Âlemde-bizde ahval ve bir Alevi bayramı
Tespit etmiş, paylaşmış ve uyarmıştık. Âlemin ve bölgemizin tarihi Suriye Savaşı öncesi ve sonrası diye okutulacak. Irak ve Mısır ama özellikle Şam (Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün) ve Anadolu’nun dünyanın ağır sıklet merkezi ve insanlığın kaderini belirleyen coğrafya olduğunun altını kalın çizmiştik. Şam yükseltir, parlatır ve ihya eder. Hanedanlıktan, devletlere ve imparatorluğa açılan kapıdır. Şam Anadolu, Irak ve Mısır’ın yumuşak karnıdır. Ama aynı zamanda da kalkanıdır. Âlemin tüm uygarlıklarının, âlimlerin, dinlerin, tüccarların, maceraperestlerin, orduların savaştığı, barıştığı buluştuğu, yan yana ve iç içe birlikte yaşadığı merkezdir.
YAĞMA VE YIKIMIN EFENDİLERİ
2001’de Âleme savaş ilan eden Bush Hanedanlığı ve efendisi mahfiller yeryüzünün tanrıları olarak her şeye muktedir olduklarına inandılar. Freni patlak kamyon, raydan çıkmış tren misali pervasızca saldırdılar. Bir azgın filin zücaciye dükkânına girmesi ve her tarafı darmadağın etmesi misali girdikleri tüm ülkeleri tahrip ettiler. İşgal ettikleri ülkelerin altın rezervlerini, petrolünü, madenlerini, fabrikalarını, tarımını, suyunu yağmaladılar. Milletleri eti kemiğinden soyar gibi dil, din, mezhep, etnik köken ayırarak parçaladılar. Tecavüz, işkence, katliam, göç, çadır kentlere mahkûmiyet, çocuk ve kadın ticareti, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı, fuhuş, sefillik, iltica hayatın kendisi oldu. Fena şeyler yaşandı. Korona, orman yangınları, sel ve en nihayet şiddetli depremler ve binlerce artçılarına maruz kaldık.
NETANYAHU’DAN BİDEN’A TEHDİT
Bu kadar kudrete, zenginliğe, imkânlara, haine, on binlerce katil sürüsüne, her türlü silah, bomba ve füzeye, teknolojiye, İHA’ya, haramiye rağmen Şam’ı yıkamadılar. Bataklığında debeleniyorlar. Bu yeni nizamın doğduğunu, büyümekte ve güçlenmekte olduğunu idrak edenler altında kalmamak için çareler ararken, bunun parçası olmak için çaba harcarken, yükselen dalgaya binmek için yığınak yaparken, uygun pozisyonda konumlanırken, savaş, işgal ve talandan beslenen tekelci kapitalizmin yani emperyalizmin iktisadi-finans merkezleri ve Siyonist faşist mahfilin askerleri Netanyahu, Zelenskiy ve emsalleri yeni doğuma, varlığına ve gelişimine meydan okuyor. Netanyahu, Biden’ı tehdit ediyor. ABD-İsrail ilişkilerinde nadiren görülen kopmalar hasıl oluyor.
DENGELER TERSİNE DÖNDÜ
ABD Dışişleri Bakanlığı, İsrail Büyükelçisini makama çağırıyor, kulağını çekiyor. Yeniden başbakanlığa seçilen Netanyahu’yu Biden adet olduğu üzere Beyaz Saray’da ağırlamıyor ve taltif etmiyor. Filistin ve Orta-Doğu için verdiğin taahhütleri yerine getir diyor. Netanyahu, Bakanlarına ABD’ye ziyareti yasaklıyor. Çin inisiyatifinde tahakkuk eden Suudi Arabistan-İran yakınlaşmasına itiraz etmiyor. Veya edemiyor. Ukrayna’da ve üzerinden Batı Avrupa’da elde ettikleriyle yetiniyor. Başından tespit etmiştik; Siyonist faşist Zelenskiy için Rusya ile savaşmaz, en nihayet Rusya’nın taleplerine boyun eğer demiştik. Müttefiklerimizle Esad ile görüşmelerinden rahatsız, yapmamalarını tavsiye ediyoruz açıklamalarına rağmen ABD’ni feleğindeki tüm zengin Arap petrol hanedanlıkları Esad ile barışıyor. Diplomatik ilişkilerini inşa ediyor.
