Almanya’da iktidar partileri çöküyor: AfD ve BSW ‘merkezileşiyor’
Avrupa Parlamentosu (AP) ve Almanya eyalet seçim sonuçları birlikte değerlendirildiğinde,
şunlar öne çıkıyor:
Doğu Almanya’da savaş çığırtkanlığına geçit yok!
Koalisyon hükümetinin çöküşü eyaletlerden başladı!
Almanya’nın çıkarlarını savunmayan siyasetlere, doğuda yer yok!
Doğu Almanya’da gerçek gündemden uzak partiler inişte.
Almanya’nın can alıcı baş sorunlarını öne çıkaran ve çözüm sunan siyasetler “merkezileşiyor”
Almanya’nın Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde 1 Eylül 2024’te yapılan seçimlerde, kırk yıllık düzen partileri büyük yenilginin şokunu yaşarken, 10 yaşındaki AfD (Almanya için Alternatif Partisi) ve henüz bu yıl kurulan BSW (Birlik Sahra Wagenknecht) kazanan partiler oldular. AfD yüzde 32,8’le Thüringen’de birinciliği ve Saksonya’da yüzde 30,6 oranıyla ikinciliği elde etti. İlk kez eyalet seçimlerine katılan BSW, Saksonya’da yüzde 12’ye ve Thüringen’de yaklaşık yüzde 16’ya yükselerek üçüncü kuvvet oldu. CDU (Almanya Hıristiyan Demokrat Birliği) partisinin bazı eyalet başkanları Merkel’in tutarlı çizgisini ve Rusya politikasını tekrar dillendirdikleri için, oy oranlarını koruyabildiler ve Saksonya’da yüzde 31,5 oyla birinciliğe yükseldi.
ALMANYA’NIN GERÇEK GÜNDEMİ
SPD (Sosyal Demokratlar), Yeşiller ve FDP’den (Liberal Demokratlar) oluşan koalisyon hükümeti eyalet seçimlerinde toplamda yüzde 10’da kaldı.
9 haziranda AP seçimlerinde ilk yenilgisini alan koalisyon partileri baş aşağı gitmeye başladılar. Eyaletlerdeki yenilgi iniş sürecini hızlandırıyor.
Bu durum hükümet açısından neyin habercisi?
2025 genel seçiminde SPD, Yeşiller ve FDP iktidarının sona ereceği görülmektedir.
Toplum Almanya’nın gerçek gündemini örtbas eden sistem partilerini cezalandırıyor.
Doğu Almanya’da başlayan bu tepki batıda da etkisini gösterecektir.
Diğer yandan göçmenlerin en düşük olduğu Doğu Almanya eyaletlerinde, AfD nasıl birinci parti oluyor? sorusu da yanıtlanmalı.
İki milyon nüfusu aşan Thüringen’de göçmenlerin oranı yüzde 8, dört milyonluk Saksonya’da ise yüzde 4,6. Bazı ‘komplo teorilerine’ göre, Solingen’deki bıçaklı saldırı, AfD’yi bir çırpıda zirveye yükseltmiş.
Bu olay bir kısım seçmenin oy eğilimini etkilemiş olabilir. Ancak seçmenleri asıl etkileyen, bir bütün olarak örtbas edilmek istenen Almanya’nın gerçek gündemidir.
HÜKÜMET KIRMIZI KART YEDİ
Hükümet politikası haline gelen “iklim sorunu, LGBT propagandası ve kendi geleceğini belirleme hakkı” gibi ‘gündemler’, artık Alman halkının önemli kesiminde karşılık bulamıyor. Peki Almanya’nın gerçek ve birinci gündemi nedir veya ne olmalı?
Ukrayna’ya silah sevkiyatlarına son vermek, Alman topraklarında savaş komuta merkezinin inşa edilmesini durdurmak, AB’nin yanlış politikalarına tavır almak, ABD ve NATO’nun Rusya karşıtı politikalarına alet olmamak, Rusya’yla yakınlaşıp tekrar doğal gaz temin etmek ve Almanya’da her alanı etkileyen genel hayat pahalılığını durdurmak ve yasa dışı göç dalgalarını kontrol altına almak.
