Adamlar özerklik ilan etti; futbolcunun aracına sıkılan kurşun kadar haber olmadı!
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), üç gün önce Şırnak’ta “özerklik” ilan etti! Düşünün; bir ülkede resmi bir siyasi parti “özerklik” ilan ediyor; siyasetçiler ağızlarını açıp tek cümle kurmuyor!Daha da ötesi necip Türk gazeteleri, futbolcu Mehmet Topal’ın aracına saplanan kurşuna sürmanşetten yer verirken Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük isyanı sayılabilecek bu başkaldırıyı, iç sayfalardan verdiği tek sütunluk haberle geçiştiriyor!***Özerklik ilanını bu partinin Şırnak İl Başkanı Salih Gülenç bir basın açıklamasıyla yaptı. Hazırlanan bildiriyi okurken yanında il yöneticileri ve DBP’li Eş Belediye Başkanı Serhat Kadırhan ile Eş Başkan Eylem Onuk vardı...Gülenç , şunları söyledi:“Kentte bulunan devletin tüm kurumları bizim için meşruiyetini kaybetmiştir. Bu şekliyle devletin hiçbir atanmışı, bizi yönetemeyecektir. Bizi bizim seçeceğimiz yerel yöneticiler yönetecek. Bundan sonra gelişecek tüm saldırılar karşısında demokratik öz savunmamızı gerçekleştireceğiz.”***Bu açıklamanın yapıldığı günün gecesi DBP İl Başkanı’nın, il yöneticilerinin ve Belediye Başkanları’nın evlerine baskın düzenlendi. İl Başkanı ile Belediye Başkanlarının kaçtıkları anlaşıldı. Sadece bir belediye meclis üyesi ile iki DBP il yöneticisi yakalandı.Şimdi; bazı sorular soralım:***Bu; Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) neyin nesi?Geçen yıl kendisini fesheden BDP’nin yavrusu, HDP’nin kardeşi... Eş Genel Başkanları ise Emine Ayna ile Kamuran Yüksek...***DBP’nin, HDP’den farkı ne?Aslında hiçbir farkı yok... Sadece DBP’nin bazı tatlı su solcularını kandırarak “emanet oy” almak gibi bir derdi yok... Görev dağılımında “kötü polis” rolü onlara düşmüş... Niyetlerini eveleyip gevelemeden “pat” diye söylüyorlar... Böylelikle, kitle partisine dönüşmek isteyen HDP’ye yol açıyorlar.***Emine Ayna kimdir?Diyarbakır doğumlu... 47 yaşında... Kürt olduğunu söylüyor ama Kürtçe bilmiyor. Öğrenmek için çaba da harcamıyor. Kapatılan Demokratik Toplum Partisi’nin eski Eş Başkanı... 12 Haziran 2011 seçimlerinde BDP’nin desteğiyle Diyarbakır’dan aday oldu. Kürt ayrılıkçı hareketinin “en sert ve radikal” isimlerinden biri... ***Kamuran Yüksek kimdir?Kürt etnik kökenine dayalı siyasetin, Selahattin Demirtaş’ın koltuğuna yetiştirdiği alternatif isimlerden biri... DBP’nin Eş Başkanı olmasına rağmen, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş için çalıştı. Şiddet yanlısı görüşleri ve sert kişiliğiyle tanınıyor.***Sözü uzatmaya gerek yok:Üç gün önce Şırnak’ta bu ülkeyi bölmenin ilk ciddi girişimi gerçekleştirildi. Daha ne olsun; özerklik ilan edildi.Bu yüzden bugün bu ili yöneten iki Belediye Başkanı’nın ikisi de kaçak durumda...Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca’ya sesleniyorum:Bu parti ve yöneticileri hakkında yasal işlemlere başlamak için, Şırnak’ın ve diğer illerin tek tek Türkiye’den kopmasını mı bekliyorsunuz?Bu tavrınızla, “görevi ihmal suçu” işlemiş olmuyor musunuz?
SÖZ SİZDE... (156+97!)Bugün Abdullah Bey’e soru sorması sırası, Münih’te yaşayan okurumuz Nusret Özdemir’de... Sizin de Gül’e soracaklarınız ya da söyleyecekleriniz varsa [email protected]’a gönderin...***“Sizi Kayseri’deki Nazmi Toker Ortaokulu’ndan tanırım. Sayın Mutlu’nun sorularına dolaylı cevap vermiş ve ‘Herkesin sizin mali konularda ne kadar titiz olduğunuzu bildiğini’ söylemiştiniz...O sözler siyaseten mi söylenmişti, yoksa ciddi miydiniz?Bence siyaseten söylediniz. Eğer Huber’deki masrafları kendi cebinizden ödemiş olsaydınız, makbuzları mutlaka gösterirdiniz. Kulağınızın üzerine yatmaya devam ediniz.”
GÜNÜN SORUSUSon yedi ayda nakit açığı, yıllık bütçe açığı hedefini aşarak 23,7 milyar liraya ulaşmış... CHP’nin seçim vaatleri arasında yer alan “Emekliye iki maaş ikramiye”ye, “Hazine’yi boşaltacaklar” diye karşı çıkan iktidarın bu parayı nereye harcadığı belli değilmiş... Sorum Başbakan’a: O paralar KaçAk Saray’daki “ikinci Hazine”nin kontrolüne mi verildi?
Ben bu sonu biliyordum!“Ben biliyordum” demek bir yazarı “itici” yapar...Ama gerçekten biliyordum!AKP-CHP koalisyonunun kurulmayacağını, AKP’nin erken seçim kararı aldığını, şu anda sadece bir oyalama taktiği izlediğini adım gibi biliyordum.“Nereden biliyordun?” diyorsanız; daha önce şehit cenazelerine gitmeyen AKP’lilerin, buldukları her cenazeye gitmeye başlamasından...Bilmem ne bakanı bir şehit cenazesinde ağlarken, bilmem nerenin vekilleri taziye evleri arasında mekik dokumaya başladı.İstanbul’daki polisimizin cenazesine ise Gül ve Erdoğan birlikte katılıp fotoğraf çektirdi.Hatta dünkü gazetelerde okumuşsunuzdur:Başbakan’ın doktor karısı Sare Hanım, şehit Astsubayımız Mehmet Yalçın’ın eşinin doğumuna bizzat girdi. Tüm bunlar da yandaş gazetelerin birinci sayfasında kocaman yer buldu...***Şimdi büyük bir olasılıkla önümüzdeki Kasım’da erken seçim var...Bir şey değişir mi?Değişebilir... Çünkü HDP’ye oy veren seçmen, kendilerine “barış” vaat edenlerin neden olduğu “dehşet”i bizzat yaşıyor...Önümüzdeki erken seçimin sonucunu, “hortlayan PKK terörü” nedeniyle HDP’den kaçacak oyların hangi partiye gideceği belirleyecek...***İşin bir de ekonomi boyutu var:Türkiye’yi zor günler bekliyor; fazla açılmayın!
GÜNÜN İSYANIİsyanım AKP ile CHP arasında “uzun vadeli bir çözüm hükümeti” kurulabileceğine inanan Y-CHP’lilere:Bu; Recep Tayyip Erdoğan tarafından kaçıncı aldatılışınız? Ne zaman akıllanacaksınız?