AKP’nin yeni çıkmazlar haritası -(TAMAMI)

Önce hemen söylemeliyim: İslamcı yazıcılardan, AKP Amasya mebusu ve hatta üniversite öğretim üyesi Naci Bostancı’nın kongreye katılmasına izin verilmeyen 6 gazeteyle (Aydınlık, Birgün, Cumhuriyet, Evrensel, Özgür Gündem, Sözcü ve Yeni Çağ) ilgili olarak söylediği (CNN, Tarafsız Bölge, 01.10.12): “Basın özgürlüğünden yararlanmak için bu özgürlüğü hak etmek gerek” zırvası midemi bulandırdı. Güya bu 6 gazete, bir zamanlar askeriyenin bazı İslamcı gazetelere izin vermemesini desteklemiş. Utanmaz yalanın daniskası!

Müflisler familyasından gazete yazıcısı Mehmet Ali Birand da Başbakan’ın kongre konuşmasıyla ilgili olarak şunları söylemiş: “Avrupa Birliği dosyasının kapandığını görüyoruz. Hem salona baktığımızda, hem konuşmaya baktığımızda, daha çok Ortadoğu’ya, bölgemize dönük, İslam Dünyası’nı kucaklayan bir konuşma. Avrupa yok.” (Taraf, 01,10.12)

Onun bu söylediklerini Hürriyet gazetesinde yıllar önce yazdığım zaman benimle dalga geçerdi. Bunlar böyledirler: AKP’nin Avrupa Birliği’ne mutlaka gireceğini yıllarca temcit pilavı gibi tekrarlarlar. Ulufelerini türlü şekilde alırlar, gerçekler ortaya çıkınca hiç mi hiç utanmazlar. Ama ölümlerinden 24 saat geçmeden basın tarihinin çöplüğünde unutulacaklar!

AKP ve hayal tacirliği

AKP’nin kasaba düğününe benzeyen kongresinin yüzlerce goygoycusu, şakşakçısı var basında. Hilâl Kaplan adlı bir muharrire de elini tutamamış, yazıyor:

“Lâkin kanaatimce dile getirilecek ilk söz, Ak Parti’nin bir Türkiye partisi olmaktan çok bölgenin lider siyasî güçlerinden birisi olduğu gerçeğinin bir kez daha sarih biçimde ortaya çıkmasıdır. Başbakan Erdoğan, sadece Türkiye’nin değil, Ortadoğu’nun liderlerinden biridir.”

Bizim Çukurova’da böylesine bir desteksiz atışa önce “Zort” çekilir, sonra gerekirse, “Çart kaba kağıt!” denir.

Bre muharrire, senin Erdoğan’ın Türkiye’de ve Ortadoğu’da ancak ABD’nin izin verdiği kadar liderdir. Türkiye, Arap âlemiyle mesafeli olduğu zaman bile bölgenin siyasal lideriydi. Ki o zaman Atatürk, Hatay sorununu çözmüş (1939); Ecevit, Kıbrıs sorununa engelleyici müdahalede bulunmuş (1974); gene Ecevit, Abdullah Öcalan’ı Suriye’nin elinden almıştı (2009). Lider ülke, lider politikacı en olumsuz koşullarda bile, gidişatı, herkese ve her şeye karşın kendi lehine çevirir.

Osmanlı bile gerçek ve evrensel bir “Ümmet-i Müslüman” oluşturamadı. Tükürükle yapıştırılmış sözde Müslüman ümmeti bir daha bir araya gelmemek üzere 1919 Paris Konferansı’nda paramparça olmuştur.

AKP’nin yeni yol haritası

AKP’nin başbakanı, kasaba düğününe benzeyen kongrede, gelecekte kesinlikle umursamayacağı 63 maddelik bir güzergâh tasviri yaptı. Bunlardan birkaçının tozunu silkeleyelim:

Madde 7 ve 8: “Seçimlerle ilgili mevzuatın topyekûn gözden geçirilmesi. Temsilde adaletin sağlanması için tedbirler alınması.”

