20 Kasım 2024 Çarşamba
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Altyapı kâğıt üzerinde kalmamalı

Kamil Erdoğdu

Kamil Erdoğdu

Gazete Yazarı

A+ A-

Kadınlar basketbol sezonu ilginç bir gelişme ile açıldı. Tam adıyla Fenerbahçe Alagöz Holding Kadın Basketbol Takımı 13 Eylül Çarşamba günü ING Kadınlar Basketbol Süper Ligi ilk hafta maçında ÇBK Mersin ile karşılaştı. Fenerbahçe 76-74 kaybettiği maçtan sonra kural hatası yapıldığı gerekçesiyle TBF'ye başvurdu.

Fenerbahçe’nin açıklamasında şöyle dendi:

“ÇBK Mersin Takımının TBF’nin Sözleşmeli Basketbol Ligleri Yönetim Esasları Talimatı 78.1 maddesi gereğince “takımlar resmi müsabaka kadrolarında ülkemiz ümit, genç veya yıldız takımlarından yetişmiş olan en az 7 sözleşmeli basketbolcuya yer vermek zorundadır. Bu yedi sözleşmeli basketbolcudan en az birisinin 22 yaş veya altındaki bir basketbolcu olması zorunludur.” kuralı doğrultusunda 22 yaş altı bir oyuncuya kadrosunda yer vermemesi nedeniyle kural hatası yaptığı tespit edilmiş, gerekli itirazlar derhal yapılmıştır.”

ALTYAPI RAKAMLARI

Aslında basketbolda altyapıyla ilgili açıklanan rakamlar umut verici. Türkiye Basketbol Federasyonunun organize ettiği altyapı liglerinin en üst kademesinde, “amiral gemisi” olarak nitelendirilen ve hem erkeklerde hem de kızlarda organize edilen Basketbol Gençler Ligi (BGL) bulunuyor. Ülke genelinde yaklaşık 96 bin lisanslı basketbolcu bulunurken, altyapıların ilk ayağını yerel ligler oluşturuyor.

Basketbol altyapı faaliyetleri, Türkiye'nin 81 ilinde erkek ve kız kategorilerinde olmak üzere 18, 16, 14, 12, 11 ve 10 yaş gruplarında gerçekleştiriliyor. 18, 16 ve 14 yaş altı kategorilerinin aynı zamanda bölge, Anadolu ve Türkiye şampiyonaları olmak üzere 3 kademede ulusal faaliyetler organize ediliyor. Kız ve erkeklerde 18, 16 ve 14 yaş altı kategorilerinden herhangi birinde derece elde eden takım veya takımlar ayrıca iline verilen kontenjan hakları doğrultusunda bölge, Anadolu veya Türkiye şampiyonalarına katılmaya hak kazanıyor.

Yetkililere göre, erkekler ve kadınlarda Basketbol Süper Lig kulüpleri başta olmak üzere alt liglerdeki kulüpler de altyapı çalışmalarıyla bu sporun gelişmesine ve yeni sporcuların yetişmesine büyük katkı sağlıyor.

Geride kalan 2022-2023 sezonunda basketbol yerel liglerinde 5500'e yakın takım mücadele ederken, yaklaşık 24 bin müsabaka oynandı. Ulusal faaliyet olan bölge, Anadolu ve Türkiye şampiyonalarında ise 649 takım yer alırken bin 61 müsabaka yapıldı.

MADALYONUN ÖBÜR YÜZÜ

Türkiye’de farklı spor dallarında uluslararası düzeyde yeterince sporcu yetişmemesinin nedenlerinden biri olarak altyapılardaki kayırmacı anlayış gösteriliyor. Birçok yorumcuya veya ebeveyne göre ya kulüp yöneticisi veya etkili bir tanıdığınız olmalı veya sporcu gencin mucizeler yaratacak kadar çok yetenekli olması gerekiyor. Bu durumun futbol kulüplerinin altyapılarında ciddi boyutta olduğu sıkça gündeme geliyor.

Bir başka önemli sorun ise altyapı çalıştırıcılığının bir uzmanlık alanı olarak kabul edilmesi gerekirken, üstyapıya sıçrama tahtası veya eski sporcular için istihdam fırsatı olarak görülmesi.

Ayrıca altyapıların sonuca odaklı olması da birçok yeteneğin daha yolun başında kaybolup gitmesine yol açıyor. Anlık skorlara odaklı olan anlayış ilerleyen yaşlarda “devşirme” sporcularla çözümü tercih ediyor. Uzun vadeli stratejiye sahip “devşirme” sporcu çözümünü kadın voleybolundaki Melisa Vargas örneği gibi ayrı tutmak lazım. Türk pasaportu verilen ardından kulüp ve milli takım formaları giyen sporcular arasında Vargas’ın yaptığı katkı seviyesine ulaşan başka bir isim var mı? Hatta kaçının ismi hatırlanıyor? Bireysel sporlarda Türkiye formasıyla kürsüye çıkan sporcular o dalların aşama yapmasına katkıda bulundular mı? Vargas’ın içinde bulunduğu takım ise tüm ülkeye “Biz voleybol ülkesiyiz” dedirtiyor.

Sporda sınırların ortadan kalktığı bir gerçek. Önemli olan ise ihtiyacı doğru tespit etmek. Kısa süre önce erkek basketbol milli takımında bir kriz yaşandı. Milli takım forması da giyen Anadolu Efes’ten Shane Larkin ve Fenerbahçe’den Scott Jordan Wilbekin sakatlıklarını gerekçe göstererek milli takımda oynamayı reddettiler. Milli takımın olimpiyat vizesi alamayışının ardından bu iki oyuncu “devşirme” statüsünü kaybetti. Ayrıca para ve maç cezası verildi. Larkin ve Wilbekin milli takımın gerçekten ihtiyacı mıydı, yoksa mevcut yönetimin günü kurtarmak amacıyla yaptığı bir seçim miydi? Girişteki örneğimizde olduğu gibi altyapı önlemlerini kâğıt üzerinde bırakmamamız gerekiyor.