Akdenizʼin büyüğü Dünya Oyunlarıʼna gitmeli
19'UNCUSU gerçekleştirilen Akdeniz Oyunları’nın kapanışına 3 gün kala, pazartesi sabahı itibarıyla dağıtılmamış sadece 32 altın madalya kalmışken, İtalya’nın 4 altın üzerinde oyunların en fazla altın kazanan ülkesiyiz. Tarihimizde bir ilki gerçekleştirmek üzereyiz. Önceki oyunlarda 2 kez 2'nci, 6 kez 3'üncü, 4 kez 4'üncü, 4 kez 5'inci, 1 kez 6'ncı ve 1 kez 7'nci olduk. Madalya sıralamasının en üst sırasında hiç yer almadık.
Kalan altınların 15’i yüzmede, 15 yarışta da hem bizim hem İtalyanların yüzücüleri var, ama yüzmede İtalya oyunların en başarılı ülkesi, sadece yüzmede yaratacakları fark ile İtalyanlar bizi yakalayabilir. Eskrimde 4 altın kaldı, yine her branşta Türk ve İtalyan sporcular var, ama İtalyanlar favori. Halterde ise dağıtılacak 4 altın var, 2’sinde İtalya hepsinde Türkiye yarışıyor. Kalan 4 tekvando sıkletinin tümünde iki ülke sporcuları da var. Hentbolda iki ülke de finalde yok. İtalya futbol finalini oynayacak. Kadınlar voleybol finalini ise Türkiye-İtalya oynayacak. Belki oyunların da birincilik maçı olacak. Tarihteki ilk Akdeniz Oyunları Birinciliği için nefeslerimizi tuttuk.
YAPILAN YATIRIMIN KARŞILIĞINI ALIYORUZ
4 sene önce 31 altın 25 gümüş 39 bronz, toplam 95 madalya kazanmıştık. Pazartesi sabahı 41 altınımız, toplam 96 madalyamız vardı. Türkiye profesyonel futbol dışındaki branşlara yaptığı yatırımın karşılığını alıyor. Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezleri meyvelerini veriyor. Sporcularımız uzun kamp süreçlerinde verdikleri emeklerin karşılığını alıyor. Artık neredeyse tüm branşlarda dünyaca tanınan sporcularımız var. Bu sporcularımızı takip etmek tüm Türk sporseverlerin borcu olmalı. Milletimiz aileyi, saygıyı, sevgiyi, güveni hedef alan dizilerle salaklaşmak yerine her biri farklı bir matematik sorusu tadındaki spor branşlarını izleyip beynini çalıştırmalı, ülkemizi onurlandıran sporcularımıza hak ettiği desteği vermeli!
İSTİKLAL MARŞI’NDA DURMASINI BİLMEYENLER
Oyunlarda, sonradan Türkiye vatandaşı olan sporcularımız hem yarışlardaki başarılarıyla hem kürsüdeki duruşlarıyla vatandaşlığın hakkını verdiler. Hepsi İstiklal Marşımızı söyledi, çoğu kürsüde bu ülkede büyümüş bazı sporcularımızdan daha düzgün durdu.
İstiklal Marşı esas duruşta söylenir. Eller arkada “rahat” duruşta söylenmez. Hele hele Amerikan Senatosu’nun kararına uygun şekilde sağ eller göğüste İstiklal Marşı hiç söylenmez. Kafalarında ister Amerikan hayranlığı ister milleti bölme fikri olsun, bu duruş kabul edilemez. Bazı cahiller, bu duruşa dini anlam yüklemeye çalışıyor. Ulusal marşlarını bu şekilde söyleyen milletler ya Amerikalılar ya da Amerika’ya özenen Doğu Avrupa ülkeleri. Kürsüdeki bu saygısız duruşa dini anlam yükleyenler sadece İstiklal Marşı’na ve Türk Milleti’ne değil, hem dinimize hem de İstiklal Marşı’nı yönetmeliklere göre söyleyen diğer şampiyonlarımıza karşı saygısızlık içerisindedirler. Bu terbiyesizlik artık engellenmelidir! Hatice Kübra İlgün’ü de kürsüde Amerikan Selamı verirken gördüğümde, İrem Yaman’dan Olimpiyat vizesini bu selam ile mi aldı diye düşündüm.
EROĞLU BAŞARISIZ OLDU
Bir de bu Amerikan Selamını takım olarak verenler var. Önceki turnuvalarda, şampiyon güreşçilerimiz İstiklal Marşı’nı esas duruşta dinlerken; Akdeniz Oyunları’nda altın kazanan tüm güreşçilerimiz İstiklal Marşı’nı sağ elleri göğüslerinde dinlediler. Oyuncularımıza yönetmeliklere aykırı bu tarz bir talimatı kimse vermemiştir. Ama şampiyon tüm güreşçilerimizin bu duruşu sonrasında, Türkiye Güreş Federasyonu yeni başkanı Şeref Eroğlu’nun böyle bir talimat vermediğini açıklaması gerekir.
