29 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ara malda ithal bağımlılığı ve çözüm II: Uzun vadeli teknoloji ve sanayi planı yapalım

Prof. Dr. Ufuk Tutan

Prof. Dr. Ufuk Tutan

Eski Yazar

A+ A-

Ara mal ithalatına bağımlılığı arttıkça cari işlemler dengesi kronik olarak daha yüksek seviyelerde açık veren Türkiye ekonomisi, 1994-2020 yılları arasında yıllık ortalama 24 milyar ABD doları; 2002-2020 yılları arasında yıllık ortalama 30 milyar ABD doları; yüksek faiz düşük kur döneminin başlaması ile de 2005-2020 arasında yıllık ortalama 34 milyar ABD doları cari açık vermiştir. Diğer bir deyişle, günümüzde Türkiye ekonomisi için kronikleşmiş cari açık rakamı, 30-35 milyar ABD doları seviyelerindedir. Yapılan güncel hesaplamalara göre bu cari açık rakamının ekonomik büyüme yüzde 5-7 arasına ulaştığı zaman 40-45 milyar ABD doları seviyelerine ulaşması ve o seviyelerde plato oluşturması beklenmektedir çünkü son yıllarda gerçekleşen gıda-emtia-enerji fiyatlarındaki küresel artışların ihracat gelirlerine kıyasla ithalat maliyetlerine daha fazla yansıdığı ve dolayısıyla ara mal ithalatına bağımlı hale gelmiş bulunan sanayi üretiminin dış ticaret açığını ivmelendirdiği saptanmaktadır.

Ara malda ithal bağımlılığı ve çözüm II: Uzun vadeli teknoloji ve sanayi planı yapalım - Resim: 1

Cari açık kronikleşmiş ve ara mal ithalatına bağımlı hale gelmiştir. Ara mal ithalatına bağımlı hale gelen sanayi üretimi sebebiyle de dış ticaret açığı kemikleşmiş ve bu nedenden dolayı da cari fazla vermek günümüz Türkiye ekonomisi koşullarında neredeyse imkansız hale gelmiştir. Ayrıca, sıcak para akışına dayalı finans piyasası, kar transferleri ile cari fazlayı matematiksel olarak mümkün kılmamaktadır. Cari fazla verememe ya da cari açık verme sorununun kısa vadeli çözümü de mümkün görünmemektedir. Öte yandan, cari açık sorununun çözümü ancak uzun vadeli teknoloji ve sanayi planları yapmaktan geçmektedir. Ayrıca, bu uzun vadeli planların tam verimle uygulanabilmesi için de öncelikle ilgili kamu ve özel kurumlarının kurumsallaştırılması ve bu kurumsallaşma sürecinin ekonominin diğer aktörlerine de ivedi uygulatılması gerekmektedir.

YURT İÇİ DE İTHAL MALA BAĞLANDI

2001 ekonomik krizi sonrası uygulamaya konulan ve 2005 yılında meyveleri alınmaya başlanan yüksek faiz-düşük kur dönemi, sanayi üretimini ara mal ithalatına daha da bağımlı hale getirmiştir. 2005 yılı öncesinde ekonominin büyüme hızı yavaşladığında tüketim malı ithalatı yavaşlarken sermaye malı ve ara mal ithalatları da bu yavaşlamaya paralel yol izlemektedir. Ancak, 2005 yılı sonrası ara mal ithalatının ekonomideki yavaşlamaya tüketim malı ve sermaye malı ithalatları ile aynı yönde ve oranda tepki vermediği saptanmaktadır. Bu radikal yön değiştirmenin açıklamasını bazı kesimlerin yurt içi büyüme yavaşlarken yurt dışı üzerinden talep yaratılarak ihracat üzerinden sanayi üretiminin yurt içi yavaşlamalarına karşı tampon oluşturduğu görüşü öne sürülse de bu görüşün sahiplerinin ihracat ile birlikte aynı zamanda ithalatın arttığını ve hatta, ihracatın artış oranından daha fazla oranda ithalatın arttığını göz ardı ettikleri saptanmaktadır. Üstelik, bu ithalat artışının temel kaynağının ara mal ithalatı olduğu da çok net bir verisel gerçeklik olmakla birlikte ara mal ithalatının kullanılmakta olduğu sanayi ürünlerinin sadece ihracat ürünlerinde değil yurt içi için üretilen ürünlerde de kullanıldığı gözlemlenmektedir.

Ara malda ithal bağımlılığı ve çözüm II: Uzun vadeli teknoloji ve sanayi planı yapalım - Resim: 2

