29 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Anayasayı AKP engelliyor -(TAMAMI)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Kimi “munkabız” niyetli yazar, yeni anayasa çalışmalarını hangi partinin, kimin, hangi görünmez gücün, güçlerin engellediğini soruyor. Gözünün önündeki gerçeği göremeyen, görüp de tevil yoluna sapanlara “munkabız kafalı” derim ben.

Aklı kıt liberaller ile müflis ve ezik solcular, şimdilerde, “Hani bu AKP askerî vesayeti yıkıp demokrasiyi ilerleteceklerdi?” diye şapşallıklarını itiraf ediyorlar. AKP, laik Cumhuriyet’in bir ölçüde son verdiği din vesayetini tekrar kurmak istiyordu, a benim şapşalım! Sizi limon gibi sıkıp çöp tenekesine attı. Voltaire’den bıkan Alman İmparatoru, konuk ettiği Fransız filozofa gümüş tepsi içinde sıkılmış limon göndermişti. Dinin vesayetini kurarken AKP’nin artık size gereksinimi yok. Bu nedenle kıçınıza tekmeyi vurdu. Hata etti! Yoksa kalıp hizmete devam ederdiniz!

Gerçek özgürlük

19. yüzyıl düşünürleri, toplumların toplumsal ve siyasal açıdan özgürleşmesini yeterli görmezler. Eksiksiz özgürlük için dinin vesayetinden kurtulmak gerektiğini söylerler. Bu görüş 19. yüzyıl Avrupası’nda adım adım uygulandı. Din vesayetinden kurtulan toplumlara demokrasi geldi.

Dönemin Osmanlı devletinin yazgısıyla ilgilenen Avrupalı düşünürler, aynı yöntem ve süreci onun için de gerekli ve kaçınılmaz görüyorlardı. Osmanlı Devleti şeriat yerine bir “Code Civil” (“Medeni Kanun”, “Vatandaşlık Yasası”) kabul ederse çağdaşlaşması mümkün olabilirdi.

Tanzimat Fermanı (3 Kasım 1839), Müslüman, Hıristiyan, Musevi tebayı vatandaş haline getirdi, ama toplumun üzerindeki din vesayetini kaldırmadı. Böyle bir amacı yoktu. Böyle bir amacı olamazdı. Ama çok önemli bir adımdır.

Birinci Meşrutiyet’i getiren 1876 Kanunu Esasi’si, bütün tebayı “kanun önünde eşit vatandaş” haline getiriyordu. Din ve mezhep tanımadan bütün bireylere vatandaş statüsü veriyordu.

Kimi kıt görüşlüler, Osmanlı’nın Avrupa’daki topraklarını Tanzimat yüzünden yitirdiğini ileri sürer. Osmanlı, Avrupa’daki topraklarını çoktan yitirmişti. Yönetici sınıf sayılan Müslümanlar artık ekonomik iktidara sahip değillerdi.

Kimi ham görüşlülerin ileri sürdüğü gibi donanımlı Tanzimat aydını, bilinçsiz züppe (dandy) değildi. O zaman da elbette “enteller” vardı.

İslamcı mürteciler ve AKP, Hırıstiyan ve Musevileri, Müslümanlarla eşit vatandaş haline getirdiği için Tanzimat ve I. Mesrutiyet’ten nefret ederler!

AKP’nin ikinci nefreti

AKP, 31 Mart ayaklanmasını bastırdığı, Abdülhamid’i tahttan indirdiği için İttihat ve Terakki’den nefret eder. Ama asıl nefreti laikliğin, yazı devriminin, dil sadeleşmesinin, Türk ulusunun konuşulmaya başladığı kültürel ortamdır. Bu nedenle , kınamak ve saldırmak için, durmadan ittihatçı jakobenliğinden, tepeden inmecilikten söz ederler.

Aslına bakarsanız Osmanlı’nın Avrupa topraklarını yitirmesi umurlarında bile değildir. Onlar sadece din vesayetini kırmaya çalışan bilinç hareketiyle ilgilidirler. Sivil halktan önce çağdaşlaştığı, sekülerleştiği için “asker”den nefret ederler ve 31 Mart’tan bu yana korkarlar. Korkarlar çünkü hepsi hâlâ 31 Mart dünyasında yaşamaktadır. Daha önce de yazdığım gibi 31 Mart’ın intikamını almak için ayaklanmanın başladığı Taksim Kışlası’nı yeniden inşa etmek istemektedirler.

İslamcı yobaz, dinin vesayetini tartıştığı için, felsefeden nefret eder.

İslamcı yobaz, Osmanlıcılık ve İslamcılığın peşinden gitmediği ve Türklük’ü seçtiği için 2. Meşrutiyet’ten ve İttihat ve Terakki’den nefret eder.

Vesayet rejimi

Her çağdaş demokratın karşı olduğu asker vesayetini yıkmak isteyen liberaller ve müflis solcular, dinin vesayetini doğal karşılayacak kadar demokrasi ve özgürlük düşüncesinden uzaktırlar. Akılları sıra askerin vesayetini kaldırarak demokrasinin yerleşmesine katkıda bulunacaklardı. Elbette askerin vesayetine karşı çıkmayı eleştiriyor değilim, bu işin AKP öncülüğünde gerçekleşeceğini sananların hödüklüklerini işaret ediyorum, işaret ediyordum. AKP inanç ve inancını yaşamak özgürlüğünden söz ediyordu. Aslında 1923’ten bu yana inanç ve dinini özgürce yaşıyordu ama o bununla yetinmiyor, yitirdiği İslâm vesayatenin zorbalığını tekrar ele geçirmek istiyordu.

Şimdi ağlayıp sızlanan yanaşmalar bunu göremediler ve AKP’nin hizmetine girdiler, “Yetmez ama evetçi” oldular. Şimdi utanmadan yanıldıklarını itiraf ediyorlar. Dahası aralarında “Ne olmuş yani?!” diye çemkirenler bile var.

Hem, hem

Çatışma yerine uzlaşmayı tavsiye edenlere gelince: Laikleşme dinin her türlü vesayetinden kurtularak özgürleşmedir. Bu özgürleşme eylemini din karşıtlığı sayanlara söyleyecek hiçbir sözümüz yok. Dinin vesayeti ancak din devletinde olur. Bu nedenle din vesayetini tekrar getirmek isteyenlerle laik cumhuriyetin uzlaşması mümkün değil.

AKP ve onun ecdadı partiler Cumhuriyet devrimlerine ve anayasanın değişmez maddelerine karşı olduklarını hep dile getirdiler. AKP, iktidara geldikten sonra devrim yasalarını delik deşik etti. İmam-hatip okullarını din vesayetinin ileri karakolu haline getirdi. Gün geçtikçe din vesayetinin zorbalıkları hissedilir oldu.

AKP, üzerinde çalışılan anayasayı din vesayetine izin verecek hale getirmek istiyor. Uygulamada türlü yöntemlerle kullandığı dini vesayeti önce anayasallaştırmayı deniyor. Ancak, bu hayallerini belli ölçüde gerçekleştiren bir anayasayı kabul edebilir. Aslında 1982 Anayasası’ndan hiçbir şikayeti yok. Partiler ve seçim yasalarından da şikayeti yok.

Demokrasinin ve demokratikleşmenin önündeki en büyük engel AKP ve dini vesayet özlemi çeken zihniyettir. AKP, kimsenin demokrasi hayallerini gerçekleştirmez. Buna sadece budalalar inanır!