19 Eylül 2024 Perşembe
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Asgari ücrette pazarlık yüzde 28'den açılmalı

Recep Erçin

Recep Erçin

Gazete Yazarı

A+ A-

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Demiröz, asgari ücret için 'Geçinebilecek noktaya getirilecek' dedi. TÜİK'e göre eylül itibarıyla mutfak enflasyonu yüzde 28'in üzerinde. Bu bakımdan asgari ücret pazarlığında en alt limit buradan açılmalı.

Ekim ayı enflasyonu bu hafta içerisinde TÜİK tarafından açıklanacak. Merkez Bankası'nın piyasa katılımcıları ile yaptığı ankete göre aylık enflasyonun yüzde 1.94 olması bekleniyor. Anket katılımcılarının cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 16.74 iken, ekim ayı anketinde yüzde 17.63 oldu. Ancak geçen hafta perşembe günü açıklanan enflasyon raporunda Merkez Bankası yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 18.4'e yükseltti. Bu durum fiyatlar genel düzeyinde artışın süreceğine işaret ediyor. Yıl sonunun yaklaşmasıyla birlikte çalışan ücretlerinin ne olacağı da merak konusu. Kur artışı ile birlikte Türkiye'de net asgari ücret 300 doların altına düşmüş vaziyette. Türkiye'de net asgari ücret 2 bin 825 TL. Asgari ücret 2021 yılı başında yaklaşık olarak 380 dolardı. Bugünkü kurdan hesapladığımızda ise 294 dolara düştüğünü görüyoruz. Yüzde 22'lik bir azalış söz konusu. Agari ücret 2020 başında ise 392 dolar, 2019'un başında 375 dolar, 2018'in başında ise 426 dolardı. Gelinen süreçte 2018'deki kur şokundan bu yana asgari ücretli kesimin dolar bazında maaşı yüzde 31 oranında erimiş vaziyette.

ÜCRETLİ KESİMİN PAYI AZALIYOR

Türkiye'de çalışan kesimin ücret artışları da genelde asgari ücretteki yükselişe göre endeksleniyor. Ancak son yıllarda gerek kur artışı gerek enflasyon karşısında hızla eriyen asgari ücrette yapılan kısmi düzeltmelere karşın asgari ücretin üzerindeki bedele çalışanların maaşları ile asgari ücretin yakınsadığı gözleniyor. Baskılanan ücretler yüzünden neredeyse geniş bir çalışan kesiminin aldığı maaş dolar bazında birkaç yıl öncesinin asgari ücret düzeyine inmiş durumda. Örneğin aylık 4 bin lira ücret alan bir çalışanın maaşı dolar bazında 2018 yılı başındaki asgari ücret kadar. Ücretli kesimlerin gelirlerinde bu erime son birkaç çeyrektir TÜİK'in gayri safi yurt içi hasıla verilerine de yansımış durumda. İş gücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayri safi katma değer içerisindeki payı 2020 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 37 iken bu oran 2021 yılında yüzde 32.9 oldu. Yine 2021'in ilk çeyreğinde de iş gücü ödemelerinin payının bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla 3.5 yüzde puan azaldığını gördük. 2020'nin tamamında da 2019'a göre bu oran 1.8 yüzden puan geriledi. Kasım ayı sonunda açıklanacak milli gelir verilerinde ise nasıl bir durumun ortaya çıktığını göreceğiz. 2020'nin üçüncü çeyreğinde Kovid-19 salgınının ağır etkileri yüzünden iş gücü ödemelerinin milli gelir içerisinde payı yüzde 29.9'a kadar çekilmişti. Bu yılın üçüncü çeyreğinde ise nispeten bir artış görsek de iş gücü ödemelerinin ne oranda arttığına bakmamız da gerekecek.

TÜİK ENFLASYONU MU YOKSA...

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) geçen hafta yayımladığı Kovid-19 ve Çalışma Yaşamı başlıklı bülteninde, “Somut mali ve teknik destek olmazsa, istihdamın toparlanması bakımından gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki 'büyük uçurum' oluşacağı yönünde uyardı. Ülkemizde ise istihdam sayısı Ağustos 2021 verilerine göre 29 milyonu aşmış durumda. Artan işsizliğe ve atıl iş gücüne karşın istihdamın da salgın öncesi seviyelerin üzerinde seyrettiği görülüyor. Ancak gerek mevcut istihdamı gerekse çalışanların refahını korumak için yukarıda aktardığımız üzere hem asgari ücrette hem de maaşları asgari ücrete endeksli belirlenen kesimlerin gelirlerinde artış sağlanması zorunlu bir hal almış durumda. Resmi enflasyona baktığımızda Merkez Bankası yıl sonu için yüzde 18.4'lük bir tahmin yaptı. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) da ayrı bir fiyat artışı araştırmasını her ay yayınlıyor. ENAG'ın eylül ayı sonuçlarına göre yıllık enflasyon yüzde 44.7 düzeyinde. Sokaktaki vatandaşa da sorduğumuzda hissedilen enflasyon için yüzde 40'larda yorumunu duyuyoruz. Nitekim yakın zamanda görüştüğümüz ağırlıklı olarak ihracata çalışan sanayiciler de yüzde 40 olmasa bile buna yakın düzeyde bir ücret artışının zorunlu hale geldiğini ifade ediyorlar.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, de cumartesi günü basında yer alan açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Bu yıl şunu söyleyebilirim, asgari ücret geçinebilecek bir noktada yayınlanacak, ona getirilecek. Artık işverenlerimizin bugüne kadar 'maliyetler yükseliyor' demesine rağmen bu gemide hepimiz varız, onlar da kazanacak ama çalışanlar da kazanacak. En azından insani bir şekilde yaşama seviyesine getireceğiz.”

