AKP’de zafiyet!
AKP 16. kuruluş yıldönümü hazırlıkları sürüyor. Erdoğan 3 yıl sonra yeniden hem Cumhurbaşkanı hem AKP Genel Başkanı şapkasıyla kutlamalara katılacak.
Kutlamalar 14 Ağustos’ta Sincan’daki Harikalar Diyarı’nda yapılacak.
Kutlamaların yapılacağı yerin önemini daha önce belirtmiştim. Şimdi başka bir noktaya değineceğim.
KUTLAMALARA DAVET
Kutlamalara davet edilecek isimler dikkat çekici. “Partiye sırtını dönmeyen tüm yol arkadaşları” tabiri kullanılıyor. FETÖ’nün yargıyı ele geçirdiği dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin, FETÖ konusundaki görüşleri bilinen Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, ... gibi isimler de orada olacaklarmış.
Tabi Abdullah Gül de davetli. Gelirse, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gül, Başbakan Binali Yıldırım, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu katılımcıları birlikte selamlayacaklarmış.
Gelen bilgiler böyle.
DAVUTOĞLU NİYE SAHNEDE?
Son günlerde Ahmet Davutoğlu yeniden ortalıkta görülmeye başladı. Geçtiğimiz günlerde 15 Temmuz’da yaşamını yitiren Mehmet Şefik Şefkatlioğlu’nun oğlunun düğününde Erdoğan’ın yanındaydı.
AKP kuruluş yıldönümünde de sahnede olacakmış.
1 Kasım seçimleri sonrasında Davutoğlu’nun Başbakanlıktan nasıl indirildiğini bilen AKP’liler şaşkın. Davutoğlu’nun o dönemdeki açıklamalarını hatırlatıyorlar. “Düğün değil bayram değil, ...” diye söze başlıyorlar.
Davutoğlu açısından bir sorun yok. AKP kulislerinde uzun süredir diken üstünde olduğu konuşuluyordu. “Bir sabah kapıyı çalan olur mu?” endişesi yaşadığı ifade ediliyordu.
Asıl merak edilen, yeni AKP yönetiminin tavrı!
Gül, Davutoğlu, Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Sadullah Ergin, ... Sizce bu işte bir gariplik yok mu?
NE OLUYOR?
Son günlerde Ankara kulisleri hareketli. ABD, İngiltere, İsrail, ... Büyükelçiliği elemanları da boş durmuyor. Yeni bir hareket yaratma çabaları tam gaz sürüyor.
Erdoğan’la limoni olan, AKP’den dışlanmış isimler markajda. ANAP’ın ve AKP’nin kuruluşundaki taktik yine devrede.
“Dört eğilimi birleştirme” adı altında temaslar yapılıyor.
İşte bu koşullarda, AKP’de buruşturulup kenara atılanlara yeniden itibar verilmesi tartışılıyor. Bu durum siyasi kulislerde “zafiyet” olarak algılanıyor.
YOKSA BAŞKA KAYGI MI VAR?
Şu aralar, “uluslararası sıkıştırma” hamleleri yapılıyor. 2011 yılından sonra Suriye’de yapılanlar mercek altında. CIA’nın klasik taktiği yine devrede. Ortak yapılan işler AKP’nin üzerine yıkılıp bir taşla iki kuş vurulmaya çalışılıyor.
Geçmişte Endenozya’da yapılanların bir benzeri gündemde.
Suriye’de dökülen kanlar, AKP ile yıkanmaya çalışılıyor.
Dönemin “stratejik derinliği”ni Davutoğlu belirliyordu. Bazı endişeler yaşandığı hissediliyor.
Dünyada “Gizli tanık” modasının yaygınlığına vurgu yapanlar var!
***
KİM KİMİN ÜSTÜ
4 Ağustos günkü Sabah gazetesinin 18. sayfasında “Aydınlık geleceği gençler kuracak” başlıklı bir haber vardı. Haberle ilgili kullanılan fotoğrafta Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ve Bilal Erdoğan yer alıyordu. Fotoğrafının yanına bir not düşülmüştü. Notta şunlar yazıyordu:
“Başbakan yardımcısı Çavuşoğlu TİKA’nın hazırladığı ‘Fotoğraflarla dünden bugüne Kudüs’ isimli kitabı İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan’a takdim etti.”
12 EYLÜL GÜNLERİNDEN BİR ANI
Haberi görünce 12 Eylül günlerini anımsadım. Kenan Evren’in görkemli günleriydi. Devlet Konukevi’nde bir resepsiyon veriyordu. UBA adına Genel Yayın Yönetmeni Baki Özilhan ve Genel Koordinatör Nimet Arzık da davetliydi. Özilhan ve Arzık’ı kapıda Konsey üyelerinden Nurettin Ersin karşıladı.
“Nimet Hanım hoş geldiniz. Sizi Sayın Kenan Evren’e takdim edeyim” dedi. Nimet Arzık hemen itiraz etti. “Hayır Paşa beni takdim etme tanıştır. O benim üstüm değil ki” tepkisini verdi.
Nurettin Ersin işi uzatmadı ve “Peki, peki” diyerek Arzık’ı Evren’in yanına götürdü.
Evren’e “takdim edilmeye” itiraz eden de gazeteci, Başbakan Yardımcısına Cumhurbaşkanının oğluna kitap “takdim ettiren” de!
Nereden nereye!