Ankara ay yıldızlı bayrağa dönüştü -(TAMAMI)
29 Ekim’de Ankara sokakları, caddeleri, meydanları al bayrağın rengine dönüştü. Ankara gene kurtuluşun karargâhı olmaya hazır. Ankara’ya yakışan yaşandı 29 Ekim’de. Bayramdan üç gün önce yakalandığım grip ağır geçiyordu, nefesim hırıltılı, belli ki bronşlara kadar inmiş, cuma günü hastaneye koştum, sırtımı dinleyen doktora; “Beni 29 Ekim’e kadar ayağa kaldıracak ilaçları yazın!” dedim; bilmiyorum ilaçlar mıydı, 29 Ekim’in kendisi miydi beni dirilten. İlaçlar olmasa gene kalkardım ayağa. İktidarla birlikte hareket eden Sayın Bahçeli’ye duyduğum öfke bile beni ayağa kaldırmaya yeterdi o gün. Bahçeli bizleri şaşırtmaya daha ne kadar devam edecek bilemiyorum. Sayın Bahçeli, siz o kalabalıkları yakından görmediniz, aralarında sanırım hiç bulunmadınız, bir gün bu kalabalıkların arasına girer misiniz bilmiyorum; hiç değilse fotoğraflara bir bakın, elinde al bayrakla yürüyenlerin hiçbirinin yüzünde teröriste ya da bölücüye benzeyen bir hal var mı? Kaos peşinde insanlar mı onlar, siz buna gerçekten inanıyor musunuz? Fotoğrafları önünüze koyun, tek tek bakın yüzlerine, gözlerine! Bunların hepsi kitap okur, evlerine iki üç gazete girer, tiyatroyu, sinemayı, müziği severler, gerçek birer sanatseverdir hepsi de, bilime, bilgiye çok değer verirler, kimseye zarar gelmez onlardan. Ankara Valisi Sayın Alâaddin Yüksel bu kalabalıkları tanıyacak kadar deneyimli bir yöneticidir. Yüz binler, Cumhuriyet sevgisini, Cumhuriyet’e bağlılıklarını göstermek istiyorlar sadece? Kim, neden çekinir en büyük bayramını kutlamaktan başka derdi olmayan bu insanlardan? Sayının çok olması mı bazı çevreleri ürküten? Bundan sonra kimse bu bayramların sönük geçmesini, üç yüz, beş yüz kişiyle daracık alanlarda kutlanmasını beklemesin. Her 29 Ekim’de sayı daha da çok olacak, Cumhuriyet böyle hırpalandıkça. Sayının çokluğu muydu acaba Sayın Bahçeli’yi de tedirgin eden? Aynı şekilde 10 Kasım da sönük geçmeyecek Ankara’da, ilgililer bibergazı dışında başka önlemler alsınlar, yardımcı olsunlar. Sayın Bahçeli, eskiden sık sık:
Yüce Divan’a gidecek suçlar
“Sizi Yüce Divan’a göndereceğim!” derdi ve bu sözleri söylerken ayrı bir kükreyişi vardı. Hani nerdeyse benim bile oyumu alacaktı. Sayın Bahçeli, size çok puan kazandıran bu sözleri bu gün de söyleyebiliyor musunuz? Ne oldu, Tayyip Bey’in Yüce Divan’a gidecek suçları kalmadı mı yoksa? Hayır, ortada Tayyip Bey’i yargılayacak Yüce Divan kalmadı. Yok edilen yalnız Yüce Divan mı, Cumhuriyet de yok edildi aslında. Bütün bu olup bitenler karşısında, biraz kımıldamasın mı, biraz sesini duyurmasın mı, biraz kendini göstermesin mi bu millet? 29 Ekim’de olsun, bayrağını eline almasın mı bu halk? MHP ne zaman demokrat insanları, ilericileri, Atatürkçüleri, Cumhuriyetçileri doğru anlayan bir parti olacak, doğrusu merak ediyorum. Bölücülük sözcüğünü kafasına estiği gibi kullananlar, bölücülüğe en büyük hizmeti yapmış olurlar.29 Ekim sabahı daha Batıkent metrosunda başlıyordu al bayraklı kalabalıklar, Ulus’tan bir durak önceki durakta indik, Stadyuma doğru yürüyoruz. Her taraf insan ve bayrak... Kalabalıklar Ulus’a doğru akıyor, bir şenliğe nasıl gidilirse öyle gidiyorlar. Hiçbirinin içinde bir kötülük yok, taşkınlık yok, yanlış yapma düşüncesi yok, herkes o günün büyük bir bayram olduğunun bilincinde.
‘Barikatları kim kaldırdı?’
Sorun bu bilinci taşımayanlarda, bu bilinçten rahatsız olanlarda.Eski Meclis’in önündeki barikatı görünce, Küçük Tiyatro’nun önünden yürüyoruz biz de. Neyse ki heykel yasaklanmamış halka, o tarafa geçiyoruz. Çok geçmeden de bibergazını yemiş kalabalık üstümüze doğru geliyor panik içinde. “Durup dururken sıktılar gazı!” diye söyleniyorlar, şaşkınlar, o gazı niye yediklerini anlayamıyorlar bir türlü. Gözleri sulanmış çoğunun. Gözlerdeki yaş, soğuktan mı acaba, diyorum, hayır Ankara’da ılık gidiyor havalar, keşke soğuktan olsaydı. Şu günlerde havalar ılık geçiyor Ankara’da, soğuklar değil, bibergazı yaşartıyor gözlerimizi. Neyse ki olaylar daha fazla büyümedi, halktaki olgunluk, kalabalıklardaki olgunluk biraz da karşı tarafa, yöneticilere mi bulaştı, ne oldu, büyümedi. İyi ki de büyümedi. “Barikatları kim kaldırdı?” diye sorup duruyorlar. İyi niyet kaldırdı barikatları. Sorumlusu iyi niyettir! Her şeye rağmen Ankara’da 29 Ekim bayram gibi başladı, bayram gibi bitti. Sıra 10 Kasım’da.