ASYA’NIN YÜKSELİŞİNE ÇOMAK SOKMA GÖREVİ
Esad, 2011 öncesinde olduğu gibi Arap başkentlerinde turluyor. Dışişleri Bakanı Faysal Mikdat dün Kahire’de Mısır devlet erkanı ile buluştu. Bu gelişmeler emperyalizmin maşası Siyonist faşist Netanyahu rejimini tedirgin ediyor ve çok fena kızdırıyor. Şam, Halep havalimanlarına sistematik füze saldırıları yapıyor. Lazkiye limanlarını bombalıyor. Filistin’i, Lübnan’ı yakıyor. Ama tüm bu vahşete rağmen doğumun ve değişimin idrakinde olan Londra ve Washington merkezli “akıllı” Yahudi sermaye ile İsrail devletini kuruluşundan itibaren Allahsız dinsiz imansız iblisin devleti olarak gören Museviler, savaş ve işgal karşıtı Yahudiler ve yüzbinler bu rejimin gitmesini istiyor. Netanyahu ve faşist rejimi taleplere saygı duyacağını, hukuk reformu olarak pazarladığı paketten geri adım atacağını söylediği gün, Ramazan ayında ve iftar saatinde Şam’ın tarihi ve dini mekânlarıyla, lokantalarıyla meşhur en işlek tarihi Meydan mahallesine füzelerle saldırıyor. Faşist harami iktidarı daim olsun diye Filistin’e kan kusturuyor. Suriye depremi ve direnişinin ardından daha belirgin ve kudretli zuhur eden Rusya, Çin, İran ve müttefiklerinin öncülüğünde inşa edilen Yeni Dünya Nizamına beyhude uğraşı olan çomak sokmakla meşgul. Bu mahfilin tek umudu Türkiye. Kazanırlarsa Âleme ciddi bir tehlike ve tehdit arz etmeye devam edecekler. Kaybederlerse tarihin çöplüğünde olacaklar.
ON YEDİNCİ GECE NEDEN KUTLANIR?
Hatay, Adana, Tarsus ve Mersin bölgesinde kalabalık bir nüfus teşkil eden Arabi-Türk Alevileri 17 Mart’ta ‘Leylit Sabataş’ (17’nci gece) bayramını eda ettiler. Dostlarım ve kardeşlerim hatırlattı. Bayram kutlaması yaptıklarında sorma ihtiyacı gördüm: Bu bayramın manası, önemi nedir? Neden kutluyoruz? Maalesef cevap alamadım. Bu bayramın neden kutlandığını, Alevi kanaat önderleri de, din erkânı da, kutlayan da bilmemektedir. Zahmet edip araştırmıyoruz, sormuyoruz, sorgulamıyoruz. Neyi neden nasıl kim için kutladığımızı bilmeden bayram etmek akıllı bir iş değil. Ama ve lakin Rabbimiz niyetlerden haberdardır ve bugünü de gayet iyi niyetle kutlamaktayız. Ancak cennet ve cehenneme giden yollar İyi niyet taşlarıyla döşenir. Şimdi gelelim bugünü neden kutladığımıza: 17 Mart Aziz Batrik, yani St. Patrick günüdür.
