28 Aralık 2024 Cumartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Aklımıza mukayyet olalım

Defne Tamar Gürol

Defne Tamar Gürol

Eski Yazar

A+ A-

Geçen gün bir arkadaşım 24 yaşındaki kızının madde kullanımının yaygınlığından dem vurduğundan bahsetti. Bu kız madde kullanmayan bir kızdı. Biliyoruz ki madde kullananlara göre “herkes” madde kullanıyordur. Çünkü madde kullanan biri madde kullanmayanlarla arkadaşlık etmekten hoşlanmaz. Tüm yaşamı madde kullanımı etrafında döndüğü için giderek madde kullanmayanlardan uzaklaşır. Benzer bir şekilde madde kullanmayan biri de madde kullanım ortamından sıkıldığı için çok yakın arkadaş olsa dahi, giderek o arkadaştan uzaklaşacaktır. Yukarıda sözünü ettiğim kız madde kullanmadığı halde, madde kullanımının ne kadar yaygın olduğunu gözlemlemişti. Bu gözlem bizim için ciddi bir uyarı olmalı.

MADDE KULLANIMINI ARTIRAN ETMENLERDEN BAZILARI

Önce madde kullanımına ilişkin algımız değiş(tiril)di. Madde kullanımının yaygın olduğunu konuşmak/yazmak dahi algı değişiminde etkili olabilir. ‘Herkes’ kullanıyorsa bir ihtimal bunun ‘zararsız’ olduğunun kanıtıdır. Diğer bir ihtimal ise ‘yapacak bir şey yoktur’, madde kullanmak ‘kader’ haline gelmiş, kaçılması imkânsız olmuştur. Oysa her iki ihtimal de doğru değildir. Birincisi ‘herkes’ madde kullanmamaktadır. Herkesin madde kullandığı algısı, madde kullanımının kanıksanmasına yol açmakta ve madde karşıtı duruşu zayıflatmaktadır. Oysa yaşamın olumlu ve olumsuz yönleri ile başa çıkabilen, kendine çeşitli doyum yolları oluşturabilen, sevinince gülen, üzülünce ağlayan, bazen kendini çok yorgun, güçsüz hisseden; ancak sanatla, sporla, bilimle ‘yaşayan’, umut ve inanç ile mücadele eden akran gruplarına katılan gençlerimizin kat kat fazla olduğunu biliyoruz. Gençlerin azim dolu mücadelelerini TGB, TLB gibi gençlik örgütlerinde gözlemliyoruz. Bu gençlerimizin madde kullanımını öven ve özendiren algılardan nasıl uzak durduklarına tanıklık ediyoruz.

‘Herkes’ kullanıyor, bir çeşit umutsuzluk, çaresizlik ve karamsarlık doğurarak madde kullanımının kaçınılmaz olduğu algısını yaratmaktadır. Madde kullanımı ‘kader’ ise, zaten ‘yaşam’ tarafı değil, ‘yıkım’ tarafına teslim olmaktan başka yapacak bir şey olmadığı izlenimi yaratılmaktadır. Madde kullanımı ‘kader’ değildir. Bazen kişilerde yıkıcı taraf, yaşam tarafından daha baskın olabilir. Kişiler yaşamlarında gerçekten büyük güçlükler, görünmez ihmaller, dezavantajlı durumlarla karşılaşmış olabilirler. Bunun sonucunda başa çıkılması güç duygular, dalgalanmalar yaşayabilirler. Ancak unutmamak gerekir ki madde kullanımı hiçbir sorunu çözmediği gibi, birçok yeni sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu durumda dahi madde kullanmak dışında birçok seçenek oluşturulabilir. Bir uzmandan yardım almak kişinin yaşam akışında köklü değişiklikler sağlayabilir.

Maddelerin hiçbiri zararsız değildir. İlk kullanılan madde çoğunlukla esrardır. Amerika Birleşik Devletleri’nde birçok eyalette ya da Avrupa’da bazı ülkelerde serbest olmasının zararsız olması ile hiçbir ilişkisi yoktur. Bu ülkelerde esrarın serbest olması tıbbi değil siyasi bir karardır. Esrar ileri sürülenin aksine kimyasal bir maddedir. Asıl etkisini ortaya çıkaran tetrahidrokannabinol dışında 500’e yakın kimyasal madde içermektedir. Sentetik olmadığı doğrudur. Ancak doğal olması dikkat, bellek, muhakeme gibi birçok bilişsel işlevi etkilemediği anlamına gelmez. Zekâ seviyesinde (IQ) 6-8 puanlık düşmeye yol açtığı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır.

Esrarın zararsız olduğu algısı şarkılarla, filmlerle, dizilerle, sosyal medyada bazen açık, bazen üstü kapalı mesajlarla gençlerin zihinlerine kazınmaktadır. ‘Esrar zararsızsa kullanmamak için bir neden olmadığı’ algısı, düşünmeyen, üretmeyen, sorumluluk almayan bir gençlik yaratarak madde kullanımının yaygınlaşması ile sonuçlanacaktır.

Yazımı yazarken bir ara twittera girdim. Bir ‘reklamla’ karşılaştım ve algının nasıl oluşturulduğunun filmini yaptıklarını gördüm. Reklam görünürde “hijyenik petlerin utanılacak şeyler olmadığını anlatmayı” amaçlıyordu. Oysa verilen mesajda hijyenik petlerin kimsenin umurunda olmadığı o kadar aşikârdı ki. Üstelik görünür mesaj son derece de beceriksizce sunulmuştu. Takipçisi bol bir kullanıcının “Türkiye’de kadınlara karşı işlenmiş utanç verici suçlarla” bağlantı kurarak asıl mesajı iletmesi ile taçlandırılmıştı. Madde kullanımına ilişkin risk algısı da benzer yollarla şekillenir. O zaman bize düşen aklımıza mukayyet olup her sunulan ‘bilgiye’ koşmamaktır. Mantığımızın süzgeci ve bilimin ışığından yararlanarak madde kullanımını masumlaştırmak dahil, ancak bununla sınırlı olmayan çarpıtmalara karşı dik ve kararlı duruşumuzu sürdürmektir.

Alkol, madde, kumar ve ekran bağımlılığı ile madde kullanımı hakkındaki her türlü sorunuzu [email protected] adresine bekliyoruz.