Anayasa değişikliği tartışmasında bu isme dikkat!

• Ekim ayına girdik. Duygularınızı alalım.

Ekim’i seviyorum. Cumhuriyetimizin ilanı olan bir aydır. Okullar başlar. Hayata hareket gelir. Ayrıca Ankara için de önemlidir. Ankara Türkiye’nin başkenti olmuştur. Bütün batı emperyalizmi, herkes İstanbul derken Ankara başkent olarak kabul edilmiştir. Tabi kışa doğru yol alırız. Odun kömür, enflasyonlu bir aydır. Kışlık elbiseler yakıt falan.

• Teşekkürler. Ekim’deki önemli günleri ayrıca günü geldiğinde konuşalım. TBMM bugün yeni yasama yılına başlayacak. TBMM’den bu yıl hangi yasaları bekliyorsunuz?

Bir anayasa konusu geçiyor sürekli. AKP bir türlü bitiremedi. Anayasa değişikliğiyle çok oynuyorlar. Muhtemelen bu mesele bu yıl bitecek. CHP, TBMM’de HDP’yi savunma çizgisi izleyeceğini ilan etti. Çok verimli bir sene beklemiyorum açıkçası.

• Anayasa değişikliği konusunda mı?

Yani hem anayasa değişikliği konusunda hem muhalefetin gündeme taşıyacağı konularla boşa bir yıl geçecek. TBMM işlevsizleşti.

• Anayasa değişikliğini doğru bulmuyor musunuz?

Hukukçular yasaların sık sık değişikliğe uğramasını doğru bulmaz. AB’den kararlar denildi, usuller denildi… İnan öyle bir noktaya geldik ki yargıç uygulayacağı maddeyi şaşırdı avukat savunma yapacağı konuyu şaşırdı. Bir kaos oluşmaya başladı. Kaç kere anayasa değişikli meydana geldi. Terör örgütü lideri Fetullah Gülen bile ölüleri ayağa kaldırıp oy vermeye çağırdı. Yasa değişikliği seyrek yapılmalı ama kalıcı olmalı. Bunu vurgulamaya çalışıyorum.

• CHP’li bazı vekiller Ak Parti ve MHP’nin ilk 4 maddeyi değiştireceğini iddia ediyor. Siz bekliyor musunuz böyle bir tartışma?

Zannetmiyorum. Anayasa’nın temeliyle oynanmaz. Değiştirmek isteyen biraz lafını eder. Sonra unutulur. Daha önce de böyle oldu.

• Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa’nın ilk 4 maddesinin değiştirilemez olmasının evrensel hukuk ilkelerine aykırı olduğunu iddia etmişti...

Yani olur mu! Türk insanı o 4 maddeyle evrensel hukuk ilkelerine kavuştu. Bomboş bir laf.

• Anayasa değişikliği denilince aklıma gelen isimlerden biri de İbrahim Kaboğlu. Ak Parti’nin ilk döneminde açılım sürecinde önde rol oynadı şimdi de CHP’nin açılımcı çizgisinin Anayasa düzleminde sözcüsü. Ne dersiniz?

CHP’liler ona dikkat etsinler derim. FETÖ’nün toplantılarının müdavimi, ondan sonra AKP’nin danışmanı. AKP siyaset değiştirince CHP’nin Anayasacısı oldu. Kaboğlu CHP örgütünün içinden ön seçimle falan mı çıktı? Kongrelerden mi çıktı? Nasıl milletvekili oldu? Bunu sorgulayacak CHP’li kalmadı mı?

• Soçi Zirvesi’ne dönelim. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin olumlu mesajlar açıkladı. Hatta Erdoğan “Her konuda birlikteyiz” mesajı verdi. Ama Ak Parti medyasına bakıyorsunuz hala Rusya düşmanlığı öne çıkarılıyor. Bunun temel sebebi nedir?

Sebebinin kökeni 1950’lere kadar gider. Rusya demir perde Amerika hür dünya kabulü ekseninde şekillenen bir siyasi tutumun kalıntısından bahsediyoruz. Türk sağı kendini daima Rusya düşmanlığıyla, anti komünizmle geliştirdi. ABD’nin emperyalist saldırganlığını görmezlerdi. Son dönemde soğuk savaş sonrası esas tehdidin ABD’den geldiğini gören sağcıların sayısı arttı. FETÖ ve PKK’yla mücadele bilinçleri değiştirmeye başladı.

• Ak Parti medyasında Davutoğlu-Gül etkisi diyebilir miyiz?

Diyebiliriz. Onların da boş durduğunu düşünmüyorum. Medyada mutlaka uzantılarıyla etkili olmaya çalışacaklardır. Her kritik anda bunlar zaten kendilerini belli ediyor. Ama anlaşılıyor ki Aydınlık dışında bunu pek fark edebilen yok.

• Son mesajınızı alalım...

Okullar açıldı. Dersleri aksatan olmasın.

Not: Geçen haftaki söyleşimizde Mumcu’nun cevapları arasında “Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Mersin Şube Başkanı'na söyletiyorlar bunları. Söyleyenlerden biri de oydu. Milletvekili olmadan evvel Atatürkçü Düşünce Derneği başkanıydı.” cümlesi yer alıyordu. Bahsi geçen şubenin Denizli olduğunu belirtir. Mersin ADD Başkanı ve üyelerinden özür dileriz.