Ankara’daki kurşun Türk-Rus ittifakına
Günlük yazımı gazeteye teslim ettim.
Sonra bölge krizini değerlendiren iç toplantıya katıldım.
Muhtemel gelişmeleri değerlendirdik.
Temel ihtimallerden biri: Suikastlar olabilir.
***
Toplantı bitti. Merdivenden çıkıyorum.
Haberi ilk orada duydum: Ankara’da suikast.
Hedef: Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Gennadiyeviç Karlov.
Maalesef: Büyükelçi kurtarılamadı.
***
Suikastın hemen sonrasında ilk bilgiler.
Saldırı bir fotoğraf sergisi açılışında yapıldı.
Henüz: Fail de, örgüt de kesin belli değil.
İddia: Saldırgan Türkçe konuşuyor. Suriye’nin “intikam”ından söz ediyor.
Rus Sputnik sitesine göre fail: “Radikal İslamcı”.
Saldırgana atfedilen bir duruş: “Ben buradan sağ çıkmayacağım. Herkes geri çekilsin.”
***
Ayrıntılar olayı netleştirecek.
Fakat: Asıl siyasi tabloya bakalım.
Bir Türk-Rus ittifakı kurulmuştu.
Bu sayede: TSK, Suriye’de Amerikan koridorunu kesti.
Yine bu sayede: Halep teröristlerden kurtarıldı.
***
Asıl önemlisi bundan sonrasıydı.
Ankara-Moskova ittifakı ilerleyecekti.
Bugün Moskova’da kritik bir toplantı vardı.
Üç dışişleri bakanı katılacaktı: Türkiye, Rusya ve İran’dan.
Bu: İttifaka İran’ın da katılacağı anlamına geliyordu.
Yani: Bölgesel ittifak büyüyordu.
***
Böylece: Ankara’daki kurşunların hedefi netleşiyor.
Bir: Türk-Rus ittifakı.
İki: Moskova’daki Türkiye-İran-Rusya toplantısı.
İranlı üst düzey bir kaynak, ikinci ihtimale vurgu yaptı.
***
Tetikçiyi belirlemek kolaydır.
Arkasındaki örgüt de ortaya çıkarılabilir.
Fakat asıl önemlisi: İpin ucu nereye çıkıyor?
Şimdilik siyasi tahlil yapabiliriz.
Temel sorular şöyle:
Bir: Türk-Rus ittifakı kimin çıkarlarını tehdit ediyor?
İki: Türkiye-Rusya-İran ittifakının da kurulması kimi ürkütür?
Soğukkanlı olalım. Adres tek: Parmaklar Washington’u gösteriyor.
***
Ankara suikastı bizi uyarıyor.
Bir: Belli ki, Amerika’daki kaos güçleri sıkıştı.
Maalesef: Bu yüzden suikastlar mevsimine girdiğimiz anlaşılıyor.
Devlet de, milli kuvvetler de teyakkuzda olmalı.
***
İki: Hedefleri belli. Türk-Rus ittifakını durdurmak istiyorlar.
Beklentileri: İki dost arasına şüphe, güvensizlik sokmak.
Demek ki: Ankara-Moskova dostluğunu özenle koruyacağız.
***
Üç: Zaman sıkıştı. Bölgesel ittifakı genişletmeliyiz.
İran’la ve özellikle Suriye ile açık koordinasyon acil ihtiyaç.
Hızlı adımlar atmalıyız. Kaosçu güçlere yeni tertipler için fırsat vermeden.
***
Dört: Bıkmadan dikkat çekelim. Her şeyin temeli iç cephe.
İç cephede güvensizlik yaratan adımlardan vazgeçeceğiz.
***
Aşağıdaki yazıyı, suikasttan önce yazdım.
Hiç değiştirmeden veriyorum.
ESAS OLAN TÜRK-RUS İTTİFAKI
Rusya’nın İstanbul Konsolosluğu. İstiklal Caddesi’nde. Bizim gazete de öyle.
Önünden geçiyorum. Konsolosluk önü yine polis tertibatlı.
***
Sebep: Protestocu küçük gruplar.
Konu: Halep’teki “Rus mezalimi”.
Son günlerin protesto manzaralarına bakıyorum: Sanki mesaideler.
Sıfır taşkınlık. Sıfır heyecan.
Protesto ediyor”muş” gibiler.
Polisler de farkında: Müteyakkız değiller.
Sadece vaziyet al”mış”lar.
***
İran Konsolosluğu. Cağaloğlu’nda.
“Protestocu”lar orada da “sahne” alıyor.
Haklarını teslim edelim.
Heyecanları bir “vites” daha yüksek.
