24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Afrika'da İsrail varlığı

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Siyonist Batı Yahudilerin eseri olan İsrail devleti, Afrika Yahudilerin atası kabul edilen Etiyopya (Falaşa) Yahudilerini “Yahudi toplumun legal bir üyesi” olarak tanımamıştır. Birçok Siyonist Yahudi edebiyatında siyahi ve Afrikalı olana karşı hitlervari ırkçı-faşist söylemler yer alır. İtikatlarına binaen siyahi olmaları Allah’ın onları ikinci sınıf mahlûkat olarak yarattığı içindir. Siyonist Yahudilerin eseri olan İsrail ile Güney Afrika Beyaz Batının Katolik ve Protestan sömürgelerinde “en üstün”, “seçilmiş” ve “tüm zorbalıklarımız mubahtır çünkü yeryüzünü tanrı adına biz yönetiyoruz” egemen zihniyeti arasındaki benzerlik dikkat çekici ve kayda değerdir.

Musevi itikadına istinaden Allah tarafından yeryüzüne inşa edeceği ve Yakup (İsrail) Oğullarına vaat ettiği İlahi İsrail devleti Hz. Mesih’in (Mehdi) doğuşu ve eliyle olacaktır. Yahudilerin ehli-kitap itikadında olanları bunun henüz gerçekleşmediğini bu sebeple işlenen suç ve günahlar sebebiyle o gün gelinceye kadar Yahudilerin kaderlerine razı olmaları gerektiğini ve sabırla beklemelerini telkin eder. Bu sebeple Filistin’de bir Siyonist Yahudi devletinin ilan edilmesini şeriata ve Allah’a ihanet mesabesinde telakki eder. Mevcut İsrail devleti onlar için küfür diyarıdır ve yıkılmalıdır.

HER ŞEYİN İSRAİL DEVLETİ İLE MÜMKÜN OLACAĞI DÜŞÜNCESİ

Buna mukabil bu fikriyatın İsrail devletinin yaşaması, büyümesi ve güçlenmesi önünde engel olarak görülmeye başlanır. Dünyevi şartlarda bu devletin sadece elit Yahudi ailelerine fayda sağlamayacağı, Doğu Avrupa başta olmak üzere Batı âleminde zorbalık ve katliamlara maruz kalan orta ve alt tabaka Yahudilerin de güven içinde, huzurlu ve müreffeh yaşayabilecekleri, zekâları ve çalışkanlıklarıyla tüm âleme pozitif değerler katabilecekleri bir vatana sahip olmalarının elzem olduğu inancı telkin edilir. Dünyanın her yerinde yaşayan Yahudilerin kendilerini İsrail ile özdeşleştirmesi, bu devletin varlığının kendi varlığına kudret ve güvence sağladığını hissetmesi, yaşadığı ülke dışında kendisini bir İsrail devleti vatandaşı ve üyesi olarak görmesi, buna mukabil güçlü İsrail devletinin şefkatli elinin her zaman yanında olacağı, kıssadan hisse tüm Yahudilerin mutlu bir büyük aile olabilmesi ancak İsrail devleti ve dünya Yahudileri arasında inşa edilecek çelikten bir şebeke ile mümkün olacağıdır.

ETİYOPYA YAHUDİLERİ

Tarihte yaşanan mezalimin, horlanmanın, ötekileştirilmenin, fakirliğin, göçlerin İsrail devleti sayesinde son bulacağını ve bunun yerine özgüveni yüksek, muteber, saygın ve söz sahibi olacaklarını telkin eder. “İsrail senin için bugün ne yaptı” yerine “sen bugün İsrail için ne yaptın” şiarı öne çıktı. Filistin’de azınlık olan nüfusu çoğaltmak için önce “İsrail’e göç edin” çalışmaları revaçtaydı. Ardından bu toptan göçlerin yarardan ziyade zarar vermeye başladığını idrak ettiler. Nüfusun bir bölümünün arkada kalması ve arkada kalanlar üzerinden İsrail’in o bölgelerde çıkarlarına hizmet edecek ticari, siyasi, dini, askeri ve istihbarat çalışmalarını yapması daha uygun görüldü. 1975 senesinden sonra başta Etiyopya olmak üzere Afrika Yahudileri İsrail tarafından resmen kabul görür. Safarid Yahudileri Başhahamı Ovadia Yusuf, Etiyopya Yahudilerini “10 Kayıp Kabilenin Torunları” olduklarını ilan eder. Onların İsrail’e taşınmasına yeşil ışık yakar. Afrika’dan çok daha iyi şartlara haiz olan, oradan birçok Avrupa ve Amerika ülkelerine geçişin daha kolay olduğunu gören veya gerçekten köklerine dönüş yapmak isteyen Hristiyan bazı Etiyopyalı ve diğer Afrikalı Hristiyan kabileler tekrar Yahudi olmak istediklerini ifade ederler.

