22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Asli fail kim?

Çetin Susan

Çetin Susan

Eski Yazar

A+ A-

Asli fail kim? - Resim : 1

Hafta sonu İstanbul Başakşehir Stadı’nda oynanan Başakşehir-Trabzonspor Süper Lig maçında, Başakşehir tribününe aileleriyle maçı izlemeye gelen ilkokul çağındaki 2 çocuğun giymiş olduğu Trabzonspor formaları, yanlarına gelen güvenlik görevlisinin talebiyle çıkartıldı. İnsan hakları, özgürlükler gibi konularda pek hassas olan(!) kamuoyu ve medya ayağa kalktı.
Ev sahibi Başakşehir Kulübü yaptığı açıklamada, “... (Özel Güvelikçiler)Yaşları küçük olması ve ailelerinin yanında olmaları sebebiyle 2 küçük taraftarın Başakşehir tribününde kalmalarına izin vermiş ancak maçın başlamasına çok az süre kala heyecanı artan maç atmosferi sebebiyle çocukların güvenliği ve ailenin huzuru için çocukların üzerindeki formaların da çıkarılması gerekliliğini kendi iradeleriyle karar vermiş ve anlık inisiyatif kullanmışlardır.
(...) Bu sabah itibarıyla tüm detayları incelediğimizde birçok şeyi net olarak görebiliyoruz ve güvenlik şirketimize geri bildirimimizi yaptık. Kendilerinden, tarz ve iletişim konusunda mutlaka daha yüksek standartlar beklediğimizi, kulüp yöneticilerimizin bilgisi olmadan anlık inisiyatifler kullanılmaması gerekliliğini, özellikle çocuklara yönelik aksiyonlarında futbol sevgisini ya da kişisel psikolojilerine zarar verebilecek her türlü söylem ve direktiflerinde çok dikkatli olunması gerekliliğini belirterek iş akdilerini sonlandırdık...”
Yani... Yine “sistem”, yöneticiler, sorumlular, potansiyel saldırganlar temize çıkmış oldu! Güvenlik işçileri kovuldu ve pislik halının altına süpürüldü. Cafcaflı ifadelerle süslü açıklamanın dayanaksızlığı, mantık hatalarıyla kendini ele veriyor zaten. Şu ifadeye bakınız, “yöneticilerimizin bilgisi olmadan anlık inisiyatifler kullanılmaması gerekliliğini”... Hem anlık olacak hem izin alınacak...
“Çocukların güvenliği ve ailenin huzuru için” inisiyatif kullandığı vurgulanan güvenlik görevlileri, sonunda suçlu çıkarılıp işinden ediliyor. Bu nasıl işse; önce “çok dikkatli olun” uyarısını yapıp, peşinden “iş akitlerini sonlandırıyorlar”!
Varsayalım ki, açıklama gerçeği yansıtıyor. En kolay yol, güvencesiz işçiyi kovmak tabii... Açmaza düşünce, antrenör kovmak gibi... Maçlardaki o güvenlik işçileri ki, taşeron statüsünde bile sayılmazlar. Çoğu, o maç için 40-50 liraya emeğini kiralayan, mesleki eğitimi olmayan, taraftarın tribünde kale almadığı, zaman zaman darp ettiği insanlar... Değilse, kadrolu insanları ekmeğinden ettilerse daha da vahim!
Çünkü bu olayda güvenlik görevlileri işini yapmış sadece. Şöyle düşünelim... O, açıklamada “anlık inisiyatif kullanmakla” itham edilen görevliler, bu duruma müdahale etmese, peşinden “tribünlerimizde görmek istemediğimiz” ve fakat sıkça gördüğümüz bir saldırı gerçekleşse-ki bunlar da yaşandı- o güvenlikçilerin yakasına ilk yapışacak olanlar, kulübün açıklamasına imza koyanlar olmayacak mıydı? Açıklama bir-iki cümlesi değiştirilip, aynı sonuca bağlanmayacak mıydı?
Başakşehir’in başkanı, “Milletin verdiği yetkiyle OHAL’i iş dünyamız daha rahat çalışsın diye yapıyoruz. İş dünyasında herhangi bir sıkıntınız, aksamanız var mı? (...) Şimdi grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade izin vermiyoruz. Bunun için kullanıyoruz OHAL’i.” sözlerini sarf edebilmiş, emek karşıtı AKP Genel Başkanı’nın damadıdır eş durumundan. Mevcut konumunu bu yakınlığa borçlu birinin, işçileri kollayacak hâli yoktu herhalde...
Sorun formayı çıkarttıran da değil, bu iklimi hazırlayan da... Otobüste gördüğü bir çift bacağın sahibine saldırma, Atatürk heykellerini parçalama, içkili mekânlara, gayrimüslimlerin yaşam ve ibadet alanlarına baskın yapabilme, cenazeleri mezardan çıkarttırabilme, devlet televizyonunda kadınları aşağılayabilme, muhalif olanı ölümle tehdit edebilme cesaretini gösterecek kadar nefretle yüklenen pervasızların, bu güven hissini nereden edindiklerinde esas sorun...
Bunları yapabilenler, maçtaki çocuğa neden saldırmasın ki? 7/24 her konuda vaaz veren yetkili makamlardakilerin, kimi konularaysa susarak destek çıkması, yol vermesi, eski deyimle sükûtla ikrarı, onları aslî fail yapmıyor mu?