11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP işçi haklarının celladıdır

Engin Ünsal

Engin Ünsal

Eski Yazar

A+ A-

Devlet kavramının temeli, tarihsel olarak ortaya çıkış nedeni ile, önceleri aristokrasiyi sonraları sermayeyi koruma düşüncesine dayanır. Hiçbir devlet emekçilerin haklarını korumak için kurulmamıştır. Tarihsel süreç içinde sermaye palazlanıp ortaya güçlü bir sermaye sınıfı çıkınca bu sınıfın, yâni kapitalizmin, sınır tanımaz sömürü tutkusu toplum içinde çok tehlike uçurumlar yaratmaya başlayınca, çıkması olası toplumsal çatışmalardan korkan devlet, emekçileri güçlü sermayeye karşı korumak zorunda kalmış ve bunu devletin nitelik değiştirmemesi, kapitalizmin yok olmaması amacı ile yapmıştır. Başka bir deyişle emekçilerin korunması devletin ve kapitalizmin devamını sağlamak amacına odaklanmıştır.

Emekçilerin güçlenmesi önlenmek isteniyor

Emekçiler kendilerine tanınan koruyucu hakları akıllıca kullanıp örgütlenerek toplum içinde yeni bir güç odağı olmaya başlayınca bu sefer toplumsal dengelerin sermaye sınıfı aleyhine bozulmaması ve emekçilerin siyasal bir güç olmaması için koruma politikaları daraltılmaya çalışılmış ve hakları konusunda onları boğmayacak kadar bir sınırlama yapılması yoluna gidilmiştir. Türkiye AKP iktidarı döneminde işte bu süreci yaşamaktadır.

AKP işçi sınıfının güçlenmesinden korkmaktadır. İşçi sınıfı güçlenirse kapitalist sömürü düzenine set çekecek, işverenlerin masasına yumruk vuracak bir konuma gelecektir. Daha kötüsü eğer işçiler özgür sendikaları aracılığı ile siyasal bilince kavuşur ve kapitalist düzenin sömürüsüne ancak siyasal yoldan dur diyebileceklerinin ayırdına varırsa AKP gibi bir İslam Cumhuriyeti kurmak isteyen düzen partilerinin sonunun geleceğinin bilinmektedir.

AKP çalışanların haklarını budamaya devam edecektir

Geçmiş hükümetler uluslararası baskılar sonucu çalışanların haklarında yetersiz de olsa iyileştirme yapma yoluna gitmişledir ama hiçbir hükümet çalışanların siyasal bir güç olmasına izin vermemiştir. AKP bu konuda daha ileri adımlar atmış sendikaların özgürleşmesinin önünü tıkamış, sendikaları AKP’nin arka bahçesi yapmış, çalışanların kolu kanadı iyice kırılsın diye çalışanların var olan haklarında geriye gidişin sürecini başlatmıştır. AKP kendisine biat eden sermaye sınıfının necip temsilcilerinin istekleri doğrultusunda yapacaklarını istihdam kalkınma stratejisi planı adı altında pervasızca ilan etmiştir. İşçiyi sefaletin içine atan taşeronlaşma diye bir yöntem icat ederek kamuda çalışan bir milyon insanı sendikasız ve aç bırakarak köleleştirmiş olan AKP dir. Esir pazarında köle satar gibi işçilerin işverenlere özel istidam büroları aracılığı ile kiralanmasını sağlamak isteyen AKP dir. Toplusözleşme düzenine müdahale ederek kendisine uyumlu ve kendisinin emrinde çalışacak sendikalara yetki veren, böyle olmayan sendikaları cezalandıran AKP’nin Çalışma Bakanı’dır. Kıdem tazminatları yok ederek işçileri özel sigorta şirketleri ve bankalara daha da sömürtmek isteyen AKP’dir. Bunlara benzer daha nice girişimler Başbakan ve Çalışma Bakanı’nın dosyalarında gün ışığına çıkmayı beklemektedir. Hele 30 Mart seçimlerinde AKP, AKP tarafından acımasızca ezilen işçilerin de oylarıyla, güven tazelesin siz o zaman seyredin kopacak gümbürtüyü. AKP işçilerin oyları ile de kazanacağı güveni işçilerin aleyhine öylesine kullanacak ki işçiler boks ringinde ağzı burnu kanayıncaya kadar dayak yemiş boksörden kötü olacaklardır.

İşçiler oylarını ve geleceklerini iki tel makarnaya satamaz

İşçiler kendi geleceklerini kendi oyları ile güvence altına almak zorundadır. “AKP’liler Müslümandır, kul hakkı yemez” diye düşünmeye hiçbir işçinin hakkı yoktur. Haram para yiyen AKP’lilerin işçilerin haklarını haydi haydi yok edeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. AKP’nin bir İslam Cumhuriyeti kurmak istediğini ve hiçbir islam devletinde işçi sendikalarının ve işçi haklarının var olmadığını, o ülkelerde işçilerin köleleştirildiğini bizim AKP’ye oy verecek işçilerimiz çok iyi bilmelidir. “İşçinin kurtuluşu islamda” diyenler işçilere yalan söylemektedir. İşçinin kurtuluşu kendi oy gücündedir. Elbette bu oy gücünü insan onuruna yaraşan bir düzen için ve böyle bir düzeni kuracak bir parti için kullanırlarsa.

Ey işçiler, titrer misiniz, uyanır mısınız bilemem ama ne yaparsanız yapın sizin çalışma yaşamınızı karatacak AKP’ye oy vermeyin çünkü AKP sizin kurtarıcınız değil celladınız olacaktır.