İSRAİL’İN AFRİKA’DAKİ
VARLIĞINA ZARAR VERENLER

İsrail’in Afrika’daki varlığı, köklü Yahudi kabileler, Batı sömürge devletlerin işgal dönemi ve kurulduktan sonra İsrail devletinin stratejik çıkarlarını ve ihtiyaçlarına cevap niteliğindedir. İsrail devletinin kuruluşu Arap ve Müslüman dünyasında yarattığı tepki ve hasmane durum kendisine karşı Afrika’da da görülmüştür. İlk dönemlerde Güney Afrika Apartheid rejimi üzerinden sirayet eden İsrail ABD-Sovyet Rusya merkezli Soğuk Savaş döneminde Afrika’da güçlü olarak ortaya çıkan anti-sömürge hareketlerine karşı Batı sömürge devletlerin yanında yer almış ve bu hareketlerin bastırılmasında aktif görevler üstlenmiştir. Başta Bin Bella’nın Cezayir’i, Burgiba’nın Tunus’u, Cemal Abdülnasır’ın Mısır’ı, Kaddafi’nin Libya’sı, Küba’nın Che Guevara ve Castro’su, Hafız Esad’ın Suriye’si, Sudan’ın Ömer El-Beşiri İsrail’in Afrika’daki varlığı ve çıkarlarına zarar veren liderlerdi.

Soğuk Savaş sonrasında ciddi bir üstünlük kazanan ABD sayesinde İsrail Afrika’da çok önemli mevziler kazandı. Sudan’ın parçalanması ve Güney Sudan’ın bağımsız olması sayesinde İsrail Güney Sudan’a çok güçlü yerleşti. Bugün Nijerya’dan Somali’ye Batı Afrika’dan Doğu ve Orta Afrika ülkelerinde İsrail’in veya İsrail adına faaliyet yürüten Avrupalı, Amerikalı şirketlerin özellikle altın, elmas, yakut, petrol, doğal gaz, kömür, kereste ve tarım sektöründe ciddi yatırımları ve faaliyetleri mevcuttur. Bu sebeple Afrika İsrail için önemli bir pazardır. Fransa ve Batının gerileyen konumu ve varlığı İsrail içinde bir tehdit oluşturmaktadır. İsrail’in Afrika’da zayıflaması veya kaybetmesi Lübnan Hizbullah’ı ve İran’a ciddi bir üstünlük sağlar. Bu sebeple Batı devletlerin Afrika’daki varlığı ve devamı İsrail için de bir sigortadır. Ancak İsrail Batı devletlerine kıyasla daha şanslıdır. Zira bünyesinde bu coğrafyanın asli unsurlarını taşımaktadır ve bu toprakların bir parçasıdır. Bunu lehine kullanabilir. Çözüm İsrail’in komşu Arap devletleri ile uzlaşması ve anlaşmasından geçer. Bununda yolu BM kararlarının Filistin, Lübnan ve Suriye için kabul edilmesi ve uygulanmasıdır. Bu yönde İsrail’in atacağı adım kazan-kazan formülü temelinde onun Afrika’daki mevcudiyeti ve maslahatlarına hizmet etmeye devam edebilir.

Aksi takdirde Afrika’da çökmekte olan Batının molozları altında kendisi de kalacaktır.