08 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Alex Fenerbahçe’den büyük mü... -(TAMAMI)

Onur Belge

Onur Belge

Eski Yazar

A+ A-

Ok yaydan fırladı. Diş macununu artık yeniden tüpe sokamazsınız. Alex olayı, heykeli dikilmesinden sonra içinden çıkılmaz bir hâl aldı. Ne yazık ki, Fenerbahçe taraftarlarının bazılarını da 3 temmuz sürecinin “Kutsal ittifakçıları” arasına soktular. Dünkü gazete ilanı meselesi, dikilecek heykelin ardındaki taraftarlar arasındaki tribün grupçuluğunun hortlaması ve istifa sesleri ile ona karşı olanların protestoları durumu gözler önüne seriyor.

Şimdi mesele Aziz Yıldırım yönetimi ile 3 temmuz sürecinde taş gibi kulübünün arkasında duran Fenerbahçe taraftarlarının Alex ile estirilen bu yeni büyük dalgaya karşı durup duramayacağıdır. Alex’in futbolunu ben de, Aziz Yıldırım da herkes de takdir eder. O başka şeydir. Ama kendini Fenerbahçe kulübünün üzerinde görmek, onun kurumsal olarak yetki verdiği Başkanını, teknik direktörünü küçümsemek ayrı şeydir.

Bu kulüpten verdiklerinin çok daha fazlasını para ve şöhret olarak alan Brezilyalı futbolcu, bence küstahlık denecek bu davranışlarındaki cesareti acaba nereden alıyor? Söylenti değil, bire bir tanık olduğun olaylar var. Bu yazıyı okuyanlar kendilerini anlayacaklardır. Kimse onun ayaklarındaki hüneri, attığı golleri falan inkar etmiyor. Ancak başka her hangi bir futbolcunun yüzde birini yapsa kovulacağı aşikar olan durumlarda internet sitelerinden açıklamalar yapıyor. Kulüp içinden, hele ayakları iyice yavaşladığı bu son yılda giderek salvolarını artırıyor.

Hepsi doğru olan soyunma odası haberleri medyaya nasıl iletildi sanıyorsunuz. Alex, kendine yakın olan eski menacer ve yöneticilere durumu iletiyor, onlar da kendilerine yakın olan spor yazarı arkadaşlara yetiştiriyor ve böylece gizli kalması gereken ikili konuşmalar bile ortaya çıkıyor. Aykut Kocaman’a sezon başında gönderseydin diyorlar. Bunun sorumluluğu da Başkan Aziz Yıldırım’dadır. Merak etme ben konuşurum, diyerek sorunu savuşturacağını sandı.

Ama Anelka’yı, Kezman’ı, Guiza’yı “ya ben, ya onlar” diyerek gönderten Alex’i tam tanımadığını anladı. İyi niyetinin kendisini ve Fenerbahçe’yi ne hale soktuğunu görünce Alex’in ipini kendi elleriyle 3 dakikada kesiverdi. Doğru olan da buydu. Ya Fenerbahçe, ya Alex, bu durumdan sonra insanlar kimin arkasında duracaklarına karar verecek. Eğer, “Fenerbahçeliyim, futbolun gerçeklerine inanırım” diyorsanız kimin ve neyin arkasında duracağınız bellidir.

Yalakalara Terim tokadı

Galatasaray’ın kendi evinde Şampiyonlar Ligi’nde Braga’ya yenilmesi benim açımdan beklenmedik bir durum. Geçen sezondan bu yana Sarı kırmızılıların “Harika Takım, Rüya Takım” yakıştırmalarıyla gözünün boyandığını sessiz sedasız anlatmaya çalışıyorum. Neden sessiz sedasız derseniz anlatayım. Biliyorsunuz, bizde bazılarının kerameti kendinden menkuldür. Yani hemen yapıştırırlar “sen şu takımı, bu takımı tutuyorsun, Galatasaray’ı kötülüyorsun” falan filan. O nedenle biraz çekingen davrandığım doğrudur.

Ama durumun yakın tanığı Meltem televizyonunda Pazartesi geceleri birlikte program yaptığımız Yalçın Dümer’dir. Bilenler vardır, Yalçın Dümer bayağı Galatasaraylıdır, öyle böyle değil. Programda dayanamadım. Braga’yı çok küçümsediler. Adamlar genç ve çok çabuk gelen bir takım. Galatasaray erken gol yerse Şampiyonlar Ligi’nde altından kalkamaz” dedim. Yalçın beni şaşırtan bir şekilde “Sorma ağabey, ilk kez bir maçtan korkuyorum” diye cevap verdi. Bantlar orada, isteyene izletirim.

Fatih Terim de durumun farkında. Yıllar önce, galiba milli takımın başındayken Çek Cumhuriyeti yolunda olacak, bana “ben bu dolduruşları yemem, gevşemem. Fatih Alpaslan Avrupa’nın her takımında oynar diye izi gevşetirlerdi. Sonra da yenip giderlerdi” demişti. Ordu maçından sonra Florya’da futbolcularına neler söylediğini biliyorum. Kullandığı kelimelerde bence sonuna kadar haklı. Nitekim Braga maçında uyarılarına karşın durum ortada.

Futbolcuları tamam da, kendilerine yorumcu diyen yalakalar takımını söylediklerini anlayacak mı acaba? “Bizi rüya takım olarak ilan ediyorsunuz, futbolu görmüyorsunuz, dolduruşa getiriyorsunuz. Şampiyonlar Ligi başka bir platform, bunu görmek lazım” dedi özetle. Ama gazetelere bakıyorum takım sıfır çekmiş hala yalakalık yarışına devam edenler var. Terim yemez ama futbolcularının bazıları, özellikle Selçuk ve Emre hiç öyle görünmüyorlar. Bekleyelim ve görelim.

Gazete tirajlarını anlamak

Alex olayı ile hiç ilgisi yok gibi görünüyor. Kutsal ittifak olayı pompaladıkça pompalıyor. Oranlar büyük ölçüde Alex’ten yanaymış, istatistikler öyle gösteriyormuş falan filan. Eskiler bu durumda “Atma artin din kardaşıyız” derlerdi. Özel yetkili spor yazarları ile yandaşlarına göre elbette öyle. Bana göre değil. Ben futboldaki ilgisinin sadece bana sorduğu sorulardan ibaret olduğunu gördüğüm, hiç maça gitmeyen market sahibinin görüşlerini de biliyorum. Seramik sanatçısı Fatma hanımın da... Siz gerçekleri halka, sessiz çoğunluğa sorun bakalım.

İşte gerçek, internet sitelerinden aldım. Gazetelerin, özellikle spor gazetelerinin tirajları baş aşağı çakıldı. Ne zaman ve neden mi dersiniz... Alex meselesinden sonra bu düşüşlerin yaşanması size göre rastlantı mıdır? Haydi, bir zahmet, etraflarında dolaşıp patronları kandıracağınıza gerçekleri göstersenize. Ama o zaman işsiz kalırsınız değil mi. Kandırmacaya devam edin bakalım, ne zamana kadar.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları