10 Ocak 2025 Cuma
İstanbul 13°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP ile 4 yıl daha

Engin Ünsal

Engin Ünsal

Eski Yazar

A+ A-

AKP’nin iktidar olduğu 2002 yılından bu yana bu ülkede yaşadıklarımızı düşündükçe yukarıdaki başlığı yazmak bile insana kâbus gibi geliyor. Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) ile islam aleminin lideri olunacak, Türkiye’de ılımlı bir islam devleti kurulacak, Hilafet makamı yeniden Türkiye’ye getirilecek ve Ortadoğu’nun yeni Nasır’ı Türkiye’den çıkacaktı. Amerika’nın icazeti ile gerçekleştirilecek bu kurgu Türkiye’nin çok büyük yanlışlar yapmasına ve ülkede demokrasinin çöker- tilmesine neden oldu. AKP’nin hiç beklenmedik biçimde ezici bir çoğunlukla tek başına iktidar olması bu ülkeyi seven insanların geleceğe kuşku ve korku ile bakmasınının sebebi. Acaba AKP geçmiş yanlışlarından ders alıp halkına güven verecek, demokrasiyi yeniden kuracak adımlar atabilecek mi? Yoksa karşıt görüşte olanları hapislerde çürütme, eğer hâlâ kaldıysa, kamu işletmelerini yandaşlara peşkeş çekme, siyaseti ülke çıkarı için değil kişisel amacı ile yapma,muhalif medeyayı susturma ve el koyma, sivil toplum kuruluşlarını ve özellikle sendikaları susturma eylemleri devam mı edecek?
MUHALEFETİN HEDİYESİDİR1 Kasım seçim sonucu muhalefetin AKP’ye hediyesidir. AKP seçmene hiçbir şey söyleyememiş ve sadece muhalefet partilerinin akıl almaz yanlışlarından beslenmiştir. CHP hantal yapısı, gençlikten, kadınlardan ve özellile işçierden kopuk görüntüsü ile Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında girdiği altıncı seçimi de kaybetmiştir. CHP vurdum duymaz bir ruh hali içinde yanlışlarını görmek, kendini sorgulamak gereğini duymuyor ve bu nedenle de sürekli kaybetmeye mahkûm. Genel Başkan’a ben uzun uzun anlattım, rapor hazırladım ve işçilerle CHP arasındaki duvarı yıkmaları gerektiğini söyledim ama bu yolda en ufak bir adım atılmadı. Son seçimde bir tek işçi ve sendikacı aday olmak için başvurmadı. Bu bile CHP yöneticilerine bir şeyler anlatmalıydı ama başlarını kuma gömmüş deve kuşları bu çok önemli göstergeyi bile göremedi. MHP’nin durumu içler acısı. Eğer 7 Haziran da seçmenin altın tepside sunduğu fırsat kullanılsa MHP her olasılığa hayır demeden bir koalisyon kurulsa hem AKP’den hesap sorma fırsatı doğacaktı hem de 1 Kasım seçimi gerçekleşmeyecek ve AKP bu ülkenin başına kara bir bulut gibi çökmeyecekti. HDP ise başka bir fenomen. Kürt partisi, PKK’nın siyasi kolu olma imajını yıkamadı. Daha önce yazdığımız gibi Türkiye partisi olabilse, Kürt söyleminden başka ekonomik, sosyal ve özellikle işçi sorunları ile ilgilense ana muhalefet partisi olması mümkündü ama HDP yöneticileri zincirlrini kıramadı ve kendisinden yana beslenen tüm umutları kaybetti. Bu üç partinin yanlışı AKP’yi tek başına iktidar yaptı. Bu üç partinin sorumluları bu yanlışı bir pranga gibi ömürleri boyunca boyunlarında taşıyacaklardır.
ÜLKEYİ ZOR GÜNLER BEKLİYOREknomi bıçak sırtında. Cari açık her gün büyüyor. İşsizlik beş milyona yaklaştı. Bakmak zorunda kalacağımız Suriyeli göçmenleri hem sayıları hem sorunları giderek artacak. Tek başına iktidar sarhoşluğu ile muhaliflere baskı artacak, siyasette kaba kuvvet gösterileri sıklaşacak. Karşıt görüşleri boğmak ve dikensiz gül bahçesi yaratmak AKP’nin fıtratında olduğu için sendikalar, meslek odaları, özellikle hukukun üstünlüğünü ısrarla savunan Türkiye Barolar Birliği gibi kuruluşlar AKP’nin hedefinde olacak. Özünde demokrasiye inanmayan ve demokrasiyi bir tramvay gibi kullanan AKP karşısında iki türlü davranılabilir; ya demek ki bu halk böyle bir hükümete layıkmış, böyle bir hükümeti ve onun çarpık politikalarını hak ediyormuş o zaman bizim yapacak bir şeyimiz yok denebilir ve bu sonuç tevekkül ile karşılanabilir ya da seçmenin yüzde elliden fazlası bu iktidarın karşısında o halde umutsuzluğa kapılmadan saflarımızı sıklaştıralım ve demokrasiyi savunarak zulme karşı direnelim denebilir. Ben demokrasiyi savunanların AKP iktidarının yanlışlarına dur diyebileceğine inanıyorum. Yaşarsak göreceğiz.