Allah’ın Türkiye’ye hediyesi
15 Temmuz günü Beylerbeyi’ndeki miting alanındaydım. Birbirinden güzel insanlar gördüm. Adeta Yahya Kemal’in aşk ile tarif ettiği “Koca Mustâpaşa” ahalisi arasındaydım: “Çeşmeden her su içerken ‘Şükür Allah’a’ diyen… Ta Fetihten beri mümin, mütevekkil, yoksul”
Kıt kanaat geçinen ama Müslüman Türk’ün bin küsur yıllık direncini yüreğinde taşıyan…
Kudretini paradan puldan, mevki makamdan, giyim kuşamdan değil, sadece imanından alan…
Pek çoğu 15 Temmuz ihanetine karşı canlarını ortaya koymuş, kimi sakat kalmış, kimi en sevdiklerini istiklal için feda etmiş, güzeller güzeli bir insan seli…
Kaç tanesi ile kucaklaştık bilmiyorum. Çoğu zaman duygularıma hakim olmakta zorlandım. Çünkü vatan aşkının cisimleşerek göğsüme çarptığı bir başka an daha hatırlamıyorum.
Stadyumdan sahile doğru yürürken kendi kendime mırıldanıyordum: “Biraz önce kendi gözlerinle şahit oldun, Allah’ın bu topraklara en büyük hediyesi Müslüman Türk milletidir. Bu millete güven ve ona olan borcunu sakın unutma.”
KRİZİN FATURASI KİME?
Akşam yayından eve döndüm. Balkonda biraz soluklanırken zam haberleri geldi. Önce KDV, şimdi de akaryakıttaki ÖTV… Öyle böyle bir zam da değil, yüzde 200’den fazla.
Bu tip dolaylı vergiler zengini de yoksulu da aynı şekilde etkiliyor ve sonuçta faturayı güçsüz olanlar, sabit gelirliler ödemiş oluyor. Rantiyenin kazancına ilişmeyen, karına kar katan şirketlere kademeli kurumlar vergisi koymayan, zenginlerin mülklerini, kazançlarını araştırmayan ekonomi yönetimi, kolaycılığa kaçıyor, çözümü halka vergi salmakta buluyor!
Peki kim bu halk? Biraz önce size anlattığım, memleketin her derdini sırtında taşıyanlardan başkası değil. Keşke ekonomik sorunların faturasını da bu insanların sırtına yıkmasaydınız.
SEÇMEN NE DÜŞÜNÜYOR?
Sosyal medyadaki takipçilerim arasında anketler yaptım. İnsanlara son dönemdeki bazı politikalar hakkında neler düşündüklerini sordum. Biliyorsunuz beni takip eden insanlar büyük oranda Cumhur İttifakı ve Tayyip Erdoğan seçmenleri. Bilimsel metodolojisi olan bir araştırma değil ama, bu kesimin tutumu hakkında genel bir fikir verebilir.
Geçen hafta başı önce üç soru ile NATO konusunu sormuştum:
Sizce NATO Türkiye’nin dostu mudur, değil midir?
Sizce İsveç Türkiye’ye verdiği terörle mücadele sözlerini tutacak mı?
Sizce TBMM İsveç’in NATO’ya girişine onay vermeli mi?
Her soruya ortalama 3-4 bin kişi yanıt verdi. Sonuçlar ise şöyle:
İnsanların %97’si 'NATO dostumuz değildir' diyor.
İnsanların %94’ü İsveç’in sözlerini tutmayacağını söylüyor.
İnsanların %89’u TBMM İsveç’in NATO üyeliğini reddetsin diyor.
Birkaç gün önce de takipçilerime emekli aylıklarına yapılan %25 artışı nasıl bulduklarını sordum.
Ankete yaklaşık 10 bin kişi katıldı ve katılanların %73’ü maaş artışını düşük buldu. Yazılı olarak gelen tepkiler de genel olarak çok sertti. Emeklinin yoksulluğa mahkum edildiğini düşünüyorlardı. İlgililere duyurulur.