22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Alman basınında şampiyon kızlarımızı es geçme yarışı...

Selçuk Ülger

Selçuk Ülger

Site Yazarı

A+ A-

BÜYÜK bir azimle ilkin Milletler Ligi Şampiyonu oldular. Hemen ardından Avrupa'nın dev takımlarını eze eze Avrupa Şampiyonluğu'nu kazandılar. Cumhuriyetimizin 100. yılında tarih yazdılar. Özellikle Brüksel'deki final maçı sonrası, birincilik kürsüsünden milli marşımızı söyledikleri anlarda hepimiz göz yaşlarına boğulduk. Başı dik Türk kadınının (Küba'da doğmuş 'Malatyalı Vargas'ımız dahil.) milletimize armağan ettiği bu iki büyük zafer, dünyanın dört bir yanında yaşayan yurttaşlarımızı sevindirmekle kalmadı, birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızın mavi çeliğine bir kez daha su verdi...

Hiç yenilgi almadan Avrupa Şampiyonu olan kızlarımızı bir kez daha yürekten kutluyoruz. Ömürleri uzun, başarıları daim olsun.

Alman basınında şampiyon kızlarımızı es geçme yarışı... - Resim : 1

Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası'na ev sahipliği yapan ülkelerden biri de Almanya'ydı. Eleme maçlarının bazıları, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti'nin başkenti Düsseldorf'ta oynandı. Özellikle bu eyalette yaşayan yurttaşlarımızın maçlara ilgisi çok büyüktü. Hem salonda hem dışarda kızlarımızı hiç yalnız bırakmadılar. Saatlerce önceden salona gelip ellerinde ay yıldızlı bayraklarıyla Milli voleybolcularımıza büyük destek verdiler. Maç boyunca tribünlerde hop oturup hop kalktılar.

Ve kızlarımızın daha önceki şampiyonalarda birkaç kez kılpayı kaçırdığı kupa, nihayet bu kez, Avrupa'nın başkenti Brüksel'de en yakıştığı ellerdeydi. Tarifsiz bir sevinç yaşadık...

Final gecesinin zafer sarhoşluğuyla pek dikkatimizi çekmeyen bir olay, ertesi gün Almanya'da yaşayan biz göçmenleri derinden yaraladı. Alman televizyonları, radyoları ve hatırı sayılır gazeteleri, -yenilgisiz- Avrupa Şampiyonu olmuş Türk Kadın Voleybol Milli Takımımızı deyim yerindeyse âdeta es geçtiler. Avrupa Şampiyonası'na ev sahipliği yapan bir ülkenin yazılı ve görsel basını, Kadın Milli Voleybol Takımımıza âdeta 'ambargo' uyguluyordu. Hane başı yıllık 220 avro zorunlu katkı ücreti ödediğimiz, yani milyonlarca Türk göçmenin milyonlarca avrosunu kasalarına dolduran Alman devlet televizyon kanalları bile bu koskoca şampiyonluk haberini ya hiç vermiyor ya da sönük birkaç kelimeyle hızla geçiştiriyordu!

Şaşmamak elde değildi!..

Ağaca sıkışmış bir sincabın kurtarılışını, azıtılmış kedilerin hayvan barınaklarına teslim edilişini dahi dönüp dönüp saat başı haber yapan anlı şanlı basın kuruluşları, 'Türk kızları' ile 'Avrupa Şampiyonluğu' bir araya gelince suskun kalmayı, görmezden gelmeyi tercih ettiler.

Alman halkının bilincine, bilinçaltına on yıllardır özellikle filmlerle, dizi filmlerle kazıdıkları 'muşamba önlüklü, eli paspaslı, ezik Türk kadını' imgesi bu tür başarı haberleriyle (olur ya) değişebilir kaygısına kapılmıştı Alman medyası. Yoksa, şampiyon kızlarımızın özgüven taşan, ışıltılı gülücüklerle kupayı kaldırdığı sahnelerin, tribünlerde coşkuyla dans eden aydınlık yüzlü Türk kadınlarının görüntülerinin bir saniye bile yayınlanmaması başka neyle açıklanabilir?..

