tarımsal üretim yapan ekonomik birimdir. Tek yönetim; bir kişi veya hane halkı, iki veya daha fazla kişi ya da hane halkı, bir oymak veya  kabile, ya da bir şirket, kooperatif veya kamu kurumu eliyle gerçekleştirilebilir. Tasarruf hakkı, yasal durumu ve büyüklüğü ne olursa olsun yönetilen bütün araziyi ve eldeki tüm hayvanları kapsar. (age, s.3)

Dünyada 608 milyon tarım işletmesi olduğu tahmin edilmektedir. Sayımlar birçok ülkede aile işletmeleriyle sınırlı tutulduğundan gerçek işletme sayıları 608 milyondan fazladır. (age, s.4)

179 ülke veya bölgeden 30 kadar ülkede tarım sayımı veya sayım sonuçlarına ilişkin rapor eksiktir.  Birçok ülkede tarım sayımları oldukça eski tarihlerde yapılmışır. Maalesef Türkiye de bunlardan biri olup, en son tarım sayımı 2001 tarihinde yapılmıştır. 1961'den beri ortalama işletme büyüklüğünün azalmakta olduğu belirtilmektedir.

ALAN ÖLÇÜLERİ

Önce birimleri açıklamakta fayda görülmektedir.  Hektar dünyada en yaygın kullanılan arazi ölçü birimidir. Bütün kenarları birbirine eşit olan dik açılı dörtgene kare denir. Mutfağınızda kenarları birer metre olan bir masa varsa onun yüzeyi 1 metrekaredir. Temel alan ölçü birimi olarak metrekare kullanılır. Metrekare “m üssü iki” (m2) simgesiyle gösterilir. Arazi ölçümlerinde 100 metrekareye eşit olan “ar” esas alınır. Grekçe'de deka 10, hekto 100, kilo 1000 demektir. Bizim kullandığımız dekar sözcüğü “deka ar” yani 10 ar anlamına gelir. Bir dekar 10 çarpı 100 metrekare, yani 1000 metrekaredir. Hektar= hekto ar =100 ar =100 x 100 metrekare = 10 bin m2 'dir. Özetlersek hektar 10 bin metrekare olup 10 dekara eşittir. Hektarla gösterilen rakam, yanına bir sıfır konulurak dekara çevrilebilir.

ÇARPIK DAĞILIM

İstatistik yöntemlerinde, “çarpık dağılım” terimi gözlemlerin çoğunun uç kısımlarda toplandığı dağılım anlamına gelir. Aşağıdaki çizelgede bunun en somut örneklerinden biri görülmektedir. Rakamların yer aldığı ilk satır dünyada toplam tarım işletmelerinin yüzde 70'ini oluşturan “1 hektardan küçük” işletmelerin arazi toplamındaki payının yüzde 7'den biraz az olduğu görülmektedir.

Son sütundaki rakamlar her bir grupta işletme başına düşen ortalama arazi genişliğini göstermektedir. İlk gruba giren işletmelerin ortalama arazisi 0,44 hektar yani 4,4 dekardır. Ulusca iyi bildiğimiz bir örnek olan futbol sahası ile karşılaştırırak durumu açıklayalım. Kurallara uygun bir futbol sahası uzunluğu 105, eni 68 metre olan bir dikdörtgen şeklindedir. Bu iki rakam çarpıldığında bulunan alan 7140 metrekare yani 7,14 dekar olur. Dünya çiftçilerinin yüzde 70'inin sahip olduğu ortalama arazi miktarı bir futbol sahasının yarısından biraz daha büyüktür. Küçük işletmelerin 0,44 hektar (4,4 dekar) arazisinin göz önünde canlanması için sahanın orta çizgisini 7 metre ileriye doğru kaydırmak yeterlidir. Hesaplanan dünya ortalaması bunun 10 katı kadar olup 4,65 hektardır. Türkiye ortalaması ise 6,1 hektardır.

Toplamdan önceki son satırda yer alan “1000 hektardan büyük” az sayıdaki işletme, toplam arazinin yüzde 38,6'sını yönetmektedir. Bunların ortalama arazi genişliği 5880,46 hektar olup bu miktar en küçük araziye sahip olan önceki grup ortalamasının 13365 katıdı. Yanlış okumadınız “onüç bin üçyüz altmış beş” katıdır.

Çizelgeye dikkat edildiğinde “5 hektara kadar” araziye sahip işletmelerin oranları toplamı yüzde 94'e ulaşmaktadır.  Bunların yönettikleri arazi oranı  yüzde 17 kadardır. Geriye kalan yüzde 6 oranındaki işletmelere ait araziler toplam arazinin yüzde 83'üdür. Tarım arazileri şirketler tarafından gaspedilmiş ve insanlık öz yurdundan kovulmuştur. Dünyada acilen bir toprak reformu yapılması gerekmektedir.

Buraya kadar sadece arazinin yüzölüçümü esas alınarak yorum yapılmıştır. Çukurova'daki arazi ile Çemişgezek'teki arazi aynı verimlilikte değildir. Gıda maddelerini yetiştirmeye elverişli verimli arazilere şirketler çay, kahve, kakao, kauçuk, muz, pamuk gibi dış satım ürünleri yetiştirmek üzere el koymuştur. Bu durum başta Afrika'dakiler olmak üzere yerli halkları açlığa mahkûm etmektedir. Yerli halkın temel yiyeceği olan mısır, motor yakıtı olacak biyodizel yapılmak üzere Avrupa Birliği ülkelerine satılmaktadır. Böylelikle fosil yakıt olan petrol yerine “yenilenebilir enerji” kullanılmış oluyor.  Dünyanın bütün insanlarını rahatlıkla doyurmaya yetecek tahıllar biftek, süt ve yumurta üretmek için hayvanlara yedirilmektedir.

Hayatın garip bir çelişkisi koşulların kötü olduğu ülkelerde nüfus artış hızı da yüksektir. Artan nüfusun yarattığı baskı toprakların sömürülmesine yol açmaktadır. Gıda üretme zorunluluğu nedeniyle, tarlaları nadasa bırakma ve ekim nöbetlemesi (münavebe) gibi toprak koruma önlemleri alınamamaktadır. Yeterli gübreleme yapılmadığı için verim düşmektedir. Bitki ve hayvan hastalıklarıyla gereği gibi mücadele edilemediği ve ürünler uygun ortamda depolanamadığı için ürün kayıpları da fazladır.

On yıllar boyunca FAO öncülüğünde açlığa son verme çabasına karşın halen, 1 milyara yakın insan mutlak açlık çekmektedir. Yetersiz beslenme de ciddi bir sorundur. 1 milyardan fazla insan da aşırı besin tükettikleri için sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu durumda “Adaletin bu mu dünya?” diye sormak hakkımız değil mi?

(Daha sonraki yazılarda ülke gruplarına göre bazı  karşılaştırmalar yapılacaktır.)

(1) Lowder, S.K., Sánchez, M.V. & Bertini, R. 2019. Farms, family farms, farmland distribution and farm labour: What do we know today? FAO Agricultural Development Economics Working Paper 19-08. Rome, FAO.

‘Adaletin bu mu dünya?’ - Resim : 1