AKP açısından 15 Temmuz kutlamaları

15 Temmuz ABD/FETÖ darbe girişiminin bastırılmasının birinci yıl kutlamaları yapıldı. Türkiye’nin her yerinde devlet törenleri vardı. Her görüşten vatandaş meydanlardaydı. Lüzumsuz gerginlikler olmasa katılım daha da yüksek olacaktı.

Halk darbe girişiminin arkasındaki ABD/FETÖ işbirliğinin farkında. Sohbetlerde hep bunlar konuşuldu. FETÖ’nün her yere nasıl sinsice girdiği tartışıldı.

AKP’NİN ÇABALARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP 15 Temmuz darbe girişiminin bastırılması kutlanmalarına olağanüstü önem verdi. Kutlamalar için hiçbir masraftan kaçınılmadı. Belediye olanakları sonuna kadar kullanıldı.

“Milli birlik” içinde kutlanması gereken 15 Temmuz, “AKP mitingleri”haline getirilmeye çalışıldı. Meclis’te yapılan “küçük oyunlar”da hiç şık olmadı.

YÜRÜYÜŞLER

Ankara 15 Temmuz gecesi hareketliydi. 1.Meclis’ten TBMM’ye kadar yürüyüş vardı. Yürüyüşü baştan sona izledim. Katılanlarla uzun uzun sohbet ettim. Ankara dışından gelenlerle görüştüm. Yürüyüşte AKP ağırlığı olsa da “AKP yürüyüşü” değildi.

Yol boyu görüştüğüm kişilerin tepkisi ilginçti. AKP’li olan AKP’liliğini pek öne çıkarmıyordu. Ama birçok kişinin herkesin duyacağı bir sesle, “Ben AKP’li değilim, FETÖ’ye, darbeye karşı çıktığım için buradayım” ifadelerini kullanması dikkatimi çekti.

İstanbul, İzmir, Antalya gibi illerdeki arkadaşlarla konuştum. Onların izlenimleri de aynı.

AFİŞLERE TEPKİ

Yürüyüşe katılanlara 15 Temmuz afişlerini sordum. Genelde tepki vardı. O afişlerin yürüyüşe katılımı düşürdüğünü belirtenler de oldu. Vatandaşların soruma, “En büyük asker bizim asker” sloganı ile yanıt vermesi söze gerek bırakmadı.

Ankara’daki yürüyüşte organizasyon zayıftı. Yürüyüşün 1. Meclis’ten saat 01.00’da başlaması planlanmıştı. Ama kalabalık kimseyi dinlemedi. Erkenden yürüyüşe geçti. Kendilerini “organizatörlerden” ayırma çabası gözlendi.

3 km olduğu söylenen bayrağın taşınması da sorun oldu. Bayrağın üçte birlik bölümünde kalabalık olsa da üçte ikilik bölümünü taşıyanlar çok seyrekti. O nedenle sık sık “Arkadaşlar bayrağı yere değdirmeyelim” uyarıları duyuldu.

ERDOĞAN SLOGANLARI ÇOK CILIZ

AKP’liler katılımcıları coşturmak için çok çaba sarfettiler. Ama başarılı olamadılar. Organizatörlere yanaşıp “Neden böyle?” diye sordum. “Eski hava yok, biz de anlayamadık” dediler.

Onlardan uzaklaşınca bizi dinleyen ellili yaşlarda bir Ankaralı yanıma geldi. “Yürüyüşte her partiden vatandaş var. Yürüyüşü, “AKP yürüyüşü” yapmaya kalktıkları için vatandaş sloganlara eşlik etmiyor. Yürüyüşe katılıp tepkisini göstermekle yetiniyor” değerlendirmesi yaptı.

Özellikle Erdoğan’la ilgili sloganlar çok cılızdı. En fazla 50-100 kişi katılıyordu.

AKP’LİLERE İLGİ AZDI

Yürüyüş boyunca AKP’li yöneticiler ve belediye başkanları da boy gösterdi. Bir süre onlarla yürüdüm. Etraflarındaki 50-100’er kişilik sivil koruma ekibi dışında ilgi gösteren yoktu.

Etraflarına el sallamalarına da pek itibar eden olmadı. Yürüyüşe katılanlar, “Bu yürüyüş parti yürüyüşü değil, biz Türkiye için yürüyoruz” havasındaydı.

PLAN TUTMADI!

AKP, 15 Temmuz kutlamalarını Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerine kurgulamıştı. Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler için nabız yoklanacaktı. Halktan gerekli tepki alınırsa düğmeye basılacaktı.

15 Temmuz kutlamaları ile ilgili olarak Erdoğan’a nasıl bir rapor verilecektir bilemiyorum. Ama gördüğüm manzara pek umut verici değil.

Halkın ezici bir çoğunluğu 15 Temmuz ABD/FETÖ darbe girişimine karşı. Ama bu Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına “Evet”anlamına gelmiyor. Halk bu konuda soğuk.

HALK GERİLİMDEN TEDİRGİN

İktidarın ve muhalefetin gerilim politikaları herkesi tedirgin ediyor. Halk, “Milli dayanışma” yerine, seçim hesaplarının öne çıkarılmasından rahatsız.

Yürüyüşe katılanlar arasında zaman zaman “yeniden eski sisteme dönülmesi”konusunun tartışılması da anlamlı. Gerilimi kışkırtanlara ders verme eğilimi öne çıkıyor. Yeni Cumhurbaşkanının kim olacağı buna göre belirlenecek.

Artık “bölünme” değil, “birlik” belirleyici! 15 Temmuz kutlamalarından çıkan sonuç da bu!