İnternet gazetelerinde de durum farksızdı. Ar duygusunu henüz tam yitirmemiş birkaç spor gazetesi, şampiyonluk haberini -en altlarda, kısacık ve âdeta gizlercesine minicik bir görselle vermişti! Yineleyelim: Almanya, 2023 Avrupa Kadın Voleybol Şampiyonası'na, İtalya, Belçika ve Estonya ile ortaklaşa ev sahipliği yaptı. Üstlendiği bu 'ev sahipliği' görevi dahi, Alman basınının bu şampiyonaya başka ülkelerin basınından daha fazla ilgi göstermesini, haberlerinde şampiyonluk haberine daha çok yer ayırmasını zorunlu kılıyordu aslında...

Alman basınında şampiyon kızlarımızı es geçme yarışı... - Resim : 2

Belki denk gelemediğim bir saatte şampiyonluk haberini hak edildiği şekilde vermişlerdir de, ben duymamışımdır, diyerek, Alman basınını özenle takip eden bazı dostlarımı arayıp onlara sordum durumu. Hepsi, hayal kırıklığı içindeydi. En iyimserleri bile, Alman basınının tutumunun kasıtlı ve kötü niyetli olduğu konusunda hemfikirdiler...

Basın özgürlüğü ve tarafsızlık konusunda mangalda kül bırakmayan, başka ülkelere durmadan ders veren saygın (!) Alman gazetelerinden bazıları ise, bu önemli haberi es geçmenin olanaksızlığını görmüş, fakat her zamanki tilkilikleriyle 'haberi değersizleştirmek' için yine ustaca bir yöntem uygulamışlardı. Yenilgisiz kazanılan koskoca bir Avrupa Şampiyonluğunun haber metnini hızla evrime uğratıp, haberi 'Milletimizin sevgiyle bağrına bastığı Milli voleybolcumuz Ebrar Karakurt'un cinsel tercihine ve bu yüzden bazı islamcı gazetelerin hışmına uğrayışına' indirgenmişti! (Tıpkı, kötü niyetli konukların, düğünün keyfini kaçırmak için nişandaki küçük tatsızlıkları anımsatması gibi.)

İçinde 'Türk' ve 'Türkiye' geçen olumlu bütün haberlerin üstüne bazen açıktan, bazen sinsice, sürekli 'olumsuzluk' sosu serpiştiren tutumlarından artık tiksinip Alman medyasını izlemeyi yıllar önce bırakmış olsam da, 'aydınlanma', 'felsefe' ve 'medeniyet' denildiğinde adı hâlâ ilk sıralarda anılan bir ülkenin medyasının düştüğü şu duruma bakıp onlar adına utandım...

Şimdi oturup bu ayıbı işleyen medya kuruluşlarına kınama yollayıp, “Elinizi vicdanınıza koyun!” desem, 'vicdan'ın Almancada karşılığı yok! Anlamazlar... “Üç milyon Türk göçmenin, dört kuşaktır ülkenize verdiği emeklerin, ödediği vergilerin hiç mi hatırı yok!” desem, 'hatır'ın da Almancada karşılığı yok! Bunu da anlamazlar...

'Vicdan' ve 'hatır' gibi, bizim dilimizde, gönlümüzde derin anlamları olan kavramlar bir ülkenin dilinde yoksa, sözlüklerine girmemişse, kime neyi anlatacaksınız?..

En iyisi, artık bu 'sıradanlaşmış' türden işlere ya hiç kafa yormamak ya da bu işleri Alman Parlamentosu'nda 'Türk' adlarıyla oturan siyasetçilere ve 'Türk' derneklerinin demirbaş yöneticilerine bırakmak. Yoksa, özgürlük ve tarafsızlık âbidesi (!) olmuş Alman basınının habercilik anlayışını eleştirmek, onlara sitem etmek, bu ülkeye bizim gibi işçi gelmiş, işçi gidecek insanların işi de değil haddi de!..

Alman basınında şampiyon kızlarımızı es geçme yarışı... - Resim : 3