09 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul 13°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP ile 10 yıl -(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

AKP 2002 yılından 2012 yılına dek dolu, dolu 10 yıl geçirdi. Şimdi iktidarı11. yılı sürecek, arkasından seçimler geliyor.

Bu 10 yılda neler olmadı ki? Öncelikle siyaset, kültür değiştirildi. Eskilerin “Siyasi mücamele” dedikleri edepli ve saygın üslubun yerini küfürlü, edep dışı ve belden aşağı vuran bir üslup aldı. Bu sadece siyasetle ilgili kalmadı.

Bir ülkeyi aşağılamanın en kolay yolu onu dilinden uzaklaştırmaktır. Güzelim Türkçe’nin yozlaştırılmasında, “Ayağı çarıklı kaba Türkler’in konuştuğu dil” olarak görmenin yolunda hayli mesafe alındı. Topluma yeni bir dil yaratmak için çareler aranıyor. Yeter ki; kaynağında ve başında ‘Türk’ kelimesi olmasın.

Güzelim ‘örneğin’, ‘mesela’ varken her cümlenin başına ‘Hani!’ kelimesini koymak gibi. Karşısındaki görüşe katıldığını anlatmak için kullanılan ‘Aynen öyle’ demek gibi. Moda kelimeler türetme modası başladı.

Türkçe iki kez özgürlüğünü yitirir duruma düşmüştü. İslam Kültürü çemberi içerisine girmesinden sonra ibadet ve bilim dili olarak Arapça’nın, sanat dili olarak Farsça’nın kullanılmaya başlanmasıyla Asıl Türkçe bir sorun şeklinde karşımıza çıktı. Oysa 1277’de Selçuklu’ya karşı ayaklanan ve Konya’yı ele geçiren Karamanoğlu Mehmet Bey ilk fermanında (13 Mayıs-1277) “Bugünden sonra Divanda, dergahta, bargahta, mecliste, meydanda Türkçe’den başka dil kullanılmaya” yazılıydı”

Zaman, zaman sorarlar: “Neden bu ülkeden evrensel boyutta edebiyatçı, şair ve yazar yetişmiyor?” diye.

Yetişmez olur mu? Türkçe’yi çapaçul bir şekilde kullanan ve Nobel ödülü kazandırılan Orhan Pamuk var ya!

1927 kurultayında CHP tüzüğünün en önemli maddesi şuydu:“Vatandaşlar arasında en kuvvetli bağın dil birliği, his birliği, fikir birliği olduğuna inanan parti, Türk Dili’ni ve Kültürünü hakkıyla yaymak ve geliştirmeyi esas kabul eder.” İşte TDK bunun için kuruldu, hala da var ama işlevinden yoksun, atıl durumda.

AKP iktidarı 10 yıl içinde ülkeyi İstanbul başta olmak üzere hallaç pamuğu gibi attı. Rant sağlayıcı gökdelenler ortalığı sardı. TOKİ’nin devlet parasıyla yaptırdığı sözde ucuz konutlar ya kaygan zeminde, ya dere kenarlarında halka sunuldu.

Laikliğin adı hiç yok. Artık 4+4+4’le “dindar ve kindar bir nesil yetiştiriyoruz!”

Bitmedi, Cumhuriyetin bütün değerleri özelleştirme adı altında yabancılara peşkeş çekilerek har vurup samanlar savruluyor, aydınlar, gazeteciler özgür değil ve bu nedenle gazete sayfalarında dişe dokunur ne öğretici bir yazı var ne de ciddi bir araştırma. Sistem kendi sosyetesini lüks ciplere binen, türban ve uzun etekli, parmaklarında yüz binler değerinde pırlanta taşıyan hanımlarla dolduruldu. Okul yerine cami yapma modası başladı, o camileri “Ya Allah ya bismillah“ diyerek açan liderleri görmekteyiz! Üniversite 1960 öncesi ya da 1968 yıllarına döndürüldü. Terörle devletin pazarlık sürecini yaşıyoruz. Arkasından bölünme Anayasası yolda. ODTÜ ayakta, ahali sokakta, işsizlik zirvede. Geçmişte bütçede açık vermek iktidarın en büyük beceriksizliği sayılırdı. Şimdi ne bütçe, ne cari açık ne Çankaya’nın masrafları, Örtülü deneğin yüzde yüz katlanması, kimsenin umurunda değil.

Her Bakan’ın altında lüks Mercedes. Benzini dünyanın en pahalı ülkesinde yaşayan yurttaşlar otomobillerini garaja çekmiş.

İşte 10 yılın bilançosu tek kelimeyle “çöküş.”

Onlara göre ileri demokrasi. Vay anası vay!

10 yılda geçirdiğimiz bu dönüşüm ne için?

Cumhuriyet adı altında zengini daha zengin, fakir fukarayı daha yoksullaştırmak ve konuşturmamak, gazeteleri ele geçirerek tek sesli bir toplum yaratmak için mi?

Yoksa “Deniz Feneri” gibi yüzyılın yolsuzluklarını örtmek için mi?