AKP’nin yeni genel başkanını bırakın, CHP’ninkine bakın!
Bugün AKP’de genel kurul var; ama beni bundan daha fazla CHP’nin olağanüstü kurultayı ilgilendiriyor...
Çünkü AKP’nin Genel Kurulu, tam bir formalite:
“Dostlar demokraside görsün!”
Eller, kollar kalkacak, Binali Bey’in “düşük profilliliği” tescil edilecek.
Ondan sonrası malum, “Aynı yoldan geçmişiz biz, aynı haltı yemişiz biz!”
Ta ki, “kardeş Binali”nin “malum zat” olacağı güne kadar!
Ondan sonra gelsin yeni at!
Pardon “zat!”
***
Bu yüzden ben AKP’den çok CHP’nin kurultayını merak ediyorum...
“Hangi kurultayını” mı?
Siz de hiçbir şey bilmiyorsunuz canım!
Hadi onu da anlatayım:
***
Henüz Muharrem İnce dışında kimse farkında değil ama CHP, önümüzdeki bir yıl içinde olağanüstü kurultaya gidecek!
“Nereden çıkarıyorsun?” demeyin; önceki gün kabul edilen “dokunulmazlıkların kaldırılması”ndan çıkarıyorum.
Kılıçdaroğlu’nun bir sürü davası var.
Elbette bunlar jet hızıyla karara bağlanacak ve nasıl olsa birinden, bir yılın üstünde bir hapis cezası çıkacak.
Böyle olunca da milletvekilliği elinden uçup gidecek!
Ondan sonra, “Dağ başını duman almış”; toplansın CHP Kurultayı!
***
İşte; bunu bugünden gören tek kişi Muharrem İnce...
O yüzden bütün CHP’liler uyurken o miting düzenliyor, CHP tabanına, “Sizin bir yıl sonraki genel başkanınız benim, Başka kimse aramayın” mesajı veriyor!
Ancak küçük bir sorun var:
İnce’nin davaları, Kılıçdaroğlu’nun davalarını döver!
Yani onun siyaset dışında kalma olasılığı, daha fazla...
İşte; bu yüzden, ben her şeyin belli olduğu heyecansız AKP Genel Kurulları yerine, hiçbir şeyin belli olmadığı “fırtınalı CHP Kurultayları”nı tercih ediyorum!
***
Bu ülkede yazar olmak çok kolay!
Şimdi yazıyı, “Türkiye siyasette tansiyonun çok yüksek olacağı bir yıla giriyor” diye bitireceğim; göreceksiniz, yüzde 100 tutturacağım.
Çünkü aklım bastığından beri “tansiyonun siyaseten düşük olduğu” tek yıl görmedim ki!
REİS!
Osmanlı Ocakları’nın yöneticileri “Ali Baba ve 40 Haramiler” operasında, haramilerin başına “Reis” denilerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettikleri iddiasıyla, senarist ile Devlet Opera ve Balesi sanatçıları hakkında suç duyurusunda bulunmuş... Allah’tan savcı takipsizlik kararı vermiş...
Kim bu Osmanlı Ocakları’nın yöneticileri?
Hani, “Erdoğan namusumuzdur, Erdoğan’ın askerleriyiz” diye slogan atan, parti ve gazete binası basıp muhaliflere ayar vermeye kalkışan mafya tetikçisi tipler var ya; işte onlar!
Bu patongazlar asla operaya gitmeyeceklerine göre, acaba operada çetebaşına “reis” denildiğini kimden öğrendiler?
GÜNÜN SORUSU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün memleketi Rize’de yaptığı konuşmada, “Milletim, suçlu vekili Meclis’te görmek istemiyor” demiş... Cumhurbaşkanı seçilmeden önce kendisi de Meclis’teydi... “Kalpazanlık” suçlaması başta olmak üzere hakkında onlarca “suç dosyası” Meclis Başkanı’nın önünde bekliyordu. Sorum kendisine:
“Milletin”, o zaman suçlu vekili Meclis’te görmek mi istiyordu?
90 dedim, 91 çıktı! Ama o 1, belli değil!
New York Güney Bölgesi Başsavcılığı’nın Reza Zarrab soruşturması ile ilgili olarak Türk vatandaşı 91 kişi hakkında soruşturma yürüttüğü iddia edilmiş...
Bu 91 kişinin bazıları için tutuklama, bazıları için ise mallarına tedbir konulması istenecekmiş...
Amerikalı savcılar çok yakında hepsiyle bir şekilde temas kuracakmış...
***
Aslında bu bilgi yeni değil...
Hatırlarsanız Zarrab’ın tutuklandığı günlerde aynen şu yazıyı yazdım:
“Reza Zarrab, tutuklanacağını bile bile ABD’ye gitti.
Çünkü İran’daki ortağı Babek Zencani’nin tutuklanmasının ardından başka çaresi kalmadı. Türkiye’de öldürülmekten korkuyordu; bu nedenle FBI ile anlaştı, itirafçı olmayı kabul etti. En az 90 Türk’ün adını verdi.”
***
Sorulacak yeni soru şu:
Bu 90 kişinin arasında “dünya çapında çok meşhur” kim ya da kimler var?
Benim kulağıma gelen yeni bilgiler, bazılarının dudaklarını uçuklatacak cinsten! Çok sayıda eski bakanın, milletvekilinin, bürokratın, bankacının adı geçiyor; ama...
Bir kişi var ki...
Eğer onun adı siyasi nedenlerle son dakikada soruşturma dosyasından çıkarılmazsa işte o zaman gerçek anlamda bir şenlik çıkacak demektir!
***
Kim mi o isim?
Hayatta söylemem!
Herkesin bildiğini söyleyeyim de kabak benim başıma patlasın değil mi?
156+316!
Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz. Söz sırası İbrahim Karabal’da:
“Abdullah Bey...
Huber’in masrafları ve Kral’ın elmasları ne oldu?
Kanlıca’daki 20 milyon liralık evi nasıl aldınız?
Diyeceksiniz ki, ‘Size ne?’
Kırk yıllık çalışma hayatınızın tamamının devlette geçtiğini söyleyen sizdiniz. Yani sizi 40 yıl besleyen biziz. Bu yüzden kursağınızdan geçen her lokmanın hesabını sormak bizim hakkımız.
Cevap verirseniz, hesap kapanır. Yoksa bu kibir sizi cehennem ateşine götürür!”
GÜNÜN İSYANI
Recep Tayyip Erdoğan’ın KOSGEB’de daire başkanlığı yapan yeğeni Recep Ali Erdoğan, Ankara Cebeci’de aracıyla ters yöne girmiş... Sonra da karşısına çıkıp kendisine yol vermeyen esnaf Alper E.’yi feci şekilde dövmüş... Üstüne üstlük, beş günlük doktor raporu alıp adamı şikayet etmiş! İsyanım ortaya:
Yeğen amcaya bu kadar mı çeker yahu?