Afrin: TSK, ABD’nin kara gücünü vuruyor

Olaylar hızlı gelişiyor. Bu yüzden “dün itibariyle” yazıyorum.

***

Afrin harekatında ikinci gün.

Kara harekatı da başladı.

Tablo şöyle:

Bir: Bazı boşluklar, endişeler vardı.

Fakat: Harekatın askeri yönü sorunsuz ilerliyor.

Görünen: El Bab tecrübesi Afrin’e yansıtılmış.

***

İki: Harekat, konuşulandan daha kapsamlı.

İlk haberlerde...

17 km’lik derinlikten söz ediliyordu.

Bir tür “yarım porsiyon” vaziyeti.

Başbakan açıkladı: TSK 30 km derinliğe kadar girecek.

Anlamı: PKK’nın “Afrin kantonu” bütünüyle tasfiye edilecek.

Ve sonraki adımlar...

***

Üç: İç cephe şimdilik düzgün görünüyor.

Siyaset: Bu aşamada yekvücut.

Medya: Duruşu fena değil.

Sürdürülmeli.

Sorumluluk: Başta iktidar, herkeste.

***

Dört: Nasıl sağlandı bu?

Kimse “merkezi planlama” aramasın.

“Millet birikimi”...

“Millet aklı” çıktı sahneye.

Etkisi: Ya doğrudan oldu...

Ya da bir basınç yarattı.

Milletin basıncını önümüzdeki süreçte daha sık hissedeceğiz.

***

Beş: Batı Asya cephesi...

Afrin’de test edildi.

Sonuç: İyidir.

Rusya, İran: Belli oranda mutabakat tamam.

Suriye: Moskova üzerinden konuşuluyor.

Sonuç: Açıklamalar dengeli.

***

Altı: Avrupa ve medyası...

Uyarıların tonu düşük.

Harekat karşıtı kampanya yok.

Yer yer hayırhah ifadeler.

İngiliz medyası: Türkiye, ABD’nin desteklediği “Kürt grupları” vuruyor.

***

Yedi: Amerika ve medyası...

Yönetim: Elbette rahatsız.

Fakat Afrin fotoğrafıyla kendisini ayırdı.

ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Joseph Votel konuştu.

“Afrin’in kendileri için bir operasyon alanı olmadığını” öne çıkardı.

Amerika, asıl askeri hattı Fırat’ın doğusuna kurmuş gibi.

(Not: Orada da tutunamayacak..)

ABD devlet medyasından bir başlık.

Amerika’nın Sesi: “Türkiye hava baskınlarıyla Suriye’de ABD destekli Kürt grubunu hedef alıyor.”

Gazetelerde öne çıkan vurgu da böyle.

***

Sekiz: Arap medyası...

Genellikle duyurmakla yetinilmiş.

Karşı bir kampanya görülmüyor.

Filistin ve özellikle Katar medyası açık destek veriyor.

Örnek: Katar’da El Vatan gazetesi.

Başlığı: “Erdoğan: ‘Zeytin dalı’ teröristleri yenmek için”.

***

Dokuz: ABD’nin hesabı belli.

Suriye’nin kuzeyinde...

İkinci İsrail için bir koridor açmak.

En doğudaki Cezire ile...

Ortadaki Aynelarap (Kobani) kantonlarını zaten birleştirdi.

Sırada Afrin kantonu vardı.

***

On: Türkiye, 24 Ağustos 2016’da...

Fırat Kalkanı harekatıyla...

El Bab’a kadar inmiş...

Aynelarap ile Afrin’in arasına girmişti.

***

On bir: Bugün sahadaki durum şöyledir.

TSK, Fırat Kalkanı’yla Amerikan koridorunu kesmişti.

Afrin harekatıyla da koridoru dağıtmaya başladı.

Bakmayın siz Amerika, “Afrin bizim alanımız değil” demesine.

İstediği kadar Afrindeki çetelere sahip çıkmasın.

Olan şu: TSK, Amerika’nın “kara gücü”nü silahla tasfiye ediyor.

Başbakan Binali Yıldırım da bunu vurguladı.

“Terör temizlenene dek harekat devam edecek” (21.1.2018).

***

On iki: Herkes anlasın.

Bütün siyasetlerin...

Bütün analizlerin temeline yerleştirsin.

Bu, bir “Türk-Amerikan savaşı”dır.

Tekrar ve tekrar görülüyor: Washigton kaybeden taraftır.

Amerika bölgemizde bizden daha güçlü değildir çünkü.

15 bin km öteden daha fazla kuvvet getirmesine...

Bölgemize yığınak yapmasına da imkanı yoktur.

Parası da..

Askeri de...

Morali de...

İç cephesi de buna elvermez.

***

On üç: Gelelim hükümet cephesine.

Cesur bir adım attılar.

ABD’yle çatışma bile göze alındı.

Bekir Bozdağ da ifade etti.

“Türkiye, devletinin bekası için daha büyük risk gerektiren adım atmaktan çekinmeyecektir” (17.1.2018).

Afrin harekatıyla bu yapıldı da.

***

On dört: Şimdi “devlet aklı”nın gereği yapılmalı.

Süreç, en az bedelle zafere ulaştırılmalı.

Anahtar adım da bellidir.

Ankara ile Şam derhal işbirliğine geçmeli...

Suriye ordusu ile TSK sahada ortak hareket etmeli.

***

On beş: Dün Genel Yayın Yönetmenimiz M. İlker Yücel sordu.

“Harekatın başarısı için Suriye devletiyle doğrudan temas edilmesi gerekmiyor mu?”

Başbakan’ın cevabı: “7 yıl boyunca yaşadıklarımızı gözönüne alırsak kolay olmuyor. Ama dolaylı temaslar alt düzeyde devam ediyor. Geldiğimiz noktada rejim de işin parçası. Bunu da yok sayamayız.”

Evet: Dengeli.

Fakat: Yetmez.

Tarihi bir fırsat çıkmıştır yine.

Savaşın ateşi içinde...

Suriye ile dostluk yolunu yeniden açmak fazlasıyla mümkündür.

Herkes farkında: Suriye tarafı buna hazır.

***

On altı: Zamanında uyaralım...

PKK’nın “siyasi aklı” kıvraktır.

AKP gecikirse, alan bırakırsa...

Örgüt fiyatını düşürür.

Şam ve Moskova ile...

Ortak zemin yaratmak için hızlı adımlar atar.

Sonuç: Ayrılıkçılık ömrünü uzatır.

Türkiye için maliyet artar.

***

On yedi: Oysa...

Türkiye ile Suriye anlaşsa...

İran’ın, Irak’ın da desteğini alır.

Buna Moskova da hayır demez.

Savaşa bile gerek kalmaz.

Fırat’ın doğusuydu... Batısıydı önemsizleşir...

Kerkük modeli işler.

Yani Barzaniler gibi... PKK da savaşmadan teslim olur.

***

Böylece: Emperyalizm bölgemizden kovulur.

Suriye, vatanını birleştirir.

Kardeş kavgası biter.

Hem Mehmetçikin...

Hem de Kürt gençlerinin anası ağlamaz.