Amerikancı kaosa geçit yok 6: Komedyenin trajikomik oyunu!
Küreselci hegemonyanın saldırıları bitmiyor, tarihe gömülene kadar da bitmeyecek. Çöken her toplumsal sistem gibi insanlığa derin acılar yaşatmayı sürdürecek. Elbette en sinsi, en kanlı, en yıkıcı boyutlara ulaşan bu Atlantik saldırıları, insanlığın gelişmesi, özgürleşmesi yolunda çabalayan milli devletlerin önünü kesmek ve mazlum halkları emperyalist boyunduruk altında ilelebet gütmek içindir. Fakat ne güzel ki, maddenin yasaları buna izin vermiyor.
SINIRIN HANGİ YANINDASINIZ?
Dünya çapında verdiğimiz mücadelede iki ana güç zerrelerine varıncaya dek ölümüne çarpışıyor. Bir yanda çöken Atlantik güçleri, öbür yanda Yükselen Asya güçleri mevzilenmiş.
Aydınlar da bu mevzilerde birbirine karşı savaşıyor. Bir ara yer, bir tarafsız alan yok. Ben tarafsızım diyenler çökenle birlikte aynı tarih çukuruna gömülecekler.
Yıkılmakta olan ABD’ci hegemonya, Pasifik kıyılarından başlayıp bütün bir milletler coğrafyasını hedefe koymuş, insanlığa saldırıyor. Irak, Suriye, Libya, Yemen, Afganistan, Kazakistan vb. derken, bu kez Atlantik’in sıkışan “Batı Gazı” bütün rezilliğiyle Ukrayna’da patladı. Batı’nın en karmaşık psikolojik özel savaş unsurlarıyla yürütülmek istenen bu kanlı serinin önü bu kez Rusya tarafından kesildi.
Uygarlığın ortasına bir ölüm kalım hattı inşa eden küreselci sömürgenler, Yükselen Asya uygarlığına izin vermemek için bütün insani değerleri yok saymaktadırlar. Zavallı ve çaresiz düşen Atlantik, bunu yaparken de kontrolleri altındaki bütün medya güçlerini umutsuzca sahaya sürmekte, her türlü hileye başvurmaktadırlar.
RUSYA’NIN SAVAŞI ÖNLEYİCİ VURUŞU
Rusya askeri güce başvurmakla NATO işgalinin önünü kesiyor. Ancak bir takım “Kamuflaj Aydın” kafa karıştırmaya devam ediyor. Bu takım da sözüm ona Türkiyeci görünüp ABD hesabına iş tutmayı marifet sayıyorlar. Yazıları ve beyanlarıyla Türk kamuoyunun kafasını karıştırmaya devam ediyorlar. Düşünce sistemleri hâlâ Gladyo doktrinlerinin ölümcül etkilerini taşıyor.
Öte yandan kara yalanı, Batı’nın önüne koyduğu “İnsan Hakları Tiridi”ne banıp yiyenler sizi savaş yanlısı olmakla suçluyorlar. Bizim Şirin Şempanze, onların saftirik hallerine bakıp bakıp gülüyor. Onların kalsa Ukrayna’yı bir ülke olmaktan çıkarıp Rusya’yı, Türkiye’yi tehdit eden bir savaş üssü yapacaklar. Yani koca ülkeyi Avrasya’nın karnına yerleştirilmiş bombaya dönüştürecekler.
Rusya’nın bu özverili hamlesi aynı zamanda Türkiye için de hayati değerdedir. Karadeniz’deki liman bölgesinin NATO’ya bırakılmasına göz yumulamaz. Bu aynı zamanda Küresel Savaşta, Yükselen Asya kuvvetlerinin caydırıcı gücünün önemli bir parçası olan Rus Donanmasının limansız bırakılarak saf dışı edilmesi anlamını taşır.
EKRANLARDA KARABATAK TAKLALARI
İnsan aklını, algı yeteneğini bozan ekran saldırıları yine yoğunlaştı. Nelerin olup bittiği, gerçeğin özü karartılıyor. Yine zihin avcılığı yapılıyor. Kitlelerin aklını hedefe koyan saldırılar yine gerçeği halktan gizliyor. Batıcı medya gerçeği karartmada, ekranlardan karanlık yaymada ustasıdır. Rusya’nın önleyici atağından rahatsız olan Batı medyası ve Türkiye uzantıları yine sahnedeler. Rusya’nın “Barış Harekatı”nı karalamak için en “iç acıtıcı insanlık görüntülerini” dünyaya yayarak ABD’nin, Ukrayna’yı köleleştirdiği gerçeğini gizliyorlar.
Yapılanlar, geçmişte ABD’nin Irak - Körfez Savaşında döktüğü kanın üstünü “Çırpınan karabatak” görüntüsüyle örtüşünü akla getiriyor... Üstelik karabatak görüntüsü de Basra Körfezi’nden değil Norveç kıyılarındandı. Şimdi de nerede çekildiği belli olmayan fotoğrafları kapak yapan Batı medyası karabataklık yapıyor. Daha önce yedirmiş ya. Fakat bizim Şirin Şempanze bu üçkağıda bakıp yine karnını tutarak gülüyor.
