Ali Koç için iki fısıltı!
Ali Koç için iki fısıltıyı dolaşıma sundular.
Biri aleni ve kaynağı belli.
Aziz Yıldırım’ın yakın çevresi ona FETÖ’cü yakıştırması yapıyor.
Diğer fısıltı bundan daha komik:
Güya Ali Koç aslında Fenerbahçe Başkanlığına değil, Cumhurbaşkanlığına hazırlanıyormuş.
Ali Bey önce Fenerbahçe’ye başkan seçilip başarılar kazanacak ve adını topluma ezberlettirip, ikinci dönem yani beş yıl sonra Tayyip Erdoğan’a karşı aday olacakmış.
Gülmeyin, AKP yandaşlarının iddiası aynen budur.
Tuhaftır Aziz Yıldırımcılar bu iddiaya da evet diyorlar.
Lafı uzatmayacağım, bu yapılanın adı utanmazlıktır.
Yahu Tayyip Erdoğan bu seçimi kazandı mı ki beş yıl sonrasına rezervler koyup kendinizce yol kesiyorsunuz!
Hem Ali Koç’un böyle bir şeyi istediğini duyan bir kişi var mıdır?
Ama nafile, sonuç değişmeyecek Aziz bey yolcudur!
ANKARA’YI YAĞMURA BOĞDURAN ADAM!
Ankara dün yağmura beyaz bayrak çekti.
Sadece altgeçitler değil, bütün yollar sular altındaydı.
Emin olun hadise aşırı yağıştan değil, altyapı yetersizliğinden.
Evet Melih Gökçek nerede ise çeyrek asır yönettiği Başkent’i yağmura boğdurmuştur.
Tayyip Erdoğan’ın yıllar önce bana söylediği gibi Ankara maalesef iyi yönetilememiş ve köy gibi kalmışıtır.
Zaten öyle olduğu için Erdoğan onu kapıya koydu.
Kahredici olan Melih Gökçek’in Ankara’ya altyapı yapmak yerine 500 milyon dolara yakın bir parayı meçhul bir park yapımına gömmesidir ki, o işin perde gerisi bağlamında doğru-yanlış acaip iddialar var.
TAYYİP İLE İLAHİYATÇI VEYİS !
Adı Veysi mi Veyis mi hâlâ tam olarak bilmem ama bildiğim onun gazeteci değil, ilahiyatçı olduğu ve yanlış yerde bulunduğu.
Öyle iken AKP iktidarı sayesinde emirle Habertürk TV’nin başında.
Görevi iktidar popagandası ki önceki akşam onu yapmaya çalıştı ve gerçek gazeteci gibi tek bir soru soramadı..
Ancak o kadar amatör ve aciz ki, o rolü bile oynayamadı ve yapılan tiyatroyu deşifre etti.
Ondan önemlisi Tayyip Erdoğan’ın verdiği siyasi tükenişmişlik görüntüsüydü.
Ne heyecanı ne enerjisi ne de söyliyecek yeni bir sözü vardı.
RUHAT MENGİ-NAZLI ILICAK-MEHMET ALTAN
Şahidim, Ruhat Hanımın eşi Güngör Mengi’dir .
Tahminen 8-9 yıl önceydi.
FETÖ’nün Ergenekon operasyonu başlatılmış, türlü alçaklıklar tezgahlanıyordu.
Ruhat Mengi’nin Star TV’deki programında Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan, Mehmet Ali Birand ve ben konuktuk.
Programdaki iki isim Ergenekon’dan gözaltına alınanları peşinen hain ve alçak ilan edince ben de cevap vererek Ilıcak ile Mehmet Altan’a haddini bildirdim.
Ruhat Mengi sözümü kesti:
-”Siz benim konuklarımı bu şekilde hedef alamazsınız.”
-”Hakaret etmiyorum, saygılı ifadelerle cevap veriyorum. Ayrıca ben de sizin konuğunuzum.”
-”Olmaz, ben buna izin vermem.”
Hemen programı terk ettim...
Program bitiminden 10 dakika sonra Ruhat Mengi arayıp şunu söyledi:
-”Eşim Güngör aradı. Size haksızlık etmişim. Kusura bakmayın.”
Bilmeyenler bilsin:
Koca kontejanından sonradan güya gazeteci olan Ruhat Mengi budur ve zerre değeri hak etmiyor...