Algılı demokrasi!
Ne para, ne pul, ne şan, ne şöhret... Günümüzde geçerli tek değer, “algı...”
Yani; ne yapacaksın, edeceksin; insanların seni, görünmek istediğin gibi görmelerini sağlayacaksın...
Kartsan, taze...
Kısaysan, uzun...
Zayıfsan, güçlü olduğuna inandıracaksın herkesi...
Bunun için de halkla ilişkiler ve lobi şirketlerini kullanacaksın...
Hepsine oluk oluk para akıtacaksın!
Bir de sözüm ona “anket” yaptırıp insanların seni “uzun boylu, genç ve güçlü olarak gördüklerini” tescil ettireceksin ki...
İşte; o zaman “algı operayonu”nu başardın demektir!
***
Ülkemizde “algı operasyonu”nu hem de yıllardır yüzde 100 başarıyla hayata geçiren tek kurum, AKP...
Hepimiz biliyoruz ki, demokrasi falan umurlarında değil... Ama halka sorun; onlardan demokratı yok!
Özgürlükleri bugüne kadar belki de en çok ayaklar altına alan iktidar onların iktidarı; sanki bu ülkeye tüm özgürlükleri onlar getirmiş gibi davranıyorlar...
Adaleti ayaklar altına aldılar; yargıyı, yürütmeye köle yaptılar; yandaşlarına sorun, hepsi hukuk abidesi!
Laikliği yok ettiler, laiklik dersi verdiler...
Çevrenin içine s..tılar; “Benden büyük çevreci yok” diye diye, saf ve temiz halkımızı buna bile inandırdılar!
***
Kısacası yıllardır tüm işlerini “algı operasyonu”yla hayata geçirdiler.
Önce yalan söylediler.
Sonra bu yalana insanları inandırdılar.
Ardından hileyle ve yasa dışı yollarla hedefe ulaştılar!
***
Şimdi aynı şeyi belki de onuncu kez seçim anketlerinde yapıyorlar...
Yandaş firmalarına ısmarlama anketler düzenletip açıklama yaptırıyorlar...
Bu firmaların kimi milletvekillerinin, kimi bakanlarının, kimi de belediye başkanlarının firması...
Seçimde alacakları iddia edilen oylar da doğal olarak en az yüzde 45’ten başlayıp yüzde 52’ye kadar çıkıyor...
Bu yalanlarını, yalan yazmakta uzmanlaşmış gazetelerinde, tele-vizyonlarında yayınlatıp saf ve temiz vatandaşları bir kez daha kandırmaya hazırlanıyorlar.
***
Kısacası; devir “algı” devri...
Paramıza, pulumuza, özgürlüğümüze, hatta hayatımıza göz dikenler şimdi neyi, nasıl “algılayacağımıza” da karar veriyor.
Yani ruhumuzu da satın alıyor.
Bugünlerde gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan “seçim anketleri”ni, lütfen bir kez de bu gözle değerlendirin...
Parayı veren kel, kendisini sırma saçlı gibi gösteriyor.
Sonra da seçim gecesi işin içine “elektrikleri kesen kediler” dahil ediliyor...
***
Al sana “algılı demokrasi...”
İster, ye...
İster, sonraya sakla!
(156+7)
Abdullah Bey...
“Kendi evim” dediğiniz 20 milyon lira değerindeki evi hangi parayla aldınız?
Huber’de oturduğunuz süre boyunca yapılan masraflar için kaç lira ödediniz? Makbuzları gösterebilir misiniz?
Sorular bu kadar net...
Hayatını siyasetten ve devlet adamlığından kazanmış biri olarak bu sorulara yanıt vermek zorundasınız.
Bugün burada görmezden gelseniz bile... Bu sorular sizi mahşerde bulup yakanıza yapışır!
Haydi; bizi ikna edin Abdullah Bey...
Yanıtlayın şu iki basit soruyu!
GÜNÜN SORUSU
İstanbul için 1 Mayıs sıkıyönetimi başladı; her şey yasak... Taksim’e çıkmak yasak, Gezi Parkı yasak, metro yasak, füniküler yasak... İstanbul üzerinde helikopterle dolaşmak yasak... Sorum “özgürlükler” konusunda mangalda kül bırakmayan AKP iktidarına:
Her yasak bir korkunun ifadesidir. Siz kimden korkuyorsunuz?
PAPA’DAN GELECEK HAYIR!
Papa daha bir hafta önce dedelerimizi soykırımcı ilan etti.
Kızdım mı?
Hayır... Neden kızayım?
Adamın genetik kodlarında bize saldırmak var...
Düşmanlık yaptığı zaman değil, iyi geçindiği zaman sorgularım, “Bunun altından ne çıkacak?” diye...
Aksi takdirde onu Vatikan’a Papa yaparlar mıydı?
***
Benim kızgınlığım, bizi yönetenlere:
Adama doğru dürüst cevap vermedikleri gibi, bir de yüceltmeye devam ediyorlar!
Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım diye biri, Milano’da açılan Expo 2015’deki Türk pavyonunun tanıtımına katılmış ve Papa Francesco’yu davet etmiş... Vatikan adına açıklama yapan Kardinal Gianfranco Ravasi de bu daveti memnuniyetle kabul edeceklerini söylemiş...
***
Tamam; diplomasi, ticaret, falan filan da...
Ulusların da bir onuru olur be kardeşim!
Sen kim oluyorsun da daha bir hafta önce Ermenilerin kucağına oturup onların ağzıyla konuşan bir din akbabasını benim adıma yüceltiyorsun?
Adam koca bir ülkeyi soykırımcı ilan etmiş; utanmadan, sıkılmadan onu davet ediyorsun...
Neymiş, tanıtımına büyük katkı yaparmış...
Yere batsın onun katkısı... Ondan gelecek hayır, Allah’tan gelsin!
***
Sözüm bizi yönetenlere:
Kişisel karakteriniz ne olursa olsun, bizi temsil ederken baston kullanın kardeşim...
Dik durmanıza yardımcı olur!
GÜNÜN İSYANI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, Diyarbakır’ın ardından İzmir’de de imam hatip lisesi müdürleriyle toplantı yapmış... Basına kapalı gerçekleşen toplantıya Vali Mustafa Toprak da katılmış... İsyanım yıllardır hayali darbeci yaratanlara:
Asıl darbe, hiçbir resmi görevi olmayan bu kişinin devleti yönetmeye soyunması değil mi?