Elbette insan vicdanı ne şekilde olursa olsun yaşanan şiddeti kabul edemiyor ve insanlığa yaşatılan bu trajediye derinden üzülüyor. Bu üzüntülere karşın, Rusya’nın askeri hamlesi olmasa, insanlığın çok daha büyük acılara sürükleyeceğini kestirmek o kadar zor mu?
NALINA MIHINA SİYASİ SEYİSLİK
Ukrayna olayında Ak Parti Hükümeti ne yazık ki yalpalayan bir siyaset izledi. Olup biteni okumakta, niçin bu kadar güçlük çektiler ve çekmeyi sürdürmeleri anlaşılır değil. Böyle tarihi süreçlerde “Siyasi Esnaflık” “Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur!” misali, insanı yoldan çıkarır.
Ortalığın karartıldığı böyle bir ortamda hükümetin gerçeği aydınlatması ve Türkiye’nin safını belli etmesi gerekirdi. Türk ve Müslüman bir NATO ülkesi olarak Türkiye’nin ortaya koyacağı tutum, gerçek saldırganın kimliğini ortaya koyacak ve dünyada saygınlık kazanacaktı. Bu yapılamadı. Gerçek saldırganın Batı ve Amerika olduğu Türk kamuoyunun gözleri önüne serilseydi ABD “kiminle dans ettiğini” anlar ve ayağını denk alırdı.
Dünyanın içine girdiği Küreselci emperyalizm ile mazlum ve gelişmekte olan milletler kavgasında saf belirlerken “bir nalına bir mıhına” vurma saflığına düşmemek gerekir. Dostluklar kara günde belli olur. Hükümet, koskoca Türk Dışişleri deneyimiyle bu gerçeği göremiyor mu? Batıyı müdahaleye çağırma, ABD’yi işe koşma çağrıları, gerçekte savaşı büyütme, yayma anlamına gelmiyor mu?
NATO’YA GİRİŞİMİZİN 70 YILI KUTLU OLMASIN!
Türkiye’nin dengesini bozan “Denge Politikası” nasıl şeyse insana en olmaz işleri yaptırıyor. Ukrayna savaşı üzerinden mazlum dünyaya verilmesi gereken mesaj fırsatı kaçırıldı… Üstelik tersi yapıldı. T.C. Millî Savunma Bakanlığı’nın, 4 Kuvvet Komutanlığımızın armalarını da kullanarak, sosyal medya hesaplarından, yani kamuoyuyla “Ülkemizin NATO’ya Katılışının 70’inci Yıl Dönümü Kutlu Olsun” mesajını paylaştı. Sizce bu yolla Türk Milletine ne mesaj verilmek istendi?
Bu kutlama mesajını halkımız üzerinde yaratacağı akıl bozucu etki hesap edilemiyor mu? Nice katliamları, kanlı darbelerin ve daha yeni 15- 16 Temmuz Gecesi yaşananların mimarı olan NATO, hiçbir şekilde Türkiye’yi hedefinden çıkarmadı ve çıkarmayacak. Dengeleme adına ortaya konulan hiçbir yakınlaşma çabası ABD’yi ikna etmeyecektir. 70 yıldan beri Türkiye’de yıkıcı faaliyetlerini sürdüren, Türk milletinin celladı NATO’nun üst aklına şirin görünmek çabası hiçbir vatansever sonuç vermez.
KOMEDYEN ZERENSKY’NİN TRAJİ KOMEDİSİ
Ulusal Kanal ekranına bağlanan Moskova Üniversitesinden Tarihçi ve Siyaset bilimci Dr. Mehmet Perinçek olayı, en laf anlamazın gözünde bile anlaşılır kılacak bilgiler aktardı. Ukrayna’da bir Soros mühendisliğiyle düzenlenen “Turuncu Devirici” darbe sonrası Batının işbaşına getirdiği komedyen Volodimir Zelensky’nin sahnelediği komedinin nasıl trajikomediye dönüştüğünü öğrendik.
Zelensky önce, Rusya ile bir Tarafsızlık Anlaşması imzalıyor ve NATO’ya katılmayıp bağımsız politikalar yürüteceğine sözünü veriyor. Bir gün sonra ABD müdahalesine, iradesine boyun eğip henüz imzaladığı anlaşmayı tanımayacağını beyan ediyor. Yani Zelensky, öncelikle Rusya’yı ve Türkiye’yi tehdit etme misyonunu kabul etmekle, Ukrayna halkını sonu gelmez acıları içine sürükleme hamlesi yapıyor. Rusya ise bu NATO helmesinin önünü kesiyor.
Böyle bir durumda halkını tehlikeye atan, çocuk ve kadınları canlı kalkan durumuna düşüren, Batının oyuncağı durumuna sürükleyen ve komedyen yeteneğiyle ortaya bir trajikomedi çıkaran Zerensky’nin bu tarihi rolüne acaba ağlasak mı gülsek mi?