Gerçek gündemi sadece iki parti öne çıkardığı için, kamuoyunda karşılık buluyor. AfD, BSW ve diğer partilerin tabanındaki duyarlı seçmenler dikkate alındığında, toplumun yüzde 50’si Almanya’nın gerçek gündemine odaklanmış durumda ve koalisyon hükümetine kırmızı kart gösteriyor.
YENİ MUHALEFET MERKEZİ
Koalisyon hükümetinin çöküşü eyaletlerden başladı denilebilir.
Çünkü sistem içerisinde Almanya’nın baş sorunlarının çözümü ve analizi imkansızdır.
Dolayısıyla “sistemin dışındaki” milliyetçi ve sol siyasetler, doğuda toplumun yüzde 50 desteğini arkalarına alarak, yeni siyasi “merkezi” oluşturuyorlar. AfD ve BSW’nin yükselişi fay hattının derinleştiğini ve kutuplaşmanın keskinleştiğini de gösteriyor.
Bir tarafta Almanya’nın çıkarlarını savunan yeni muhalefet “merkezi” yükselirken, diğer tarafta batı hegemonyasına alet olan iktidar siyaseti çöküyor.
AfD’NİN ÖNÜNÜ KESME PLANLARI
Bundan sonra ‘sistem’ kendi siyasetini ve düzen partilerini nasıl kurtarabilir?
Bazı öngörü ve analizleri şimdiden tahmin edebiliriz.
Önceki dönemde sistem partileri-sermaye-holding medyası-bankalar ‘koalisyonundan’ meydana gelen ‘demokratik’ kamuoyunun aşırı sağa karşı mitingleri, AfD’yi geriletemedi.
Dolaysıyla sistem yükselişte olan rakiplerinin yani AfD ve BSW’nin önünü tıkamak için, stratejisini güncelleyecektir.
Somut gelişmelere baktığımızda; Eyaletlerde AfD’nin hükümet ortaklığı engellenmek isteniyor. Sistemin bir umudu, Anayasa’yı koruma teşkilatının AfD’nin faaliyetlerini takip etmesi ve nihayet ‘kapatılmasına’ karar vermesidir.
Böyle sonuçlanmazsa, AfD’nin bütün ülkenin değil, nüfusun yüzde 15’inin yaşadığı doğu bölge partisi olduğu algısını yaratmak olacaktır. Aşırı sağcı ve ırkçılıkla damgalama propagandası, yine devam edecektir, ancak geçmişte bu suçlamalar partiyi yıpratmadı aksine güçlendirdi.
AfD’Yİ SİSTEME ENTEGRE ETMEK
Sistem açısından yeni süreçte daha etkili bir ‘operasyona’ ihtiyaç duyulabilir.
Gündeme bomba etkisi yapacak ifşalar’la AfD’nin ‘bölünme’ söylemleri görsel ve yazılı medyanın ana konusu olabilir.
Bu senaryo tutmazsa, AfD ile BSW’yi birbiriyle ‘çatıştırma’ ortamı da doğabilir.
Bunların hiçbiri başarılamazsa, tek seçenek kalıyor; oda bükemediğin eli öpmektir. Siyasi karşılığı şudur: AfD’yi “Melonileştirmek”. Kısa parantez; İtalya Başbakanı Meloni ve partisi gelinen aşamada, AB-Komisyonu’na monte edilmek isteniyor.
AfD’ye de benzer ‘ayar’ çekilerek, “Rusya ve Çin politikanı değiştir! ABD karşıtlığı yapma ve sisteme uyum sağla!” baskısı dayatılabilir.
Nihayet hedeflenen senaryolardan biri, ‘ılımlı AfD’nin sisteme entegre edilmesi olabilir. BSW ise eski DDR ‘diktatörlük’ geleneğinin ve SED (Almanya Sosyalist Birlik Partisi) partisinin mirasçısı ve Putin yanlısı şeklinde lanse edilerek, doğuya sıkıştırılmak istenecektir. Ancak BSW’nin bir özelliği, halkçıların ve sosyalistlerin yanında milliyetçileri de cephesine kazanmasıdır.
BSW FAKTÖRÜ
BSW karşıtı politika, bugünden düzen partileri ve holding medya çevrelerince yapılmaktadır.
Holding medyası sistem partileri için, bütün gücünü seferber ediyor. Ancak sosyal medyada AfD ve BSW daha geniş kamuoyuna ulaşıyor. Çünkü 2025 genel seçimlerine damgasını vuracak “sistem dışı” milliyetçi ve sol siyasete, ana akım medyasında sansür uygulanmaktadır.
Geniş kamuoyunun sosyal medyayı tercih etmesi, AfD ve BSW’nin toplumla olan bağını canlı tutuyor. Bu bağı koparmak için harekete geçiliyor. BSW’nin sosyal medya alanını kısıtlamaya yönelik, partinin veri merkezine siber saldırı gerçekleşti. BSW’nin açıklamasına göre, partiyi destekleyen binlerce yurttaşın verilerine ulaşılmış. Öte yandan BSW lideri Sahra Wagenknecht’e bir miting konuşmasında, fiziki saldırı girişiminde bulunuldu. Saldırgan amacına ulaşamadan yakalandı.
YENİ SİYASİ MERKEZİN YOLU
Sonuç itibariyle şu analizle konuyu toparlayabiliriz; sistem partileri Alman toplumuna umut olamıyorlar, insanları karamsarlığa ve distopik bir istikamete sürüklüyor. Gelecekten korkanlar geçmişlerine sarılıyor ve AfD’de çözümü buluyor.
Geçmişi tarihsel bir süreç olarak değerlendiren BSW ise, toplumun önündeki sorunları görüyor ve nasıl çözülebileceğini açıklıyor. BSW yeni bir geleceğin yolunu böyle tarif ediyor ve önünü görenler BSW’ye yöneliyor. AfD ve BSW kırk yıllık sistem partilerini kenara iterek, yeni siyasi merkezin yolunu açıyorlar. Almanya 2025 genel seçiminde kararını verecek.
AfD Thüringen'de birinci, Saksonya'da da ikinci parti oldu
Almanya'da, Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde 1 Eylül’de düzenlenen seçimlerde Almanya için Alternatif (AfD) Partisinin oy oranını yükselterek Thüringen'de birinci, Saksonya'da da ikinci parti konumuna yükseldi.
AfD’DEN TARİHİ BAŞARI
Thüringen'deki eyalet meclisi seçimlerinde oy oranını 2019'da yapılan seçimlere göre 9,4 puan artıran AfD, yüzde 32,8 ile açık ara birinci oldu. Böylelikle Almanya'da 1945’ten sonra ilk kez AfD bir eyalette ilk sırada yer aldı ve tarihi başarı elde etti.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) yüzde 23,6 oy oranıyla ikinci sırada kaldı.
AfD SAKSONYA’DA YÜZDE 30,6’YA ULAŞTI
Saksonya Eyalet Meclisi seçimlerinde de oylarını 3,1 puan artıran AfD, yüzde 30,6 oy oranıyla ikinci parti oldu.
Seçimde, yüzde 31,9 ile birinci çıkan parti CDU oldu.
İki eyalette de federal hükümeti oluşturan Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller Partisi ve Hür Demokrat Parti (FDP) ise seçimlerde hezimete uğradı.
SOSYAL DEMOKRATLAR VE YEŞİLLER HEZİMETE UĞRADI
Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un SPD'si Thüringen'de yüzde 6,1 Saksonya'da ise yüzde 7,3 oyla ancak tek haneli oy oranlarına ulaşarak meclise girebildi.
Yeşiller Partisi de Saksonya’da 5,1 oy oranıyla ‘kıl payı’ meclise girerken, Thüringen'de yüzde 3,2 oy alarak yüzde 5’lik seçim barajına takıldı ve mecliste sandalye kazanamadı.
Hükümetin küçük ortağı FDP ise her iki eyalette varlık gösteremedi. Thüringen'de yüzde 1,1 Saksonya’da ise yüzde 0,9 oranında oy alan FDP iki eyalette de herhangi bir rol oynamıyor.