AKP’nin seçimi: Ya Rakka, ya Münbiç
Konu: Türkiye’nin Suriye’deki askeri harekatı.
El Bab’dan sonra öncelik hangisinde olacak?
Münbiç’te mi, Rakka’da mı?
Daha doğrusu: TSK hangisinin üzerine gidecek?
ABD’nin önceliği olan IŞİD’in mi?
Türkiye’nin meselesi olan PKK/PYD’nin mi?
***
Soru şu:
ABD’nin seçimi: Rakka.
Türkiye’nin seçimi: Münbiç.
Bakalım: Kimin seçimi kazanacak?
***
ABD’nin konumuyla başlayalım.
Malum: 30 günlük süre doldu.
Beklenti: ABD’nin Rakka planı belli olacak.
Nasıl bir karar çıkar?
Olacaklar değilse de, olmayacaklar ortada.
***
Öncelikli sorun: Yeni ABD yönetiminin konumu.
Donald Trump seçimi kazandı.
Fakat iktidarını kuramıyor.
Görüntü: Dağınıklık.
Danışmanlar, bakanlar...
Trump’la farklılıklarını kolay kayda geçiriyorlar.
***
Bu ortamda Pentagon’ın yenilenmiş Rakka planı...
Yeni Başkan’ın nasıl karşılayacağı...
Uygulama gücü...
Hepsi: Belirsiz.
***
Çünkü: Cevapsız başka sorular var.
Rakka dosyası tek başına değil.
Nasıl bir Suriye?
Nasıl bir Ortadoğu?
Avrupa’yla... Rusya’yla... Özellikle de Türkiye’yle ilişkiler?
Hepsi birbirine bağlı. Biri diğerinin içinde.
***
İşin gerçeği: ABD bütün ana dosyalarda tıkanmış durumda.
Özellikle Ortadoğu’da.
Mevcutları yıktı. Fakat nizam kuramıyor.
Trump’ın karar vermesi kolay gözükmüyor.
***
AKP hükümetinin kurduğu denklem ise sorunlu.
ABD’ye diyor ki: Ya Türkiye, ya PKK?
AKP bir adım daha atıyor. ABD’yi ikna etmek için.
Önerisi:
PYD’yi Münbiç’ten çek.
Rakka harekatına destek vereyim.
Anlamı: Türkiye’nin yeniden çıkmaz sokağa girmesi.
***
Oysa: Türkiye’nin kendi tecrübesi çok başka.
Bir: Herkes biliyor. ABD razı değildi.
Türkiye karar verdi. Fırat Kalkanı harekatını başlattı.
***
Oysa: ABD biliyordu ki, Türkiye’nin asıl meselesi başkaydı.
IŞİD’ten çok koridoru kesmekti.
Washington, rahatsızlık gösterebildi sadece.
***
İki: ABD ikinci bir set çekti.
Dedi: “20 km’den derine inmeyin.”
Türkiye karar aldı yine. Daha güneye yürüdü. El Bab’a doğru.
Uzasa da sonuç aldı. El Bab kontrolde artık.
ABD: Yine rahatsızlığını gösterebildi sadece.
***
Üç: Şimdi sırada Münbiç var.
Türkiye oraya da yürümek istiyor.
ABD yine “kırmızı çizgi” çekti.
Diyor: Hedef IŞİD, PKK/PYD değil.
***
Dört: AKP hükümeti yine tereddütlerde.
Yeni ABD yönetimiyle “kavga” istemiyor.
Anlaşılır bir durum.
Evet: Hedef büyütmek... Karşı cepheyi genişletmek doğru değil.
***
Beş: AKP’nin şimdiki patinatj taktiği belli.
Önce ABD hükümetini “ikna” etmek...
Sonra PKK/PYD’ye karşı harekete geçmek.
Yani: Nasıl olacaksa... ABD koridorunu ABD’yle birlikte önlemek!
***
Altı: İran cenahıyla konuştum.
Sordum: ABD, PKK/PYD kartını feda eder mi?
Cevap müstehzi: “Dış politikada hayal kurmayız.”
Anlamı: Tahran, hesabını ABD’li PKK üzerinden yapıyor.
Gerekçeleri: PKK, bölgede kullanabileceği en önemli araç.
***
Yedi: Ya PKK kaynakları?
Sürekli takip ediyorum.
ABD hamiliğinden fazlasıyla eminler.
***
Sekiz: Hatırlayalım, Türkiye, Suriye’de koridoru nasıl kesmişti?
Cevap: Rusya ile anlaşarak.
Şimdi soru belli: Koridor nasıl dağıtılacak?
Cevabı, yine Türkiye’nin kendi tecrübesinde.
Gerekli şart: Bu kez bölge ülkeriyle anlaşmak. İran ve özellikle Suriye ile.
***
Dokuz: Evet, Münbiç’te ABD askerleri var. Türkiye için elbette risktir.
Münbiç’teki ABD varlığı hemen tartışmayala açılmalı. İçte ve dışta.
Bölgeye niçin gelmişlerdi?
Elbette: IŞİD bahanesiyle.
Şimdi: IŞİD, El Bab’dan da kovuldu. ABD askerlerinin bahanesi kalmadı?
Kapsamlı bir siyasi kampanya başlatılmalı. Çekilmeye zorlanmalı...
***
Son söz: Türkiye Suriye’yle, İranla anlaşmışsa...
Konumu meşrû.
Seçenekleri fazla.
Eli güçlüdür.
Gereğini yapar.