10 Ocak 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Artık lityum fakiri değiliz

Serdar Aliçavuşoğlu

Serdar Aliçavuşoğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

Küresel çapta sınırları zorlayan teknolojik ihtiyaçlar, enerji kaynaklarına ve depolama yöntemlerine olan ilgiyi de arttırmıştır. Günümüzde savunma sanayiinden sivil sanayiye, ulaşımdan iletişime, sağlıktan eğitime birçok alanda, elektrik ve elektronik cihazlarda, güç kaynaklarının önemi tartışmasız ortadadır. Hemen hemen her birey cep telefonu, bilgisayar, radyo, televizyon gibi teknolojik ürünleri kullanmaktadır. Özellikle günlük hayatta sık sık kullandığımız taşınabilir teknolojik ürünler, taşınabilir batarya ihtiyacını doğurmuştur. Bu ihtiyaçlar araştırmacıları “Lityum (Li)” elementine sürüklemiştir. Günümüzde lityum-iyon piller, taşınabilir cihazlar için vazgeçilmez bir güç kaynağıdır.

NEDEN LİTYUM-İYON PİL?

Lityum-iyon piller, lityum iyonlarının indirgenmesi ve tersine yükseltgenmesi ile şarj ve deşarj olan elektrokimyasal hücre türleridir. İsminden de anlaşılacağı gibi Li elementinden üretilmektedir; ancak Li elementi yüksek reaktifliği nedeniyle doğada saf halde bulunmamaktadır. Doğada cevherler içerisinde bulunan lityumun ayrıştırılması öyle sanıldığı gibi kolay bir konu değildir; ancak dünyada Çin gibi birkaç ülke cevherden ayrıştırma işlemi yapabilmektedir. En ucuz ayrıştırma yöntemleri ise “Tuzlu sudan elde edilen” ve “Kil içerisinden elde edilen” yöntemlerdir.

DÜNYADA LİTYUM REZERVLERİ AZALIYOR DERKEN…

8 Ocak 2025 tarihinde Çin Doğal Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı “Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun” yaptığı açıklamaya göre Çin, tüm dünyada lityum rezervlerinin %6’sına sahipken yeni rezerv tespitleriyle bu oranın %16,5’e yükseldiğini bildirdi. Bu muazzam artış Çin’i küresel sıralamada 6. sıradan 2. sıraya taşımıştır.

Çin’in batısında keşfedilen 2.800 kilometrelik lityum kuşağının rezerv artışında önemli ölçüde katkısı olmuştur. Artışın tek nedeni tespit edilen Li kuşağı değildir, tuz göllerinden ve atık kil içeriğinden ayrıştırma yapılarak elde edilen rezervler de artışa dahildir. Çin dünyada 3. büyük tuz gölüne ve tuz gölünden ayrıştırma yapabilme yeteneğine sahip olması nedeniyle büyük bir lityum rezervine ulaşmış görünmektedir. Bu durumun Çin’in lityumda dışa bağımlılığını azaltacağı pekâlâ düşünülmelidir.

Çin’in tüm dünyada teknoloji üretim üssü haline dönüşmesi, taşınabilir güç kaynaklarına ve doğru orantılı olarak lityum rezervlerine ihtiyaç duymasını getirmekteydi. Yeni keşifler, Çin'in elini çok güçlendirecektir. Geçen ay ABD’ye karşı nadir toprak elementleri (antimon, galyum, germanyum, süper katı malzemeler vd.) temelli ihracat kısıtlama kararı alan Çin'in lityum konusunda da aynı kararı alacağı öngörülmektedir.

TÜRKİYE’DE LİTYUM REZERVLERİ

Türkiye’de lityum rezervleri kayda değer büyüklükte değildir diye bilinir; ancak son araştırmalar bunun doğru olmadığının işaretlerini vermektedir. Lityum doğada borla uyumlu bir elementtir ve bor üretiminde atık olan kil içerisinde yüksek oranda lityum bulunduğu yakın zamanda tespit edilmiştir. Yapılan araştırmalarda atık kil içerisinde 2.000 ppm lityum içeriği bildirilmiştir. Ülkemizdeki diğer kaynaklarda 40-350 ppm arasında lityum bulunduğu düşünüldüğünde, bor üretiminde oluşan atıklardan elde edilen kil içeriğindeki lityum miktarının (2.000 ppm) ne denli yüksek olduğu anlaşılacaktır.

Türkiye bor rezervleri açısından dünyanın en zengin yataklarına sahiptir ve Türkiye’de bor üretimi sürecinde çöpe atılan killerden ilk defa lityum karbonat üretimi başarıyla gerçekleştirilmiştir. İşte bu nedenle, Türkiye lityum fakiri bir ülke değildir. Balıkesir, Bursa, Çanakkale ve Eskişehir havzasında bulunan bor yataklarının dünyanın en büyük lityum havzalarına dönüştürülmesi an meselesidir.

Türkiye’nin bilimsel ve teknolojik planlamasında savunma sanayi, otomotiv, sağlık vb. birçok alanda elektrikli araç üretimine yönelmesi ve küresel piyasa koşullarında rekabet edebilmesi için “Lityum” rezervlerini arttırması gerekmektedir. Bir petrol, bir uranyum kadar değere sahip olan ve hatta süreç içerisinde değerinin daha da artması düşünülen lityumun milli bir program çerçevesinde öncelikli hale getirilmesi gerekmektedir.

Lityum Türkiye Çin