-Demek ki kazandığın üç seçimde temsilde adalet yokmuş, itiraf ediyorsun. Neden açıkca ve harbîsinden “Yüzde 10 barajını kaldıracağım!” demiyorsun. Kaldır da halkın nabzını nasıl tuttuğunu anlayalım!

Madde 10: “Başkanlık, yarı başkanlık ve partili cumhurbaşkanı meselelerinin tartışılması.”

-Başbakan Erdoğan, 1993 yılında, başkanlık sistemiyle ilgili olarak: “Türkiye şimdilik buna hazır değil. Başkanlık sistemini ortaya çıkışı bir özentinin ortaya çıkışı ya da Amerikan emperyalizminin bize bir tavsiyesi. Bunun oluşması için serbest piyasanın oluşması lazım” (2.Cumhuriyet Tartışmaları, Başak Yayınları, s.431) diyordu. Başkanlık sistemiyle serbest piyasa ekonomisinin herhangi bir mantıkî ilişkisi bulunmadığını bir yana bırakalım. Demek ki 1993 yılında ABD emperyalizminin tavsiyelerine karşı olan Başbakan 2012 yılında bu tavsiyede hikmetler keşfetmiş.

Madde 21 ve 22: “Anadilde savunmanın sorun olmaktan çıkartılması. Anadilde kamu hizmetlerine erişim.”

-Bütün üniter devletlerde, devlet ile vatandaş arasındaki iletişim, devletin resmî diliyle yapılır. Tıpkı AB üyesi devletlerde olduğu gibi. Türkçe bilmeyenler için, mahkemelerde tercüman bulundurulması zorunluluktur zaten. Anadili Türkçe olan biriyle evli ve 30 yıldır bu ülkede yaşadığı için Türkçe bilen Eskimo kökenli bir kadın mahkemede kendi anadiliyle ifade vermek isterse ne yapacaksın? Kürtlerin mahkemelerde Kürtçe konuşmak istemelerinin nedeni dil kaprisi ya da züppeliği değildir: En azından federasyon ve gerçekte bağımsızlık talebidir. Bu nedenle 21 ve 22.maddeler Kürtçü Kürtleri kandıramaz. Hikâyedir, badem şekeridir!

Madde 26: “Darbelerin dayanağı olan mevzuatın ayıklanması.”

-İç Hizmet kanunu başta olmak üzere, Silahlı Kuvvetler’le ilgili yasaların hiçbirini değiştiremezsin. Dünyanın bütün ülkelerinde, ordularıyla ilgili yasalarda, silahlı kuvvetlerin ülke bütünlüğünü ve anayasayı iç ve dış düşmanlara karşı korumakla görevlendirildiği yazar.

Hazır yeni bir MYK kurduğuna göre, Özdemir İnce’nin 3 ve 4 ekim 2012 tarihlerinde Aydınlık gazetesinde yayınlanan iki yazısını ezber ödevi olarak ver. Öğrensinler ki darbe yapacak ordunun yasaya gereksinimi yoktur!

Madde 29: “Askeri okullardaki müfredatın yenilenmesi.”

-Askerle birlikte İslamî darbe yapmadan, askeri okulların müfredatını değiştiremezsin. Şimdilik sabret, önce askeri liseleri imam hatipleştir, sonra imam ve hatiplerini harp okullarına sok. Acelen ne!?

Madde 60: “Avrupa Birliği hedefinden şaşmamak.”

-Bu nedenle mi kasaba düğünü kongrene Avrupa Birliği’nden, Avrupa Parlamentosu’ndan bir yetkili davet etmedin? Elbette “olmayan” hedefinden şaşmayacaksın!

İnsan, ancak gıyabında hakkında konuşulanlar kadar saygındır!