Görünen: İdeolojik gıdalarını mezhepçi önyargılardan alıyorlar.
***
AKP medyası da aynı havada.
Halep, sanki Plevne.
Hedefleri: Biraz Rusya, daha çok da İran.
“Bağımsız” İslamcı gruplar. “Bağımsız” AKP medyası: Hepsi görevde.
Bir: Yasak savıp “gaz” alıyor.
İki: AKP Halep’te bir viraj döndü ya.
Biraz perdeliyolar. Alıştırmak için.
***
Sahada olanlara bakalım.
Mecburiyetler çoktan icra etti hükmünü.
Milat: Tayyip Erdoğan-Vladimir Putin zirvesi (Petersburg/9.8.2016),
O günlerde kaynaklarımdan aldığım bilgi: Kapsamlı bir mutabakata varıldı.
Sıcağı sıcağına yazmıştım: “Türkiye ve Rusya’nın Suriye yol haritası” (12.8.2016).
***
Petersburg zirvesi ardından “iş”ler hızlandı.
Erdoğan’la Putin iki kez daha buluştular. Biri Çin’de, diğeri Türkiye’de.
Kesilmeyen bir telefon trafiği.
Son dönemde her gün konuştular.
Bazen günde birkaç defa.
***
Sonuçları da verimli.
Türk-Rus mutabakatıyla iki büyük adım atıldı.
Bir: Türkiye, Cerablus’tan Suriye’ye girdi (24.8.2016).
Üç ay sonra geldiğimiz aşama: Amerikan koridorunun önü kesilmiştir artık.
***
İki: Türkiye, Rusya ile mutabakatın karşılığını verdi.
Kendisine yakın ÖSO kalıntılarını Halep cephesinden çekti.
Suriye ordusunun önünü açtı.
Üç ayın sonunda varılan sonuç: Halep kurtarıldı.
Kent tekrar Suriye ordusunun denetiminde (Aralık 2016).
***
AKP cenahından bir isimle istişare ediyoruz.
Stratejik aklı temsil edenlerden.
Konu: Halep’in tekrar Suriye’nin denetimine girmesi.
Bir zemin yoklaması yapıyorum: Halep sonucu Türkiye için de hayırlı oldu.
Muhatabım durduğu yerden emin: “Tartışılmaz öyle.”
***
Ayrıca olacakları, olması gerekenleri işaret etti.
“Asıl bundan sonrası önemli.”
“Türkiye, Rusya ve İran. Ortak toplanacaklar.”
“Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlama vurgusu yapacaklar.”
“Acele etmeliyiz. Trump göreve başlamadan büyük adımlar atılmalı.”
Kastettiği: Rakka’da IŞİD’e, koridorda PKK’ya karşı harekete geçmek.
Amaç: Batının, özellikle ABD’nin elini kolunu bağlamak.
***
Söylediklerine dikkat.
Ortak hareket olur ya da olmaz.
Önemli olan vurguları. Dediklerinin özeti.
Bir: Suriye’nin toprak bütünlüğü.
İki: Rusya ve İran’la ortak hareket.
Üç: Hedef IŞİD ve PKK.
***
AKP’li bir medya yöneticisi.
Halep’teki durumu konuşuyoruz.
Halep’in Esad yönetimine geçmesinden o da memnun.
“Türkiye’nin başka çıkış şansı yoktu.”
Gösteriler diyorum.
Cevabı: “Görüntüyü kurtarmak için.”
***
“Saha” ile devam edelim.
Suriye’de tarihin ibresi bölgeden yana döndü.
Halep’te sonuç alınıyor: Türkiye-Rusya ittifakıyla.
Moskova’da bugün üç dışişleri bakanı buluşuyor: Türkiye, Rusya ve İran.
Şimdi sırada Astana zirvesi var.
Suriyeli muhaliflerin de katılacağı.
***
Özet:
Bu işler hep Cenevre’de yapılırdı.
Oyun kurucu Batılı ülkelerdi.
Bölge kuvvetleri yardımcı rolde olurdu.
Şimdi oyun da değişti. Oyun kurucular da.
Bölge kuvvetleri inisiyatif kazandı.
Bölgesel oyun kurdular.
Bölgesel plan yapıyorlar.
Uyguluyorlar.
***
Sırada iki adım olmalı.
Bir: Türkiye İran’la birlikte hareket etmenin yolunu bulmalı.
İki: Öncelikli mücadele alanları belli. Amerikan koridoru ve terör.
İkisi birbirine bağlı.
İç cephede birlik ihtiyacı daha da büyüdü.
Bu da görülecek: Başkanlık iç cepheyi bölüyor.