YÜZDE 40 ARTIŞ YAPILIR MI?

Nitekim ENAG'ın kurucularından Prof. Dr. Veysel Ulusoy ile bir sohbetimizde, bazı büyük firmaların kendilerinden rapor isteyerek, yükselen enflasyon karşısında ENAG'ı baz alan bir ücret artışını sağladıklarını söyledi. Şirket sırrı kapsamında firma adı vermeyen Ulusoy, 15 civarında bir şirketin bunu yaptığını belirterek, sohbette bulunan yaklaşık 10 ayrı firma sahibine çalışanlarını enflasyona ezdirmeme tavsiyesinde bulundu. Mevcut net asgari ücrette yüzde 40'lık bir artışla 2022 net asgari ücreti 3 bin 955 TL oluyor. Bu da 412 dolarlık bir asgari ücret demek. Yani asgari ücret ancak bu şekilde 2018'deki kur şoku öncesi seviyesine çekilebiliyor. Ancak hem ihracatı önceleyen hükümetin hem de işveren sendikalarının ücretlerde bu derece radikal bir artıştan yana olmaları da beklenmiyor. Bu anlamda 2020 yılı başındaki 380 dolar veya 350 dolarlık bir asgari ücreti baz almaları muhtemel. Şayet 380 dolar baz alınırsa yüzde 29, 350 dolar baz alınırsa yaklaşık yüzde 19'luk bir artış beklenebilir. Kulislerde de 3 bin 600 TL'lik bir net asgari ücretten söz ediliyor. Bu da 375 dolarlık bir asgari ücret ve yüzde 27'lik bir artış demek.

İŞ ASGARİ ÜCRETLİ İLE BİTMİYOR

Ankara basını da asgari ücrette bir düzeltmenin yapılacağını son birkaç gündür kaleme almaya başladı. Bu düzeltmede hangi oranın baz alınacağı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Demiröz'ün belirttiği üzere “insani şartların” ne olacağı merak konusu. Asgari ücrette artış pazarlığında ise asgari artış oranı anlamında TÜİK'in gıda ve alkolsüz içecekler yani mutfak enflasyonu baz alınarak masaya oturulması gerekiyor. Bu oran da ekim itibarıyla yüzde 28.79 düzeyinde. Yıl sonu oranının da bundan pek farklı olmayacağı Merkez Bankası'nın enflasyon raporunda gıda enflasyon tahminini yukarı çekmesinden anlaşılabilir. Elbette Türk-İş'e göre aylık 3 bin TL'yi aşan açlık ve 10 bin TL'yi aşan aylık yoksulluk sınırı dikkate alınırsa artışın da çok daha radikal düzeyde olması beklenir. Türk-İş'in hesapladığı bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3 bin 771 TL. Bu tutar bile dikkate alında yüzde 33'lük bir artış gerekecek. Yukarıda da aktardığımız üzere asgari ücrete endeksli maaşlarda da 2022 başında asgari ücretteki muhtemel düzeltmenin ardından bir artış gerekecek. Bu ücretlerin asgari ücrete yakınsamaması nitelikli iş gücünü kaybetmemek anlamında önemli. İşletmelerin de bu kriz ortamında hem işçi maliyetlerini dengelemek hem de çalışan maaşlarında düzeltme yapmalarını teşvik etmek için artıştan kaynaklanacak prim ve vergi artışlarının kamu tarafından karşılanması için bütçede kaynak var. Konuştuğumuz iş insanları ücretlerde artıştan yana olduklarını ancak net maaştan çok ödedikleri prim ve vergilerden şikayet ediyorlar. Bu bakımdan mevcut kriz ortamı geçip fiyatlar dengelenene kadar, işveren kesiminin de bu yönde çalışan ücretlerini gerçek enflasyon kadar artırması böylece asgari ücretli dışındaki çalışan kesimlerin de pahalılık karşısında göreli olarak gelirlerinde düzeltme yapılması sağlanabilir.