2008 ile 2020 yılları arası toplam ithalat içinde ara mal ithalatının payı yüzde 72.6 iken tüketim malı ithalatının toplamdakı payının yüzde 12.4 olduğu görülmektedir. Ancak, son yıllarda ekonominin iniş ve çıkışlarına rağmen her durumda ara mal ithalatının toplam içinde payı yüzde 75’lere ulaşırken tüketim malı ithalatının toplam içinde payının yüzde 10’lara düştüğü gözlemlenmektedir. Özellikle, ekonominin durgunluk yaşadığı son 5 yıl içinde tüketim malı ithalatının oransal olarak düşmesi (zaman zaman da miktarsal olarak düşmesi) normal kabul edilirken ara mal ithalatının toplam ithalatı ivmelendiren ana kalem olmasının açıklaması büyük ölçüde sanayi üretiminin ara mal ithalatına bağımlılığı ile açıklanabilmektedir. Öyle ki bu zaman diliminde Türkiye ekonomisinin yüzde 7.5 ya da yüzde 0.9 büyümesi, ara mal ithalatında önemli değişimlere yol açmadığı ve ardı ardına gelen yıllarda aşağı yukarı aynı miktarda ara mal ithalatı yapıldığı da saptanmaktadır. Bu örnek dahi ekonominin durgunlaşması durumunda bile sanayi üretiminin aşağı yukarı aynı miktarda ara mal ithalatını talep ettiğine işaret etmektedir. Böylece, ne kurlardaki değişim ne de ihracattaki artış dış ticaret açığı üzerinde artık çok da etkili olmadığı sonucu büyük ölçüde doğrulanmaktadır.

İHRACATIN YÜZDE 70'İ BAĞIMLI

İthal ve ihraç mal-hizmetlerinin uluslararası standart ticaret sınıflandırmasına göre 9 farklı ana kalemdeki dağılımı (SITC, Rev.4) incelendiğinde de kimya, makine-ulaştırma ve işlenmiş mallar ana kalemlerinin ağırlıklı olduğu ve bu üç kalemin alt ticari kalemlerinde ara mal ithalatının daha yoğun olduğu görülmektedir. Uluslararası standartlara göre 9 ana kalem ve 60’ın üzerinde alt ticari kalemde tüm ithalat ve ihracat mal-hizmetler incelendiğinde Türkiye ekonomisi’nin 24 alt ticari kalemde ihracatının ara mal ithalatına yüksek oranda bağımlı olduğu ve bu alt ticari kalemlerin toplam ithalatın yüzde 60’ını ve toplam ihracatın da yüzde 70’ini oluşturduğu görülmektedir.

Ara malda ithal bağımlılığı ve çözüm II: Uzun vadeli teknoloji ve sanayi planı yapalım - Resim: 3

Kimya ana kaleminde plastik; makine-ulaştırma ana kaleminde kara taşıtları; işlenmiş mallar ana kaleminde demir-çelik alt ticari kalemleri öne çıkarken bir diğer bilimsel çalışmanın sonucuna göre bu ana kalemlerin ve onların alt ticari kalemlerinin yüksek oranda ara mal ithalatına bağımlı hale geldiği saptanmaktadır. Türkiye ekonomisi için hazırlanan son ve önceki girdi-çıktı (input-output) tablolarının sonuçlarına göre de sözü edilen 3 ana kalemin içindeki çoğu alt ticari kalemlerinin (girdi-çıktı tablolarında benzer alt ticari kalemler alınmıştır) yüksek oranda ara mal ithalatına bağımlı hale geldiği görülmektedir. Öte yandan, 24 alt ticari kalemdeki ara mal ithalatına bağımlılık yüzde 50 ile 85 arasında değişirken ihracatı çok yüksek olan alt kalemlerde ara mal ithalatına bağımlılığın daha yüksek oranlarda seyrettiği saptanmaktadır. Bunun yanında 9 ana kalemin altında toplanan 60’ın üzerindeki alt ticari kalemde de ara mal ithalatına bağımlılığının 20 yıl içinde hızla arttığı gözlemlenmektedir. Burada dikkat çeken; Türkiye ekonomisinin tarihsel sanayisi tekstil sektörü ve mobilyacılık sektörünün de son 20 yıl içinde ara mal ithalatına bağımlılığının artmış olmasıdır.

KOBİ'LERİN KÂRLILIĞINI DÜŞÜRÜYOR

Türkiye ekonomisi 2000’li yıllar itibarı ile kronikleşmiş cari açık vermektedir. Bunun ana nedeni de dış ticaret açığıdır. Turizm gelirlerinin bu açığı kapayacak seviyede olmaması ve sıcak para girişi arttıkça da artan kar transferleri, bu açığın kapanmasına izin vermemektedir. Ara mal ithalatına bağımlı hale gelen Türkiye ekonomisi, ihracat ve iç tüketim için ürettiği mal-hizmet üretimlerinde gittikçe artan oranlarda ara mal ithalatı kullandığı da anlaşılmaktadır. Bu da dış ticaret açığını kronik hale getirirken ulusal üretim yapan KOBİ’lerinin kar oranlarını düşürmekte ve istihdam yaratma kabiliyetlerini azaltmaktadır. Ayrıca, enflasyonu da dövize ve dolayısıyla ara mal ithalatına bağımlı hale gelen üretici fiyatlarından yüksek oranda etkilenir hale gelmektedir. Döviz fiyatları arttıkça da enflasyon üzerinden makroekonomik dengeleri iyiden iyiye bozulmaktadır. Cari açık sorunun arka planındaki asıl neden ise ulusal teknolojisini üretememesi ve ulusal üretim devrimini gerçekleştirememesidir. Uzun vadeli planlar gerektiren ulusal teknoloji üretimi ve buna bağlı olarak ulusal sanayi üretimi, belirli sanayi sektörlerine odaklanılarak dikkatle hazırlanması gereken uzun vadeli programların uygulanmasını gerektirmektedir.

Ara malda ithal bağımlılığı ve çözüm I: Yüksek faiz, düşük kur cari dengemizi bozdu