Yandex
22 Mart 2025 Cumartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ağlıyor 6 Şubat

Güneş Batum

Güneş Batum

Site Yazarı

A+ A-

Yorgun bir günümdü.

Bir bardak çay içip

bir film seyredeyim derken,

kanepenin de verdiği rehavet ile elimde TV kumandası,

derin bir uykuya geçmişim.

Uyandığımda henüz sabaha vakit vardı,

ama artık uyumam mümkün değildi.

Son dakika diyordu tüm kanallar.

Deprem oldu.

Son dakika.

Keşke bir kabus görüyor olsaydım,

ama değildi.

Sayın seyirciler Richter ölçeğine göre 7.9 şiddetinde bir deprem diyordu birisi,

bir diğeri alınan ilk bilgilere göre çöken bina sayısı diyordu.

Haber kanalları canlı yayında,

donmuş kalmış yüzlerle

şaşkınlıklarını saklamaya çalışıyorlardı.

Ben de ne yapacağımı şaşırmıştım.

Bir büyük çaresizlikle.

Şafak çoktan söküyordu,

keşke dursaydı zaman ama

saatler ilerledikçe durumun ağırlığı daha iyi anlaşılıyordu.

Tam on bir şehrimizi sarsan büyük bir felaket yaşanıyor,

herkes birbirinden haberdar olmaya çalışıyordu.

Gece yarısı sokaklara çıkmış insanların kimi,

yaşadığı korkuyu anlatıyordu ekranlara,

kimi de evlerine dönmeye çalışıyordu.

Sekiz, dokuz saat geçmiş,

böylesi bir acı günü daha bitirmeden,

ikinci bir büyük sarsıntı.

Kurtarma çalışmaları bir umut olacak derken,

Tarihte görülmemiş ardı ardına büyük iki deprem.

Yerküre neye kızmıştı da,

adeta ikiye bölünüyordu dünya?

Ne yürek dayanırdı buna,

ne bina.

Dayanmadı da zaten hiç birisi.

RANTA YENİK DÜŞMEMEK

Kâh dua ederek,

kâh ağlayarak,

kaç saat geçti ekran başında bilmiyorum,

telefonum çaldı.

Hatay’dan bir meslektaşım.

Biz iyiyiz diyordu.

Bense aramaya korkuyordum,

nerede denk geldiler, nasıl bir haber alırım bilemediğimden.

Rant dünyasına yenik düşmeyip

evini depreme uygun inşaa ettiği için,

büyük bir felaketten ailesini kurtarmış olmanın buruk bir onuru vardı sesinde.

Bu ağır acının kararttığı günde yalnız onun mavi gözlerinde bir umut vardı sanki.

Biz iyiyiz cümlesi ile.

Telefonun bir ucundaydı o.

Ben diğer ucunda.

Bilmem hissetmiş miydi ama

sarılmıştım adeta ona.

Süzülen göz yaşlarımla.

Susmuş ağlıyordu,

6 Şubat.

İsimler silinirken bir bir yaşamdan

sayıları artıyordu ölenlerin.

Hep beraber ölüyorduk.

İllallah dedirten sorumsuzluk ve

rant düşkünü açgözlülüğümüz yüzünden.

6 Şubat Deprem
Yorumlar (4 yorum) Yorum yapmak için tıklayınız
Yükleniyor...
Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları