08 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP’nin yumuşak karnı -(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Son günlerdeki gelişmeler, AKP içinde olup bitenleri dikkatle izlememiz gerektiğini gösteriyor.

Neden mi;

Sayın Başbakan’ın son günlerde takındığı tavır ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın üslupları arasındaki fark, AKP’de de en azından CHP kadar bir bölünme olduğunun kanıtı değil mi?

Şu haberlere bir bakalım:

ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey “Bu DHKP-C’nin yapacağı saldırı gibi görünmüyor. İsrail’in Suriye’yi bombalaması veya Mısır’daki olaylar gibi herhangi bir olaya misilleme niteliği taşıdığını düşünmüyorum” demekte. Jeffrey hem Türkiye’nin siyasal yapısını, hem de sağ-sol örgütlerin yapısını, güçlerini en iyi bilenlerdendir. O halde neden böyle diyor? ABD’nin Türkiye’ye karşı tavrına bakarak ne söylemek istiyor?

Saldırıyı DHKP-C üstleniyor ve “ABD’nin yeni sömürgesi olan vatanımızın bağımsızlığı için” yaptığını ilan ediyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ı uyarıyor, AKP milletvekillerine ‘istifa edin, bu zulme, devrimcilere, sosyalistlere kurulan komplolara ortak olmayın’ diyor.

Kendileri ırkçılık yapıyor

Neresinden bakarsanız AKP iktidarı ve Başbakan ciddi bir sıkıntı içinde. AKP’den yükselen bir ses durumu daha da karmaşık hale getiriyor.

AKP Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, öldürülen “22 bin PKK’lının evladı” olduğunu söyledi. AKP’nin Kürt sorununa çözüm üreten tek parti olduğunu da açıkladı! İçten, “Yarın Kürt hakları bile verilse, 37 bin insanın katledildiği bir olayda ben Zazaca konuşmak istemiyorum arkadaşlar. Bir insanın ölümüyle bana Zazaca konuşma hakkı veriliyorsa ben orada yokum” demekte.

Peki BDP ne yapıyor? Prof. Birgül Ayman Güler’i ırkçı ilan ederken BDP milletvekili Sırrı Sakık işin tuzu biberi oluyor ve işi Boşnaklara kadar uzatarak asıl ırkçılığı kendisi yapıyor.

Bir süredir Türkiye’de olup bitenler Yunanistan’daki “Altın Şafakçılar” hareketiyle özdeşleşiyor. “Altın Şafakçılar” ırkçı bir örgüt, söylemleri bizdeki “Altın Şafakçılar”ın uslubunu andırıyor. Bu örgüt, bazı Yunan milletvekillerinin de katılımıyla Türkiye aleyhtarı bir gösteri yaptı. Geçmişte de Kardak krizi bahanesiyle Türk düşmanlığı yapmıştı.

Bir ülke ordusunu dünyanın gözleri önünde harcayınca yumuşak karın oluşuyor. Bu kargaşa ortamında Türkiye Cumhuriyeti ordusunun denize döktüğü Yunanlar tehdit unsuru haline geliyor.

Ya geriden Ege adaları, kıta sahanlığı ve toprak talepleri gelirse...

Başbakan’ın söylemleri

Bu manzara karşısında Başbakan, 5 yıldır söylediklerinin tersini söylemeye başlıyor. Hem PKK ve İmralı’yla görüşmeleri sürdürüyor hem de Hasdal, Silivri ve Hadımköy’de tutuklu komutanların haksızlığa uğradıklarını ve bunu yapanların hesap vereceğini söylüyor. Türkiye’yi bu tehlikeli duruma sokan kimdir? Suçluyu göstermiyor!

Başbakan’a cevap “Vardiya Bizde Platformu’ndan geldi. Sessiz çığlık eyleminde konuşan Selçuk Uçal diyor ki: “O yargıç ve savcıların Başbakan ve ekibiyle birlikte tarih önünde mahkum olacakları kesindir.”

Neresinden bakarsanız bakın AKP iktidarı hem batılı güçler tarafından kullanılıyor hem de içerideki bu kargaşa ortamında sıkıştırılıyor. İsrail uçakları komşumuz ve eski dostumuz Suriye’yi bombalıyor, ABD sessiz, Başbakan mülayim...

Onun derdi, İmralı’yı ve PKK’yı dize getirmek. Seçim zaferini taçlandırmak. İmralı’nın derdi ise kendini kurtarırken Türkiye’yi bölmek ve AKP’nin oluşturacağı federasyon anayasasıyla bağımsız Kürdistan kurmak.

Peki; bunları düşünüp çare üretecek, ‘Güçlü ordu-güçlü ulus’ diyen Türkiye’ye eski itibarını kazandıracak kimse yok mu?