Anne babanın ergenle iletişimi
“Oğlum lise ikide öğrenci. Zeki, fakat çalışmayı sevmiyor. Uzun yıllardır bilgisayar oyunlarına bağımlılığından uzaklaşması için çok çaba gösterdik. Çatışmalar yaşadık, fakat başarılı olamadık. Ortaokula dek sporla da aktif uğraşıyordu. Şimdi okul bünyesinde kısmen sporla ilgileniyor. Satranç oyunculuğu da var. Şimdilerde çok aktif olmasa da üst düzey turnuvalara katılmaktan hoşlanıyor. Evde örnek olunmasına rağmen kitap okumayı sevmiyor. Tiyatroya, resim sergisine, konsere gitmekten hoşlanmıyor. Birincil meşgalesi çevirim içi bilgisayar oyunlarıyla vakit geçirmek ve cep telefonundan oyun videosu izlemek. Bir de kendi gibi yaşıtlarıyla çevirim içi geyik muhabbeti. Bu da sosyalleşmeden, birlikte gezmekten, verimli olabilecek uğraşlardan uzak tutuyor. Sınırlı da olsa satranç oyuncusu yaşıt ya da büyüklerden bir çevresi var. Fakat ekran bağımlılığı, kendisini geliştiren meşgaleler ile uğraşmasının önüne geçmekte. Ekran ile ilişkisini sınırlayamıyor. Kısır döngü devam ediyor. Kendisine nasıl destek olabiliriz?”
Değerli okurumuzun mektubunu özetlemeye çalıştım. Gençlerin ekran ve çevirim içi bilgisayar oyunları ile ilişkisine dair birçok soru geliyor. Bu mektuba yanıt, diğer soruları da kapsar diye ümit ediyorum.
Ünlü Fransız çocuk psikanalisti Serge Tisseron ergenlik döneminde ekran bağımlılığından söz edilemeyeceğine vurgu yapar. Bu dönemde ekran ile aşırı bir meşguliyet olabilir, ancak bağımlılık farklı bir olgudur. Eğer bağımlılık düzeyinde bir meşguliyet varsa, bunun arkasında başka bir psikopatoloji olup olmadığı araştırılmalıdır demektedir. Serge Tisseron’un bu önemli saptamasından yola çıkacak olursak, bağımlılık düzeyinde bir ekran meşguliyeti olduğunu düşündüğünüz durumlarda mutlaka bir çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanının değerlendirmesine baş vurmanızı öneririm.
YENİ DÖNEME UYGUN YENİ BİR TARZ
Genel olarak ergenlik dönemine bakacak olursak, bu dönemde ebeveyn çocuk ilişkisinde bir farklılaşma olmaktadır. Genç, anne- babasıyla çocuksu bağlarından kurtulmak, erişkin hayata geçebilmek için bir miktar uzaklaşmak zorundadır. Bu ayrışmayı sağlayabilmek için ‘kendine özgü’ bir yol seçmeye çalışır. Anne-babasının zevklerini küçümser, dinlediği müziği beğenmez, alaycı bir tutumla onları eleştirir. Burada yapmaya çalıştığı, onlardan farklı bir birey olma çabasıdır. Bu gelişimsel bir ihtiyaçtır. Anne-babanın bu ihtiyacı anlayarak yaklaşması çok önemlidir. Çocukluk çağındaki yol gösterici tutum gözden geçirilmeli ve yeni dönemin özelliklerine uygun daha az direktif bir tarz oluşturulmalıdır.
Ergenler, anne-babaları tarafından doğrudan müdahalelere tepkilidirler. Kendi zevkleri ve yollarını oluşturma çabasında iken, sizin zevklerinizden uzaklaşacaklar, hatta farklı olduklarını kendilerine kanıtlayabilmek için tam tersini yapabileceklerdir.
Onların sizin olduğunuz yere gelmesini talep etmek yerine, onun olduğu yere gitmeyi denemek işe yarayabilir. Bir ergenle iletişim kurmanın bazı incelikleri vardır. O ne hissediyor? Bu oyunlarda ne buluyor? Çocuğunun bu oyunlarda ne bulduğunu anlamak için, onun oynadığı oyunları öğrenen, onunla bu oyunlar üzerinden sohbet oluşturmaya çalışan anne-babaların, hem kurdukları iletişimi geliştirdikleri, hem de bu iletişim sayesinde ekranla ilişkisini sınırlayabildiklerine şahit oldum.
Ergenler ‘ben senin yaşındayken...’ ile başlayan cümlelerden nefret ederler. ‘Bunu şöyle yapmalısın, bu yolu seçmelisin, doğru olan şunu yapman...’ cümleleri, sizin söylediklerinize kulaklarını tıkamaları için yeterlidir. Onunla ders niteliğinde olan ‘doğrular’ konuşmaları yapmak bir yere varmayacaktır.
Mümkünse gençlerin jargonunu öğrenin, ara sıra siz de onunla ‘geyik’ yapın. Onun ayrışma çabasına destek olun. Suçlamayın, yargılamayın. O da sizin gibi eleştirilmekten hiç hoşlanmaz.
Bir tek gençlerin ekranla aşırı meşguliyetinde değil, genel olarak sorunu tanımlarken ‘bağımlılık’ kelimesi savunmacı bir tutumun doğmasına yol açar. Tartışma ‘bağımlısın’, ‘bağımlı değilim’ eksenine hapsolur. Oysa amacımız soruna dikkat çekmek ve çözüm yolları aramaktır. Bu nedenle kişinin etiketlendiğini düşündüğü söylemlerden uzak durmak çatışmayı azaltacaktır.