Eroğlu, TRT’ye “Ne diyor ecdadımız? Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim diyor.” açıklamasında bulundu. Bu sözü söyleyen atalarımız değildir, Atamızdır. Eroğlu bundan sonraki açıklamalarında ya Atatürk’ün adını anmalı ya da Atatürk’ün sözlerini kullanmamalıdır. Buse Tosun’un altını açıkça çalınırken de federasyonumuz gerekli tepkiyi gösteremedi. Rakamlar üzerinden polemik yaparak başarı yaratılmaz. Eroğlu, Akdeniz Oyunları’nda 2018’de 13 madalya kazanıldığını, kendisinin başkanlığındaki 2022’de 14 madalya ile bu rekorun kırıldığını söylüyor. 2018’de 13 branşta 8 altın 2 gümüş ve 3 bronz kazandık. 2022’de 17 branşta 7 altın 5 gümüş ve 2 bronz kazandık. 2018’deki altın sayısı daha fazla. 2022’de 3 sıklette madalya kazanamamışken 2018’de sadece 1 sıklette madalya kazanamadık.
Güreş, karate, tenis ve masa tenisi 2018 Akdeniz Oyunları’na göre daha başarısız olduğumuz branşlardır. Halterin durumu önümüzdeki 3 günde belli olacak. Yayıncı kuruluş Cezayir rejisi grafiklerinde “Türkiye” ismini kullanırken, bazı federasyonlarımızın “Turkey” yazılı eşofmanla ile Oran’a gitmesi de diğer başarısızlığımızdır.
TÜRK SPORCUSUNUN DÜŞMANI ABD
Akdeniz Oyunları’nın bittiği gün ABD’de Dünya Oyunları başlıyor. Milli heyecanımız ABD’de devam edecek. Dünya Oyunları’na katılmaya hak kazanan sporcularımız bilardo 3 bantta Tayfun Taşdemir, boccede Buket Öztürk ve İnci Ece Öztürk, aerobik cimnastikte aralarında Ayşe Begüm Onbaşı’nın da bulunduğu trio takımımız, karatede Dilara Bozan, Serap Özçelik, Tuba Yakan, Merve Çoban, Meltem Hocaoğlu Akyol, Eray Şamdan, Burak Uygur, Uğur Aktaş, Tayland boksunda Erivan Barut, Kübra Akta, Kübra Kocakuş ve sualtı yarışında Derin Toprak, 4x100 ve 4x50 erkek bayrak takımımız. Bu sporcularımız Dünya Oyunları’nda yarışmaya hak kazandılar, Dünya Oyunları’na davet edildiler. Bir ay öncesinden ABD Başkonsolosluğu’na başvurdular. Vize için yaptıkları başvuru anında reddedildi. Dünya Oyunları’ndan davet alan oyuncularımıza ABD vizesi alabilmek için federasyonlarımız uğraştı, alamadı. Oyunların başlamasına günler kaldı ama sporcularımız vizelerini alamadılar.
Oyunlara katılmaya hak kazanan tüm oyuncularımız Birmingham’a gitmelidir. Sporcularımızın yarışma hakkını sağlamak, emeklerinin karşılığında Gençlik ve Spor ile Dışişleri bakanlıklarımızın sorumluluğudur. Yukarıda adlarını tek tek yazdığım ve oyunlara katılmak adına umutlarını yitiren sporcularımıza devletimiz büyüklüğünü göstermelidir. Olur da Olimpiyatlardan sonra en prestijli çok sporlu organizasyon olarak anılan Dünya Oyunları’na davet alan Türk sporcularına ABD vize vermezse; gerek Türkiye’deki takımlarında gerek uluslararası spor karşılaşmalarında oynamak için Türkiye’ye gelecek hiçbir ABD’li sporcuya vize verilmeyeceği ve ABD’deki hiçbir uluslararası turnuvaya Türk oyuncuların katılmayacağı açıkça ifade edilmelidir. Dışişleri Bakanlığımız ve Gençlik ve Spor Bakanlığımız sporcularımıza vize verilmemesine dair gerekeni yapmalıdır. Ya sporcularımız Birmingham’a gitmeli ya da bir daha ne ABD’li sporcular Türkiye’ye gelmeli ne Türk oyuncular ABD’ye gitmeli! Türk Milleti’nin şerefi, ABD’nin keyfi hakaretlerinin altında kalamaz!