Ağrı provokasyonunun anatomisi
Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ağrı programı belli olunca çaya davet etmişti. Üstelik öyle sosyal medyadan falan da değil, CHP il başkanlığını arayarak, “Kılıçdaroğlu’nun ziyareti için bir şey ihtiyaçları olup olmadığını” da sorarak.
PROVOKASYONUN ARKASINDA CHP Mİ VAR?
Bu davetin ardından CHP Gençlik Kolları’ndan tuhaf bir açıklama gelmiş, “Kılıçdaroğlu’ya bir saldırı olursa sorumlusu Savcı Sayan’dır” denilmişti. “Bir şeye ihtiyacınız var mı” veya “gelin bir çay içelim” diyen adamı “bize saldırı düzenleyeceksin” diye suçlamak anlaşılır bir tavır değil. Biz de anlamamıştık, saatler kala Ağrı’da yaşananları görünceye dek.
Başkan Sayan ve ekibi, bir mahalledeki asfaltlama çalışmasını denetlemeye gitmişken önceden hazırlık yaptığı anlaşılan bir grubun saldırısına uğruyor. Başkan yardımcısı ve bazı çalışanlar darp ediliyor, emniyet güçleri başkanı korumak için güvenli bir bölgeye alıyor. Olay sırasında Sayan’ın kendi ekibi tarafından çekilip paylaşılan görüntüler muhalif TV kanallarında “Savcı Sayan silahlı adamlarla geziyor” diye haber yapılıyor. Koruma ordusu ile gezen İmamoğlu’nun beslemesi kalemşorlar, Sayan’ın yanında devletin iki polisinin olmasını sanki bir “suçmuş” gibi duyuruyor!
Bu işin Kılıçdaroğlu’nun gelişinden hemen önce, özel olarak organize edildiğini tahmin etmek güç değil. Olayların gelişim örgüsü çirkin bir provokasyona işaret ediyor. Önce CHP’liler “Kılıçdaroğlu’na bir saldırı olursa sorumlusu Savcı Sayan’dır” diye propaganda yapıyor, ardından Ağrılıları tahrik etmek için Savcı Sayan’a yönelik bir saldırı düzenleniyor. Ağrılı gençlerin Savcı Sayan’ı çok sevdiğini biliyorlar, onları tahrik ederek Kılıçdaroğlu’ya yönelik bir sataşmanın fitilini ateşlemek istiyorlar. Duygularına hakim olamayan biri çıkıp Kılıçdaroğlu’ya ağır bir söz söyleyecek veya saldırmaya kalkacak, onlar da bunu sadece Ağrı’yı değil tüm Türkiye’yi karıştırmak için bir fırsata çevirecekler! Allah’tan Ağrılılar bu provokasyona gelmiyor. CHP’nin ve ortağı HDP/PKK’nın tahriklerine kapılmıyor.
DEVLETİN SİLAHINA LAF EDENLER ÖRGÜTÜN SİLAHINA SUSKUN
Ağrı’yı ziyaret ettiğimizde terörün bittiğini ama tehlikenin hala devam ettiğini anlamıştık. Özellikle de Savcı Sayan için. Kolay değil, tüm tehditlere rağmen %56 gibi ezici bir oranla başkan seçilmişsiniz, Kürtlerin kanını içen Mecusi örgütüne karşı tereddütsüz halkın yanında duruyorsunuz, kuru gürültüye pabuç bırakmıyorsunuz… Eh, işte o zaman kelle koltukta gezmeniz gerekiyor bir miktar.
PKK’nın silahına laf etmeyenlerin devletin silahından rahatsız olmasının sebebi de bu. Devletin silahı yeri geliyor bir Kürt, yeri geliyor bir Türk tarafından tutuluyor ama, kanuna ve demokrasiye hizmet ediyor, halkın iradesi ile yönetiliyor. PKK’nın silahı gibi ucu Amerika’ya, İngiltere’ye, Ermenistan’a çıkmıyor…
KILIÇDAROĞLU NEDEN GİTMEDİ
Kılıçdaroğlu’nun hiç değilse bu olaydan sonra Ağrı Belediyesi’ne bir geçmiş olsun ziyareti yapmasını beklerdim. Boşuna beklemişiz. Amigolarının alkışları arasında Ağrı’ya dair bazı istatistikler okuyup samimiyetsiz yolculuğuna devam etti.
Biliyorsunuz Savcı Sayan, uzun süre CHP’de siyaset yapmış bir isim. Kemal Bey gibi isimler ona -ve onun gibilere- dış kapının mandalı muamelesi yaptı. O da sonunda ayrılıp Ak Parti’ye geçti. Ağrı’dan aday oldu, “mümkün değil” denileni başarıp seçimi kazandı. Şimdi de icraatları ile Ağrı’nın yüzünü güldürüyor.
Bu, Kılıçdaroğlu’nun “istenmeyen adam” ilan ettiği eski bir CHP’linin başarısıdır. Kılıçdaroğlu belediyeye gitmedi çünkü, gitse kendi korkunç hatası ve CHP’nin mutlak başarısızlığı ile yüzleşecekti.