09 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul 15°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Affedersiniz! Ferdi Tayfur’u kaybettik!

Ekrem Ataer

Ekrem Ataer

Gazete Yazarı

A+ A-

Senenin 2. gününde Türk Müziği'nin sevilen sesi Ferdi Tayfur'u kaybettik. Ferdi Tayfur'la aynı plak şirketindeydik iyi tanırdım. Dinler miydin? derseniz bazı şarkılarını seçer dinlerdim. Klasik Türk Müziği eserlerinden okuduğu "Gençliğimin Şarkıları" albümü enteresandır, tavsiye ederim dinleyin. Tayfur besteleri yerli melodilerle örülmüş, kır ve kentin harmanlanmış haliydi. Albümleri milyonlar satan, tek bir konserine 200 bin insanı toplayan bir figürden bahsediyoruz! Bu milletin hangi damarını sızlatmış, harekete geçirmiştir ki bu insanlar onu baş tacı etti? Kimilerinin toplumun "geri tarafını" beslediği iddiası olsa da o iş o kadar kolay inkâr ve tarif edilecek gibi değil.

Sanal bir tanımlamayla "Arabesk" denilen üslûbu yıllardır dikkatlice takip ederim, bunu da hiç saklamam. Müzikolojik, tarihsel ve sosyolojik birçok ipucu dökülür önünüze. Öncelikle belirteyim; müzik tacirlerinin uydurduğu arabesk tür değil Doğu'da ve Batı'da bir üslûptur, tavırdır, bunu ilerde uzun uzun anlatırım.

Affedersiniz! Ferdi Tayfur’u kaybettik! - Resim : 1

Batı demişken; yıllarca Orhan Gencebay'ın orkestrasyon, armoni ve ritm mantığını anlattık durduk, duymak istemediler. Ne zaman ki dünyaca ünlü İngiliz rock grubu Led Zeppelin'in solisti Jimmy Page, Rolling Stone dergisine "Müziğimizin Orkestrasyon ve armoni mantığını yıllardır Türk müzisyen Orhan Gencebay'ın ritm ve alt yapılarından besliyoruz" dedi ve iş değişti. "Evropa" diyorsa vardır bir hikmeti! diye bizim dinlemeyen takım da gizli gizli dinlemeye başladılar.

Gelelim Müslüm Gürses'e… Abi kardeş kadar yakındık. Bu satırları okurken belki inanamayan hatta rahatsız olanlar mutlaka olacaktır. Senfoni bestelemiş bir müzisyen bunları nasıl yazabilir değil mi? Vallahi bir zararını görmedim hatta müziğin tarihsel yürüyüşünün farklı bir alanını onun üzerinden takip ettim de diyebilirim.

Affedersiniz! Ferdi Tayfur’u kaybettik! - Resim : 2

Her türlü aşağılamaya kulağını tıkayıp yalnızca müziğini yaparak yanıt verdi Gürses. Şarkı, türkü dahil her alanda icrâsı ile de şaşırtıcı derecede etkileyiciydi. 2006'da Murathan Mungan ve Sezen Aksu katılımıyla çıkan "Aşk Tesadüfleri Sever" adlı albümüyle bütün tabuları yerle bir etti. İzlandalı müzisyen Björk Guomundsdottir, Grammy ödüllü İngiliz film bestecisi David Arnold, Bob Dylan, Ritchie Blackmore, David Bowie gibi dünya devlerinin eserlerine Türkçe sözler yazılmış ve Gürses'in önüne koyulmuştu. Entervalleri (aralıkları) çok açık, geniş ses gerektiren, icrası zor, kulağa yabancı eserler, Gürses'in gırtlağında oyuncak olmuştu. Sonuç mu? Mükemmel…

İmdiii! gelelim asıl konuya. Ferdi Tayfur'dan nerelere geldik ve bu kadar kelâmı neden ettik? İlk gençlik yıllarımda benim de sıkı solcu, entelektüel kıvamında "arabesk" karşıtlığım tabii ki olmuştu. İşin içine girdikçe, toplumu kibir ve saplantılardan arınıp izlemeye, anlamaya çalıştığımdan beri yıllardır ısrarla aynı şeyi söylüyorum:

Burada bir şey oluyor, bırakın şu elitist kibrinizi de kulak verin!

Şimdi sözüm size:

"Arabesk" diye aşağıladığınız müziğin geçmişi tahmin ettiğinizden çok daha gerilerde. O yol haritasının içinde; Fârâbî var, Merâgi, İbn-i Sînâ var…Endülüs var, Herat okulu, Enderûn, Mehterhâne var. Rum, Arap, Türk, Kürd, Bizans, Ermeni, İspanyol, Sefarad ruhu var. Neşet Ertaş, Hafız Burhan, Abdullah Yüce, Sadettin Kaynak, Ahmet Kaya var haberiniz olsun! Beğenmeyebilirsiniz… Köy, kent, 1980, sınıflı toplum teorilerinizin dışında başka bir nehir yıllardır yanı başınızdan akıyor haberiniz ola! Çok insan kırdınız, çok uzaklaştınız!

Onlardan yüz çevirdikçe onlar büyüdü farkında mısınız? Büyüdüler ve kazandılar… Müzikleriyle iktidar oldular! Onların sistemle hep iç içe olduğunu iddia ettiniz ama yanıldınız, asl'olan sistemin onlar üzerinden kitleye ulaşma telaşıdır. Onlar ki; sistemin dışladığı, yok saydığı, aşağıladığı bir noktadan hayat bulup sıyrıldılar… B.B. King, Ray Charles ve daha niceleri gibi. Mesele onlarda değil, sistemin beklentileri ve ulûfeci yaklaşımındadır. Bu da sanatın temel baş belâsıdır. Sistem ve siyasetin bin yıllardır ulûfeci ilişkisi ile sanatın nasıl aşağılandığı, zanaatlaştırıldığı ve köleleştirildiği konusunu da yakında yazacağım. Siz de yapmadınız mı! (Din-Sanat-Siyaset)

Affedersiniz! Ferdi Tayfur’u kaybettik! - Resim : 3

Dönelim şu "sefil arabesk "in; insanları umutsuzluğa sürüklediği iddiasına. Elinizi vicdanınıza koyun; kırda, kentte, geçmişte, günümüzde yapılan her türlü müziği şöyle birlikte tarayalım bakalım elimizde kaç tane "Her şey yolunda" kıvamında eser kalacaktır. Sanayi toplumu olmak üzere ârafta kalan toplum ağıtını böyle yakıyor, hoşunuza gidip gitmemesi de umurunda değil, benim de değil!

Bu millet ne yaşıyorsa onun müziğini yapıyor. Ne kadar biliyorsa da o kadar yapıyor. Niye bu kadar biliyor? Onu da anlatacağız ve çok can yakacağız hazır olun. Ama ufak bir ipucu vereyim:

Ne verdiniz de ne istiyorsunuz?

Seçicilik ile seçkinciliğin bulamaç haline geldiği ve bence asıl yabancılaşma kapılarının açıldığı bu alanlarda ısrar etmeyin artık…

Nedir bu insanları yücelten? dedik ya, söyleyeyim… Bastıkları yer memleket toprağıdır, gergin, kibirli ve hırçın değillerdir.

Müslüm Gürses Rus sevda şarkısı " Ochi Chyornye " ya da "Nathalie" yi okusaydı ne güzel okurdu diye hep hayal etmişimdir. Hırçınca değil, Mecnun'unun seslendiği gibi seslenirdi Leylâsına.

Ferdi Tayfur'dan nerelere geldik. Daha çoook yerlere gideceğiz. Oyunları bozup, çok şeyleri değiştirip, dönüştüreceğiz ve "her şeyi yeniden yazacağız". Devrimciliği biz böyle biliriz! Ben bildiğimde inatçıyımdır Talât Halman gibi küsmem!

Ferdi Tayfur