Afrika’nın öncü ülkeleri: Mali, Burkina Faso ve Nijer
Afrika 60’lardan sonra emperyalizme karşı ikinci bağımsızlık savaşı veriyor. 18 Ağustos 2020’de Mali’de bir grup küçük rütbeli askerin Fransa’nın inisiyatifi dışında yönetime el koymasıyla birlikte emperyalizme karşı direnen Mali’nin bağımsızlık mücadelesi, Afrika’da yeni sömürgeciliğe karşı bir süreç başlamıştı. Halk ordunun devrimci subaylarının, emperyalizme ve yeni sömürgeciliğe karşı bu çıkışını destekledi. Mali’de yaşananlar devletin, milletin desteğiyle bağımsızlığını ve güvenliğini savunma ve sağlamada ordunun ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Mali’nin ABD ve Fransa’nın yeni sömürgeciliğe karşı mücadelesi ve zaferi bir model yarattı.
MALİ’DEN SONRA BURKİNA FASO
30 Eylül 2022’de Burkina Faso Mali’nin yolunu izledi; Yüzbaşı İbrahim Traore’nin önderliğinde bir grup genç subay Fransız emperyalizmine büyük bir darbe vurdu. Batı medyası askerler darbe yaptı diye verdiler. Ama darbe emperyalizme karşı yapılmıştı. ABD ve Fransız emperyalistleriyle birleşen ve onların çıkarı için iktidarı ele geçiren askerler darbecidir. Ama, emperyalist ve sömürgecilere karşı milletle birleşen ve halkın desteğini alan askerler devrimcidir.
Traore, 1983'ten 1987'ye kadar Burkina Faso'nun devrimci lideri olan ve "Afrikalı Che Guevara" olarak da adlandırılan Thomas Sankara'yla karşılaştırılıyor. Sankara, Fransız yanlısı bir darbede öldürülmeden önce Fransız güçlerini sınır dışı etmiş, ülkenin kaynaklarını kamulaştırmış ve sosyalist yeniden paylaşım politikaları uygulamıştı.
Burkina Faso'nun bu genç ve karizmatik lideri İbrahim Traoré, geçtiğimiz günlerde St. Petersburg'daki Rusya-Afrika zirvesinde yaptığı konuşmada "Bugün Burkina Faso söz konusu olduğunda, sekiz yıldan fazla bir süredir, emperyalist yeni sömürgeciliğin en barbarca ve şiddetli biçimiyle karşı karşıyayız " demişti.
NİJER İLE DEVAM EDEN AFRİKA İSYANI
İşte günlerdir dünyanın konuştuğu Nijer, Mali ve Burkina Faso’dan sonra millet-ordu birlikteliği ile ABD ve Fransız emperyalizmine karşı esaslı bir darbe vurdu.
Nijer'de, 26 Temmuz'da çıkan ve şimdi cumhurbaşkanlığını üstlenen Abdurrahmane Tchiani liderliğindeki askeri isyan da Fransız kuvvetlerini sınır dışı etti ve Fransa'ya uranyum ihracatını yasakladı. Uranyumda Nijer’e bağlı olan Fransa nükleer santrallerini çalıştırmada zorlanacak. Fransız senatörler Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a, Paris yönetiminin son dönemde Afrika'da Fransız karşıtlığına dönüşen politikalarını kınayan bir mektup gönderdi. Mektupta, "Dün Mali, Orta Afrika Cumhuriyeti, Burkina Faso, bugün de Nijer Fransa'yı, Fransız kuvvetlerini ve şirketlerini reddetti." ifadesi kullanıldı. Fransız Komünist Partisi yaptığı açıklamada Fransa’nın Afrika’daki askeri üslerini kapatma çağırısında bulundu.
Fransız basını Fransa’nın Afrika yenilgisine ve çıkmazına geniş yer verdi: Le Point, "Emmanuel Macron Sahel'de çıkmazda" diye manşet atıyor ve ekliyor: "Nijer'deki darbe ona bir darbe daha yaşattı. Nijer cumhurbaşkanının 27 Temmuz'da kurbanı olduğu darbe, Macron'un Sahra'nın güneyindeki politikasının tabutuna son çiviyi çaktı".
FRANSA’NIN ASKERİ MÜDAHALE KIŞKIRTMASI
Fransa ve ABD’nin kışkırttığı Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) Nijerli devrimcileri askeri müdahale ile tehdit ettiler. ECOWAS Mali’ye karşı da aynı tutumu almıştı; üyeleri yaptırım kararları almış ve komşu ülkelerin sınırları kapatılmıştı. Yaptırımdan öte tam bir abluka kararlarıydı bunlar. Mali ne Fransa’ya ne de onun kuyrukçusu ECOWAS’a boyun eğdi. Bugün aynı senaryo Nijer’e karşı uygulanıyor. Nijer de boyun eğmeyecektir. Mali ve Burkina Faso “Nijer’e saldırıyı kendimize yapılmış sayarız ve savaş nedenidir” açıklamasında bulundu. Cezayir ve Rusya askeri müdahaleye karşı seslerini yükseltiler.
Batı Nijer’deki gelişmeler karşısında çaresiz durumdadır. Özellikle en büyük yenilgi Fransa’nın payına düşmüştür. Fransa yönetimi yenilgiyi kabullenmeme eğiliminde ve Nijer’e askeri müdahaleden yana tavır almaktadır. Atlasinfo.fr internet sitesinin “Macron’un Afrika yenilgisi” başlıklı makalesinde durum şöyle değerlendirilmektedir: “Bugün, Nijer krizi, Fransa ve Avrupa için ekonomik ve güvenlik açısından çok önemli olan Sahel'in bu bölgesindeki Fransız varlığının olası alacakaranlığını çarpıcı bir şekilde somutlaştırdı. Paris'in, darbecilere karşı olası bir askeri müdahaleyi önerecek ve muhtemelen destekleyecek kadar ileri giden tepkisi, endişelerin yoğunluğunu ve bu stratejik dönüşün önemini yansıtmaktadır”.