01 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Aklımızla alay etmeyin

Şahin Mengü

Şahin Mengü

Eski Yazar

A+ A-

Anayasa değişiklik teklifinin TBMM’ye sunulduğu gün, kendisini başbakan zanneden, yetkisi sadece Tayyip Erdoğan’dan aldığı emirleri yerine getirmek olan, işgüder Binali Yıldırım “Yeni Anayasa değişikliği ile artık koalisyonlar dönemi bitti, güçlü iktidarlar dönemi başlıyor” dedi.

Bunu söylerken yüzü bile kızarmadı.

Tayyip Erdoğan, yetmiş yıldır hiçbir lidere nasip olmamış bir meclis desteğine sahip olarak, 14 yıldır ülkeyi tek başına yönetiyor.

Hele 2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra Çankaya da emrindeydi.

Bu süreç içinde ülkenin hangi sorununu çözdü? Hiçbir sorununu çözmediği gibi, her gün bu ülkenin başına yeni sorunlar açtı.

İktidara geldiklerinde dolar 1.41 TL idi, bugün 3.48 TL, Türk lirası ABD Doları karşısında yaklaşık yüzde 260 değer kaybetti.

İktidara geldikleri tarihte bu ülkenin dış borcu 263 milyar dolardı, bugün 481 milyar dolar.

Sıfır noktasında devraldıkları terör, bugün neredeyse her gün günahsız insanların canlarını alıyor. Terörün arkasında AKP iktidarından da evvel dış güçler vardı, ama o dönemin iktidarları, hem de koalisyon hükümetleri bunların ağladığı gibi ağlamayıp gereğini yapıyorlardı.

Bu ülkede terör örgütlerinin silah ve mühimmat depolamasına, kamu görevlilerinin Oslo görüşmelerinde beyan ettikleri gibi, AKP iktidarı döneminde göz yumuldu.

14 yıllık Tayyip Erdoğan iktidarından önce, bu ülkeyi yöneten hiçbir koalisyon hükümeti terör örgütüyle masaya oturup müzakere etmediler, mücadele ederek, ülkeyi sıfır terörle kendisine teslim ettiler.

14 yıllık Tayyip Erdoğan iktidarı döneminde çevremizde ihtilafa düşülmeyen tek bir devlet kalmadı.

Esad, önceleri “kardeşim Esad” dı, şimdi oldu Esed. “Esed bir hafta dayanamaz” diyordu, bütün dış baskılara rağmen, “Esed” beş yıldır iktidarda, her geçen günde konumunu güçlendiriyor.

ABD öyle istiyor diye, Irak ve Suriye’deki meşru devlet yapısıyla mücadele eden illegal örgütlere, örneğin ÖSO gibi, yardım ederek, onların da buna misilleme olarak, Türkiye’deki terör örgütlerine her türlü lojistik ve istihbarat desteği sağlayacağını öngöremeden hareket ederek, ülkenin kan gölüne dönmesine neden oldu.

Sayelerinde hudutlar yolgeçen hanı.

Kıbrıs göz göre göre gidiyor, çıtı çıkmıyor.

Bu yazdıklarımız Tayyip Erdoğan iktidarında yaşanan olumsuzlukların sadece birkaçı.

Neymiş efendim, “Başkanlık gelecekmiş, kaos bitecekmiş” Hadi canım sen de. Köpeksiz köy buldu değneksiz dolaşıyor. Bugüne kadar ne istedi de yapamadı. Hangi sorunu çözdü.

Bugüne kadar ne yaptıysa, Başkanlık olduğu zamanda aynısını yapacak.

Tayyip Erdoğan iktidarı döneminde devlet ciddiyeti denen şey kalmadı. Cumartesi akşamı İstanbul’da yaşanan insanlık dışı terör vahşeti sonrası, bu ülkenin İçişleri Bakanı çıkıp 20 yaralı var diyebiliyor. Sonradan şehit sayısının 42, yaralı sayısını 155 olduğu ortaya çıkıyor. Ama adam istifa etmeyi aklının ucundan bile geçirmiyor.

Hâlbuki Tayyip Erdoğan, sosyal medyada dolaşan bir sesli görüntüsünde, “Biz siyasiler ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz” diyor.

Sorumluysanız istifa edenler nerede?

Durum artık OHAL düzenini aşmıştır. Tayyip Erdoğan iktidarının yanlışlarından dolayı iş “sıkıyönetime” doğru sürükleniyor.

Türkiye bu ortamdan çıkmadan Anayasayı tartışmak kadar yanlış bir şey olamaz. Zaten sorun da Anayasada değil, ülkenin yönetilemiyor olmasındadır.

Getirilmek istenen düzen, hesap vermekten kurtulmak için saray diktatörlüğüdür.

“Demokrasi bir tramvaydır, zamanı gelindiğinde inilir” cümlesi de Tayyip Erdoğan’ındır.

Demek ki demokrasi tramvayı “diktatörlük” istasyonuna gelmiş.

Bütün bu durum gün gibi aşikarken, televizyonlara çıkıp, başkanlık gelecek kaos bitecek diye konuşup da aklımızla alay etmeyin.