Akbabalar görev başında!

ABD’nin “Millenium Challenge-2002” tatbikatı.

Diğer bir deyişle,

Türkiye’yi işgal planı.

28 Şubat’ta döneminin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, “28 Şubat bin yıl sürecek” demişti.

“Batı kaynaklı (ABD kaynaklı) irticaya karşı bin yıllık mücadele” mesajı vermişti.

Kastedilen esas olarak FETÖ idi.

Bu tatbikat da ondan sonra gerçekleştirildi.

Adı da yanıt gibi kondu.

Türkçe karşılığı: “Bin yılın meydan okuması.”

DEPREM SONRASI

Tatbikata birçok NATO ülkesi çağrılmıştı.

Ama Türkiye davet edilmedi.

Seçilen tarih de anlamlı.

Lozan Anlaşması’nın yıldönümü, 24 Temmuz.

Tatbikatın senaryosu dikkat çekici.

Yaşadığımız deprem sonrası,

Amiral Cihat Yaycı da hatırlattı.

“Kurtlar puslu havayı sever” dedi.

Senaryoya göre; “Hedef ülke, bazı denizyollarını kontrol etmektedir. Bir ada ülkesiyle şiddetli sorunları vardır. Bu ülkede çok büyük bir deprem olur. Sivil hükümet depremle mücadele edemez ve kaos durumunda ordu duruma el koyar. Uluslararası yardım çağrısı yapılır. ABD yardımlarının kendi askerleri tarafından yapılmasını şart koşar. Böylece ülkeye girmekte olan ABD askerlerinin miktar ve faaliyetlerinden kuşkulanan hedef ülke ordusuyla ABD ordusu arasında savaş çıkar ve ülke 96 saat içinde işgal edilir.”

Bu ülke Türkiye’dir.

Associated Press de bunu doğruladı.

YİNE SAHADALAR

ABD çok istedi.

Havuç, sopa, … her şeyi kullandı.

Ama bir türlü başaramadı.

Hatta tam tersi oldu.

Türkiye yönünü Asya’ya döndü.

Şimdi bir depremle karşı karşıyayız.

Dünyada ender yaşanan cinsten.

Büyük kayıplarımız var.

Hem insani hem ekonomik.

Beylerin yine iştahı kabardı.

İçeriden, dışarıdan faaliyete başladılar.

DOST, DÜŞMAN

Dünyanın her yerinden yardıma geldiler.

Kurtarma ekipleri enkazın altına giriyor.

Canlarımızı kurtarıyor.

Bir de akbaba gibi enkaz bölgesinde uçuşanlar var.

Aydınlık hepsini deşifre etti.

Yardım görüntüsü altında başka iş peşindeler.

Milyonların dayanışmasına körler.

Sadece olumsuzlukları öne çıkarıyorlar.

Halkın mücadele azmini kırıyorlar.

Devlete düşmanlığı körüklüyorlar.

BASIN MI?

Atlantik basını…

Associated Press (AP), New York Times (NYT),

Foreign Policy (FP)… ve diğerleri…

Haberlerini okuyun niyetlerini anlarsınız.

Ülkede kaos peşindeler.

ORDU HASSASİYETLERİ

Aynı yayın organları,

Ergenekon, Balyoz, … kumpaslarını övüyorlardı.

“Türk Ordusu’nun temizlendiğini” vurguluyorlardı.

15 Temmuz sonrası,

Ordu’da FETÖ, NATO tasfiyesinden rahatsızlar.

Hedeflerinde yine Türk Ordusu var.

Çok sinsice ifadeler kullanıyorlar.

İşte onlardan biri:

“1999'daki depremden birkaç saat sonra arama ve kurtarma çalışmalarına yardım etmek üzere olay yerine giden Türk ordusu da 2016'daki başarısız darbeden bu yana Erdoğan yönetiminde zayıflatıldı ve siyasallaştırıldı.”

Niyet çok açık değil mi?

DEPREME SEVİNENLER

Depreme sevinenler de var.

Associated Press (AP)…

“Depremin iktidarın seçimdeki sıkıntısını artıracağını” yazıyor.

Ne yıkılan evler umurlarında…

Ne yitirilen canlar…

Utanmasalar zil takıp oynayacaklar.

YABANCI İSTİHBARAT

Bir başka konu da yabancı ajanlar…

Depremin şoku çok büyük oldu.

Yardım için gelenler tam kontrol edilemedi.

İsrail ekibinin fotoğrafları dikkatimi çekti.

Bazılarının yüzü buzlanmış.

Yardımsever maskeli psikolojik harp elemanları.

Kaos için faaliyete başladılar.

Suriye’ye yardım için giden,

“Beyaz baretlilerin” ne yaptıkları unutulmamalı.

Güvenlik elden bırakılmamalı…