25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ali İpar’ın sinemacı yanı

Burçak Evren

Burçak Evren

Gazete Yazarı

A+ A-

12 Haziran Cuma günü ülkemizin çok satan gazetelerinden birinde küçük bir vefat ilanı yayınlandı. İlanda, bir zamanlar ülkemizin en zenginlerinden biri olan ve şeker kralı olarak tanımlanan Hayri İpar’ın oğlu Ali İpar’ın Brezilya’da yaşama veda ettiği yazıyordu.  

Sanıyorum Ali İpar’ı tanıyan çok az kişi kalmıştır. Ali İpar, spordan armatörlüğe, sinemadan siyasete her alanda çalışmalar yapan, ama mesleğindeki başarılarından çok çapkınlığıyla öne çıkan bir kişiydi. Hatırı sayılır bir servetten güç alarak kendine özgü bir yaşam tarzını oluşturan Ali İpar, hem babadan kalma sınırsız bir servetin kendine sunduklarıyla seçkinliği, lüksü, ünlü kadınlarla birlikte olmanın mutluluğunu, hem de bu serveti edinmekteki kimi kuşkularla, mutsuzluğu, düşüşü ve de tutsaklığı yaşamış bir kişiydi.  

Zengin, kültürlü, yakışıklı ve de seçkinler sınıfının hayranlık duyup kıskandığı bir kişiydi. Bir değil, yaklaşık yedi-sekiz dile hakimdi. Bu dillerin çoğunu da pratikten, tanıştığı, birlikte olduğu sevgililerinden öğrenmişti.  

YAŞAMA ÇELME ATMANIN ÖRNEĞİ 

Sevgilileri ya da birlikte olduğu ünlü kadınlar arasında kimler yoktu ki? Sinemada şehvetin simgesi Veronica Lake, Linda Darnel, inanmayacaksınız ama Rita Hayworth ve de Ava Gardner. Tabii bir de iki kez evlendiği sessiz sinemanın ünlü yıldızı Virginia Bruce... 

Ali İpar’ın ölüm ilanında ilk mesleği armatörlükle, son eşi Maria Amelia Gelvao’nun adı geçiyor. Yani serveti edindiği meslekle, son birlikte olduğu kadınının adı. Sanki onun yaşamının özeti gibi.  

Şeker ve krom madenlerinin kralı Hayri İpar’ın; bu ele avuca sığmaz, sınır tanımaz ve de paranın üstünü örtüğü skandallarla kuşatılmış bir yaşamın bir zamanlar değişmez figürü olan oğlu Ali İpar yaşamı hep Viyana operetlerindeki gibi görkemli, özendirici ve de mutlu olmamıştır. Gemi satın alımındaki usulsüzlük iddiasıyla 1960 darbesi sonucu Yassıada’lık olup hapse girmiş, 80’li yıllarda Banker Kastelli’nin kurbanı olarak İpar Köşkü’nü (Çiftehavuzlar’daki Cemil Topuzlu Köşkü) yitirerek o bitmez tükenmez gibi görünen servetinin eriyişini de görerek Yunan tragedyaları örneği acıyı da, düşüşü de yaşamıştır.  

Ama biz Ali ipar’ı daha çok ilk renkli Türk filmi Salgın ve de yine ilk renkli Türk belgeseli olan Bir Şehrin Hikayesi filmleriyle hatırlayacağız. Her iki film de belki türünün önemli örnekleri değil ama en azından Türk sinema tarihinde bir ilklerin çabası.  

Yaşamın çelme takmasını bekleyerek değil de, yaşama çelme atarak yaşamanın bir arkatipi olarak Ali İpar’ı örnek göstermek hiç de yanlış sayılmaz. O; belki de servetini, onca mesleği varken, dünyanın en karlı ticaretini yaparak, kazanmamış, aksine harcamıştır. Veronica Lake’den Rita Hayworth’a, Ava Gardner’den Virginia Bruce’a dek dünyanın en güzel kadınlarının sevgisini kazanmaktan daha büyük beceri ne olabilir ki?