HIDIR MİSALİ AZİZ BATRİK
Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkıldığı MS 476 yılında Hristiyanlık hala yayılma aşamasındaydı. Aziz Batrik, Hz. İsa’nın diğer havarileri gibi Roma’ya 4’üncü yüzyılın sonunda Mesihi inancı yaymaya giden bir Suri (Asuri, Aşuri, Assyrian, Süryani) idi. Roma henüz Mesihilere zulmediyordu. Yakalandı, köle edildi ve İngiltere’ye sürgün edildi. Roma’nın hakimiyetinde olmayan İrlanda’ya kaçtı. İyi eğitimli, tıp, felsefe, dinler tarihi, felek ilminde uzmanlaşmış, başta Arabi dillere vakıf, Aramice-Süryanice, Yunanca, Latince dil bilen, Antakya’da bulunmuş, gezmiş görmüş birisi olarak, medeniyetten uzak, barbar, köle, ırgattan daha beter bir sisteme dayalı karanlık bir feodal hükümdarlığın hüküm sürdüğü cehalet ve yoksulluk içinde bulunan İngiltere ve İrlanda halkları arasında çok sevildi. Batı diyarlarında Mesih İsa’nın öğretilerini yaydı. Barbar, insan eti yiyen, aile, evlilik müessesi bilmeyen, putperest, çok karanlık ve zalim bir feodal beyliğin hüküm sürdüğü bir coğrafyada insanlara sevgiyi, barışı, dayanışmayı, paylaşmayı aşılayan bir din görevlisiydi. Bugün, İrlanda’da bin senedir bayram olarak kutlanır.
AZİZLERİNİ AZİZİMİZ BİLDİK
İlk resmi Aziz Batrik (St. Patrick) sokak yürüyüşleri ve bayram şölenleri 1601’de Amerika’da İrlandalı Katolikler tarafından yapılmıştır. Halen her 17 Mart’ta bu kutlamalar ABD’de devam etmektedir. Gittiği her yere yeşillik, refah, bolluk bereket götüren Hıdır misali Aziz Batrik gününde herkes yeşil giysiler giyinir. Mesihiler Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün, Irak ve Antakya’da, ardından 300 sene bölgemizde yaşatan Katolik asıllı Avrupalı haçlılar, Fransız Napolyon 1798-99 ‘da Suriye’deyken ve 1918-1938’de Hatay’ı idare eden Fransızlar Aziz Batrik gününü 17 Mart’ta kutluyorlardı. Et yemekleri ziyafetleriyle, güzel giyinerek, ibadet ederek kutladılar. Aleviler hem Kuran’da, tüm Peygamberlerin eşit tutulmaları, hepsine saygı duyulmalı, hepsinden öğrenmeli ve hepsini baş tacı etmeli emrine uygun davranmak, hem de dua, dayanışma, muhabbet ihtiva eden tüm dinlerin bayramlarını bayramları olarak kabul etti. Nasıl ki, dünyanın neresinde haksızlığa, işgale, zulme başkaldıranları seviyorsak, sahipleniyorsak aynı minvalde olan azizleri de azizlerimiz bildik.
BAYRAMLARI YAŞATANLARA SELAM OLSUN
El-Batriyark, Aziz Patrik (El-Batrik, El-Patrikyus, St. Patrick) başpapaz manasında kullanılır. Batrik Arapçada aynı zamanda penguen demektir. B-Attarik kökenlidir. Yol gösterici, rehber, delil demektir. Bununla birlikte def müzik aletine benzer bir çalgı aletidir. Ancak gerçek anlamı baş, lider, rehber, önder, uçan, yol açan, kudretli manasında kullanılır. Patrikhane kelimesinin de kökenidir. Ramazan ve tüm azizlerimizin, insanı yaşatan, onurlandıran, kardeşliğe, barışa ve dayanışmaya vesile olan tüm evliyalarımızın, Aziz Batrik ve tüm Aziz’lerimizin bayramı kutlu, bereketli ve Aziz olsun. Bu bayramları bize yaşatan ve başta Kuran olmak üzere emantu billahi, va resulihi, va kutubihi ayeti kerimesine uygun yaşayan her insanı aziz bilen ve bayramını kutlayan, kalubeladan günümüze kadar gelen insan medeniyeti ve itikadını yaşayan ve yaşatan, Sünni, Mesihi, Musevi kardeşleriyle bu vatanın selameti ve huzuruna katkı yapan Alevi kardeşlerimize de selam olsun.