Asgari ücret bir ay bile dayanmadı, açlık sınırının altına düştü

Asgari ücrete yapılan düşük artış.

“Bir ay dayanmaz.

Açlık sınırının altında kalır” demiştik.

Keşke yanılsaydık.

Ama doğru çıktı.

Memur, emekli enflasyon farkı…

Düşük olsun diye ertelenen zamlar…

Ocak ayında yapıldı.

Bu da bütün ürünlerin fiyatlarını artırdı.

Mutfak enflasyonu…

Açık ifadesiyle yoksulun enflasyonu…

Bir önceki aya göre yüzde 4,97 yükseldi.

AÇLIK SINIRI

TÜRK-İŞ ocak ayı araştırması.

“Açlık-yoksulluk” sınırı belirlendi.

4 kişilik bir ailenin gıda harcaması…

Diğer bir deyişle açlık sınırı:

22 bin 131 lira.

2025 için belirlenen asgari ücret:

22 bin 104 lira.

Belirlenen ücret bir ay bile dayanmadı.

Açlık sınırının altına düştü.

Önümüzde 11 ay daha var.

Asgari ücretli nasıl geçinecek?

YOKSULLUK SINIRI

Gıda ile birlikte diğer ihtiyaçlar…

Yani “yoksulluk sınırı”:

72 bin 88 lira.

Asgari ücretin 3 katından fazla.

Çalışanlar çaresiz.

“Yoksulluk” bile lüks oldu.

Ona ulaşmayı hayal bile edemiyorlar.

BEKARLIK DA ZOR

Evlenenlerin sayısı düşüyor.

Çocuk yapma oranı da hızla geriliyor.

Gerekçe de ekonomik sıkıntı.

Bizim çocukluğumuzda yük değildik.

Babamız gelirinin yüzde 5’ini bile bize ayırmazdı.

Kamuculuk esastı.

Ama şimdi durum çok farklı.

Giderler o kadar yükseldi ki…

Gençler bırakın çocuk yapmayı…

Evlenmekten bile korkuyor.

Bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti:

28 bin 756 liraya yükseldi.

Çoğunun geliri bu rakamın altında.

EMEKLİLER

Emeklilerin durumu da aynı.

En düşük emekli maaşı 14 bin lira.

Açlık sınırının çok çok altında.

Emeklilerin büyük bir bölümü…

Maaşları açlık sınırına yetişemiyor.

Ev kiralarına yapılan zam yüzde 58.

Ama ocak ayında emeklilerin maaş artışı…

Bunun dörtte biri kadar.

SSK, Bağ-Kur emeklisine yüzde 15.

Memur emeklisine yüzde 11.

Dünyanın en yetenekli ekonomi uzmanları…

Onlar bile bu işin içinden çıkamaz.

Geçim hesabını tutturamaz.

İşçi, memur, emekli…

Artık “yoksulluğu” konuşamıyorlar.

“Açlıkla” boğuşuyorlar.

PARTİLERİN GÜNDEMİ HALKIN GÜNDEMİ

Siyasi partilerimiz…

Birbirleriyle yaptıkları atışmalar…

Seçmenin umurunda değil.

Parlamentodaki partilerin ve halkın gündemi…

Birbirinden o kadar farklı ki!

Yapılan araştırmalarda da kendini gösteriyor.

“Hangi parti ülke sorunlarını çözer?” sorusuna verilen yanıtlar…

“Hiçbiri” diyenler açık ara önde.

“Kararsızlar” en büyük parti.

GİZLENEBİLİR Mİ?

Şu anda halkın gündeminde ilk sıra…

Açık ara ekonomi var.

Bunu gizlemek için yaratılan suni gündemler…

Seçim tartışmaları…

Gerçeği unutturabilir mi?

Hiç sanmıyorum.

Halkın derdi seçim değil, “geçim.”

Bu konuda hiçbir tereddüt yok.

Bu arada Türkiye’nin güvenliği…

Giderek daha ciddileşiyor.

Alınması gereken önlemler…

Halkın olası gelişmelere hazırlanması…

Yapılması zorunlu işler var.

Ama ekonomik kriz ve halkın yoksullaşması…

Güvenliğimizi de olumsuz etkiliyor.

Pusuda bekleyenler ellerini ovuşturuyor.